MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin geçen yıl Ekim ayında eli kanlı bölücü terör örgütü PKK'nın elebaşısı bebek katili Abdullah Öcalan'a yönelik çağrısıyla başlayan yeni çözüm sürecinde atılacak yasal adımlar için çalışmalar devam ederken 1 yıldır Öcalan'a Bahçeli'nin "gerekirse umut hakkı tartışılmalı" çıkışı Öcalan serbest mi kalacak tartışmalarını beraberinde getirmişti.
O günden bu yana AK Parti'den "umut hakkı gündemimizde yok" açıklamaları gelmeye devam etse de ne DEM Parti ne de 50 bin canın katili, eli kanlı bölücü terör örgütü PKK'nın bebek katili elebaşısı Abdullah Öcalan "umut hakkı"nı dilinden düşürmezken MHP'den dikkat çeken bir açıklama daha geldi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin önceki gün partisinin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı "Açık açık söylüyorum, gerekirse alırım yanıma üç arkadaşımı İmralı'ya giderim" ifadelerini kullanmış ve "Terörsüz Türkiye hedefinin hayat ve zemin bulması isteniyorsa İmralı'ya gidilmesine ayak sürmenin manası yok. Açık açık söylüyorum. Gerekirse alırım yanıma üç arkadaşımı İmralı'ya giderim. Sürecin asıl muhatapların birisiyle doğrudan temas kurulamayacaksa sonuç nasıl alınacak, ilerleme nasıl kaydedilecek?" çıkışı gündeme bomba gibi düşmüştü.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Erdoğan da partisinin TBMM'deki grup toplantısında Bahçeli'nin bu çıkışına destek vermişti.
MHP lideri Bahçeli'nin geçen sene eli kanlı bölücü terör örgütü PKK'nın bebek katili elebaşısı Abdullan Öcalan için yaptığı çağrıda yer alan "umut hakkı" teklifini MHP'nin 2 numaralı ismi Feti Yıldız canlı yayında tekrar gündeme getirdi ve "Şartlar yüzde 100 gerçekleştiğinde de umut hakkının kullanılmasının da önü açılacaktır" demişti.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, partisinin genel merkezinde gündemin 1 numaralı maddesiyle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Özdağ, TBMM'de kurulan 'Terörsüz Türkiye' komisyonun bazı toplantılarını kapalı yapmasına tepki göstererek, "Son toplantıda İçişleri Bakanı, Milli savunma Bakanı ve MİT Başkanı komisyona bir sunum yaptı. Yani güncel istihbarat bilgileri, asayiş ve güvenlik bilgileri açıklandı. Devlet sırrı diye halktan saklandı ama kime açıklandı? PKK'nın siyasi temsilcilerine. Arkadaşlar siz aklınızı mı kaçırdınız? Devlet yönetiminde böyle ciddiyetsizlik ve sorumsuzluk olur mu? Dünyada böyle bir örnek var mı? Mevcut istihbaratı, polisi ve askeri birliklerin yerlerini anlattıysanız, artık devletin anahtarını da verin PKK'lılara, kapatın ve gidin" şeklinde konuştu.
