Tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, kamuoyunda "diploma davası" olarak bilinen "zincirleme şekilde resmî belgede sahtecilik" suçlamasıyla bugün üçüncü kez hâkim karşısına çıktı.
Duruşma, Silivri'deki Marmara Kapalı Cezaevi kampüsünde yer alan duruşma salonunda, saat 11.00'de başladı. Davada savcılık, İmamoğlu hakkında 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası ve siyasi yasak talep ediyor.
İddianame, İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu 28 kişinin üniversite diplomalarına ilişkin belgelerde usulsüzlük yapıldığını ileri sürüyor. Bu ceza davası, İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu'nun 18 Mart 2025 tarihli kararıyla, İmamoğlu'nun da dahil olduğu 28 kişinin diplomasını "yokluk" ve "açık hata" gerekçeleriyle iptal etmesinin ardından açılmıştı.
Katılımın yoğun olduğu duruşma, en büyük salon yerine -2. kattaki 2 nolu salonda yapılıyor. Gazeteci Fatih Altaylı'nın son duruşması da aynı salonda yapılmıştı.
İmamoğlu'nun duruşması yarım saat gecikmeyle 11:30 itibarıyla başladı. Hakim önceki celseyi özetleyip, "İmamoğlu ve avukatlarının beyanlarını alacağız" dedi.
İmamoğlu ayakta alkışlanarak salona giriş yaptı. Salonda bulunan İmamoğlu'nu desteklemeye gelen kişiler; "Ekrem Başkan", "Cumhurbaşkanı İmamoğlu" sloganları attı. Hâkim, alkış yapan ve slogan atan kişileri "Hayır alkışlayamazsınız, yasak" diyerek uyardı.
11.40 - İmamoğlu ve hâkim arasında "görüntü" diyaloğu
Hâkim, duruşma öncesinde video ve fotoğraf çekilmemesi konusunda çok kez izleyicileri uyardı. Hâkime karşı çıkan İmamoğlu, "Görüntü almak iyidir sayın hâkim" dedi.
11.50 - İmamoğlu, savunma yaptı: Diplomamın iptaline karşı mücadele edeceğim, yargı önünde hesap soracağım
Savunmasını yapan İmamoğlu, "benim mücadelem zalimliğe karşıdır. Hiçbir güç beni durduramaz" diyerek şöyle devam etti:
"Bu bir diploma davası değildir. Bu bir cumhurbaşkanının cumhurbaşkanı adayını siyasi rakibini devre dışı bırakmak için açtığı bir davadır. Bugün burada Yunus'un sözleriyle başlayacağım.
Burada bulunmamızın nedeni ile başlayacağım. Yüce Türk yargısı salon beğenmiyor bina beğenmiyor hatta hâkim beğenmiyor. Umarım sizin başınıza da bir şey gelmez.Türk siyaset ve yargı tarihinde olmayacak uygulamalarla karşılaşıyoruz. Ben şu anda 86 milyon insan adına en sorumlu kişi olarak görüyorum. Benim mücadelem zalimliğe karşı bir mücadeledir. Beni hiçbir güç durduramaz. Her gün gücüm artıyor. 86 milyon yurttaş arkamdadır.
Devletin meşruiyeti vatandaşının susmadan söz söyleyebilmesindedir. Demokrasi tam olarak buradan geçer. Cumhuriyetimizin en büyük düşmanı farklı düşünenler değil düşünmekten vazgeçenlerdir. Düşünmeyen bir toplum önce adaletini sonra da hafızasını kaybeder. Ben bu devlette hafıza kaybına müsaade etmeyecek kişilerden biriyim.
Vazgeçilmez mücadelemiz, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet yaşaması ve adaletle taçlandırılmasıdır. Geçtiğimiz günlerde yaşanan benim gücüme güç katmaktan başka bir şey yapmıyor. Susmayacağımız, sesimizin daha gür çıkacağı konusunda kimsenin kuşkusu olmasın.
Siyasetin gücüne adaleti tereddütsüzce teslim edenleri suçluyorum. Bu adaletsiz uygulamalara imza atan kişilerin yargılanacağını söylemek istiyorum. Kimsenin susmamasının bir vatan hizmeti olduğunu söylemem gerekir. Milletimiz adına hakikati konuşmak vazifemdir. Hukuk, iktidarın ihtiyaç duyduğu şekilde işletiliyor.
Yakın zamanda adımın geçtiği her ceza davalarında hâkimlerin yeri değiştirildi. Sizin mesleğinizi korumak için bunun altını çiziyorum. Adalet mülkün temelidir kavramı için mücadele ediyorum.
