CHP İstanbul İl Başkanlığı'nın İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevden alınması ve Gürsel Tekin'in de aralarında bulunduğu heyetin kayyum olarak atanması sonrası başlayan tartışma sürüyor.
Savaş alanına döndükten sonra il başkanlığı vasfından çıkarılıp 'Özgür Özel'in ofisi' olarak düzenlenen Sarıyer yerleşkesinde kolluk kuvvetleriyle milletvekilleri arasındaki gerilim sürerken ana muhalefet lideri Özgür Özel, Yuvamız İstanbul Toplu Açılış Töreni'nde net mesajlar verdi.
Özetle ismini anmadan Tekin'i 'İstanbul İl Başkanı' olarak tanımadığını, kendisinin megakentteki temsilcisinin Özgür Çelik olduğunu yineledi:
"Hizmet de açsak Özgür Çelik'le, hapis de yatsak Özgür Çelik'le. Biz bu sandığı tek adamdan söke söke aldık, tek adama vermeyeceğiz."
Özel'in açıklamalarında öne çıkanlar şöyle:
Tayyip Bey'in anlayışı... 'Köprü yapalım' yapılıyor, 'yol yapalım' yapılıyor, geçiş garantisiyle falan. Bir tek kreş yapmıyorlar. Bu da siyasi bir tercih. 'Parası olan gider, olmayanın çocuğu mahrum kalır, o sırada bizim cemaatler, tarikatlar devreye girer.
Çocuğu yurda alır, çocuk ve ailesi borçlu kalır. Seçimden üç gün önce ararız, yoklarız, oy veriyorsa neyse, tereddüdü varsa münasip bir lisanla anlatıp bizim siyasetimize destek vermesini sağlar, kendimizin kinini onlara aktarabileceğimiz imkan buluruz' diyorlar.
Biz hiçbir yoksulun çocuğu onlara minnet, borç duymasın, bu devlete sadakat dışında bir cemaate sadakat duymasın, yarın öbür gün 15 Temmuz gibi karşımıza çıkmasınlar diye bu kreşleri belediyenin parasıyla yapıyoruz. Meseleyi böyle açık konuşmak lazım.
AK Parti döneminde ne olacaktı? Mesela bu yıl 16 kreş açılmayacaktı. Bir gökdelene 16 kat daha verilecekti mesela. 16 yandaş daha zengin edilecekti.
Kazmadık yer kalmadı, ailelere uzandılar. Ekrem Başkan'ın babasının köyündeki kuyuya kadar aradılar. Korumasının dandik kasanın içinde 48 mermi buldular, dolar çıktı diye stok görüntüleri - sahte görüntüleri servis ettiler.
31 Mart'ta kazandığımız zaferi hazmedemeyip CHP'yi, Ekrem İmamoğlu'nu yüzde 60'larda görüp uykuları kaçanlar, bugünkü kumpas davasının talimatını verenlerdir. Tek bir kanıt bulunamadı. Bizde bulsa bulsa bir iş adamı gelip 'Bir katkım olabilir' derse, 'Tuzla'ya git bir kreş yap' dersin. Bizde olabilecek iş budur. Bizde 'Babacım paraları sıfırladım' olmaz. Bizde ayakkabı kutuları yok, kreş var, yoksul aileye sahip çıkmak var, süt desteği var.
Şu arabadan indim buraya geldim. Gencecik belediye başkanımız kulağıma bir şey diyecek söyleyemedi. Merhabalaştık, yerime geçtim. İki şey danıştı sonra. Birincisi eşinin karnında 7 aylık bebek var, adını Can koysak olur mu dedi.
İkincisi de 'Geçen geldiğinizde talimat vermiştiniz...' O gün tutuklanan belediye başkanımız İnan Güney'i 'Belediye başkanımız bir emekli kafe açtı, emekli kafede hemen İstiklal Caddesi'ndeki hemen arkasında yoksul bir mahalleden biri. Bir kadın aradan herkesi yardı emekli kafede 'Başkanım su için teşekkür ederiz' dedi. İnan Güney de 'Eyvallah' dedi. Nedir bu?' dedim. 'Başkanım Beyoğlu'nu herkes zengin sanıyor ama çok yoksul mahalleler var. Biri 20 TL veriyor su içiyor, diğeri musluktan içiyor. İçime sinmedi okullara arıtmalı sebiller koydum. Bütün çocuklar bedava, temiz su içiyor' diye anlatmıştım.
Bu çok hoşuma gitti. Burada değerli Gökan Zeybek bütün belediyelere yazdık. Eren Ali Başkanım dedi ki, 'Okullar açılmadan yetiştirdik. 83 okulumuz var. 83'ünde de arıtmamız var. Tertemiz suyumuz var' dedi. Herkese söylüyorum. Silkeleyin dediği belediye başkanlarından biri burada. Geceleyin yatarken sabah 'Sıra bana mı geliyor' diyen belediye başkanlarımız burada. Kendi bebeği anasının karnında daha doğmamış, Tuzla'nın çocuklarını düşünen bir belediye başkanımız var.
Biz buyuz, biz buyuz. Özümüz bir, sözümüz bir. İmkanı olan herkesi CHP'li belediyelerin hizmetlerine ve bölgelerindeki yoksullara yapacakları katkılara omuz vermeyi davet ediyorum.
İki şeyi vurgulayayım; CHP'nin genel başkanı olarak buradayım. Çok sayıda genel başkan yardımcımız, milletvekillerimiz var. Darbe döneminde bile olmayan bir saldırı var ve Atatürk'ün partisini savunmaya devam ediyorlar.
Bir bahçıvanın torunu, bir devlet memurunun torunu, iki emekli öğretmenin çocuğu olarak Atatürk'ün kurduğu ülkede burslarla 10 yaşından beri okumuş biri olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün koltuğunda CHP Genel Başkanı olarak oturuyorum. O Türkiye'yi tek adam rejiminden cumhuriyet rejimine geçirdi. Türkiye'yi 'Tek adam ne derse'den çıkarıp 'Sandık var. Tek adam bilmez, seçimlere tabiyiz. Millet kimi seçerse ona yönettirir. İstemezse geri alır'a getirdi.
Ben CHP Genel Başkanı olarak bu rejimde onun koltuğunda oturuyorum. Benim İstanbul'daki vekilim, seçilmiş il başkanım da Özgür Çelik'tir.
Hizmet de açsak Özgür Çelik'le, hapis de yatsak Özgür Çelik'le. Biz bu sandığı tek adamdan söke söke aldık, tek adama vermeyeceğiz.