"Terör örgütü PKK'nın Zap bölgesinden çekildiği" yönündeki haberleri de eleştiren Özdağ, "PKK kış aylarında Zap bölgesinden çekilir zaten. Gerçekleri dile getirelim. PKK silah bırakmadı. Nereden biliyoruz. Cumhurbaşkanı Hukuk Başdanışmanı Mehmet Uçum ne diyor; 'Silah bırakma pratiklerinin genişletilerek ve geliştirilerek ilerletilmesi' gerekiyormuş. PKK silah bırakmış olsa böyle bir talebe gerek olur muydu? PKK kendisini gerçek anlamda sonlandırmadı. Bütün örgütsel yapısı varlığını sürdürüyor. PKK'lıların büyük bir bölümü YPG'ye, küçük bir bölümü İran'da PJAK'a katıldı. Bazıları da Kandil'den Talabani bölgesine indiler. Özetle, terör örgütü silahlı varlığını sürdürüyor" ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, en başından beri Öcalan'ın 'Umut Hakkı' çerçevesinde serbest kalması için 'çırpındığını' söyleyen Ümit Özdağ, şöyle devam etti:
"Dün Feti Yıldız, Öcalan'ın umut hakkı ile serbest kalacağını tekrar açıkladı. Serbest kalmakla kalmayacak, yeni bir parti kurarak başına geçecek. İstenilen bu. Türk Milliyetçilerinin öz evladı Sinan Ateş'in cenazesine bile katılmayan ama Sırrı Süreyya Önder'in fotoğrafında yüzünü okşayan Bahçeli, İstiklal Savaşını veren, FETÖ'cü darbeye direnen gazi Meclisi, İmralı'daki mahkum terörist Öcalan'ın ayağına götürmek konusundaki ısrarını sürdürüyor. Devlet Bahçeli 3 arkadaşını alıp, İmralı'ya Öcalan'ı ziyarete gidermiş. Bahçeli'nin bu açıklamasının nedeni komisyonda adaya gitmeme düşüncesinin ağır basmış olmasıdır. Komisyondaki bir çok üye tarihe terörist başının ayağına giden milletvekili olarak geçmek istemiyorlar. Bu milletvekilleri yarın seçimlerde belki 2026 yılında yapılacak seçimlerde sokağa çıktıkları zaman Türk halkından 'Neden İmralı'ya gittin' sorusuna muhatap olacaklarını biliyorlar. Komisyon üyesi olmak zorunda kalan vatansever milletvekillerine sesleniyorum, çünkü biliyorum ki bazılarınız olmak zorunda kaldınız, bir teröristin ayağına giden adam olarak tarihe geçmeyin, çocuklarınıza ve torunlarınıza böyle bir miras bırakmayın.
TBMM'deki komisyon üyesi milletvekillerinin İmralı'da Öcalan'ın ayağına gitmesinin bahsettikleri çözüm sürecine ne faydası var? Öcalan, devlet yetkilileri ile yaptığı konuşmalarda söylemediği neyi milletvekillerine söyleyecek? Cevap hiçbir şeyi. Peki, neden bu ısrar? Çünkü, TBMM üyelerinin Öcalan'ın ayağına gitmesi, Öcalan'ın Kenya'da yakalanıp getirilmesinin intikamı, Türkiye'nin sembolik mağlubiyeti olarak sunulacak. Mudanya Mütarekesi ile Yunan ordularını denize döken TBMM'nin ordularıydı. Şimdi aynı TBMM'nin milletvekilleri Mudanya açıklarındaki İmralı'da Öcalan'ın önünde diz çökecekler öyle mi? Biz Zafer Partisi olarak buna itiraz ediyoruz. Gittiğiniz yolun, PKK'a teslim olmak ve PKK'nın 8'nci ve en son topladıkları sözde 12'nci kongrelerinde ilan ettikleri 'Demokratik Konfederasyon' amacına hizmet ettiğini görmüyor musunuz? Eğer İmralı'ya bebek katilinin ayağına gider, onu meşrulaştırır ve Türk Devletinin itibarını yerle yeksan ederseniz, bilesiniz ki halkımız sizi affetmeyecek."
Her şeyin göz önünde ve açıkça gerçekleştiğini, bunun kartların açık oynandığı bir jeopolitik oyun olduğunu söyleyen Ümit Özdağ, "İşin özü, Türkiye de başlatılan 2'nci Bölücü Açılım, Öcalan Komisyonu ve yeni Anayasa ile benzer gevşek federatif yapıya doğru ülkemiz sürükleniyor. ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, 'İsrail bölgede milli-üniter devlet istemiyor' demişti. Irak ve Suriye'de üniter-milli devletler parçalandı. Türkiye'de de şimdi İsrail'in istekleri doğrultusunda Öcalan'ın kurucu önderlerinden birisi olduğu bir çok uluslu federasyona doğru gidiyoruz. Evet, görülen o ki, Atatürk'ün kurduğu milli üniter devlet yerine İsrail'in isteği ile çok uluslu bir federasyona Türkiye sürüklenmek isteniyor. Türk halkı buna razı gelmeyecektir" şeklinde konuştu.