İBB soruşturmasına bakacak heyetin yeniden oluşturulması gibi durumlar adil yargılama konusunda soru işaretleri oluşturuyor.
Sayın hâkim, bu dosyaya yeni atandınız. Bu doğal akış için iyi değil. Sizin üzerinizde de büyük baskılar var biliyorum. Önceki gönderilen hâkim açısından da çok kötü bir durum. Bu böyle olmaz. Maç arasınsa hakem değiştirilmez
Hayatta en sevmediğim şey önyargılı olmaktır. Benim derdim ortamı güzel bir hale getirip oradan doğru kararın çıkmasını sağlamaktır. Hiçbir kavgamı bulamadılar. O yüzden iftiracılarla bir dosya oluşturdular. Yaptığım tüm işlemlerin gerçek olduğunu sağlasam bile si bu baskı ortamında doğru kararı verebilecek misiniz? Ben bu soruyu Türkiye'deki tüm hâkimler için soruyorum.
Tabii usulsüz yargılamalarla hareket edenlere buradan söylüyorum. Siz beni adalet adına yargılamıyorsunuz. Ben bunlara bir avuç muhteris diyorum. Ben sizi yüce Türk milleti adına yargılıyorum. Ben dik dururum, millet dik durur hukuk da er geç bir gün yerini bulur. Üzülerek ifade ediyorum ki Türkiye'nin gelmiş geçmiş en uydurma davasındayız. Neymiş evrakta sahtecilik yapmışım. İçi yalanlarla dolu bir iftira. Savcılığın akıl almaz ve zorlayıcı bir şekilde yazdığı bir iddianame var. İstanbul Üniversitesi'nin tarihine kara leke olarak geçecek bir dava bu. Evet diplomam anamın ak sütü kadar helaldir.
Bu suçlamaları yapanlar ve diplomamı iptal edenlere karşı sonsuz mücadele yürüteceğime burada yemin ediyorum. Bu dünyada adil yargı önünde hesap soracağımı, yarın da öbür dünyada yüce Allah'ın huzurunda hesaplaşacağımı ilan ediyorum.
Ben burada cumhurbaşkanı adayı olarak bulunuyorum. 15,5 milyon kişinin oy verdiği ve sonrasında da 25 milyon kişinin imza verdiği bir kişiyim. Bu dava Ekrem İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığının engellendiği bir davadır. Milletçe bu absürt günleri pekala aşacağız."
12.00 - İmamoğlu ve hâkim arasında "soru" polemiği
Hâkim İmamoğlu'nun yatay geçiş yaptığı dönem ve banka hesapları hakkında soru sordu. İmamoğlu, hâkime "Çok yanlış yerden başladınız. Dikkatinizi bu çekiyorsa bu dosyada, size karşı bir önyargı oluşur" dedi. Hâkim, İmamoğlu'nun savunmasına devam etmesi gerektiğini söyledi.
İmamoğlu, hâkime yanıt olarak, "Ben savunmama devam ederim. Siz de sorularınızı iyi düşünün" dedi.
12.10 - Hâkim, "İstanbul Üniversitesi mezunuyum" dedi; İmamoğlu, "Burada sizin de hakkınız yeniyor" diye konuştu
İmamoğlu, "Ben 19 yaşında çok iyi düşünmüşüm. Yarın bir gün namussuzun biri çıkar diye. Bütün belgelerimi saklamışım. Bu benim diplomam. Köküne kadar gerçek" dedi ve hâkime "Siz hangi üniversiteden mezun oldunuz?" diye sordu. Hâkim, "İstanbul Üniversitesi" yanıtını verince İmamoğlu, "Burada sizin de hakkınız yeniyor" dedi.
12.30 - "Savcı arkadaşınızı korumak istiyor olabilirsiniz"
İmamoğlu, "Benim anlattıklarımın kendi evraklarımla hiçbir ilgisi yok. Ben burada savcılığın evrakta sahtecilik yapmasını anlatıyorum aslında" ifadelerini kullandı. Hâkim de "YÖK'ün denklik raporu açısından bu kısımda bir sorun yok zaten" dedi. Hâkime yanıt veren İmamoğlu, "Savcı arkadaşınızı korumak istiyor olabilirsiniz" diye konuştu. Hâkim de "Ben kimseyi korumuyorum" dedi.
Üniversitenin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilk üniversitesi olduğunu söyleyen İmamoğlu, "Aslında bu KKTC Türkiye ilişkileri açısından kötü bir durum" dedi. Hâkime, "Siz Kıbrıs'ı sevmiyor musunuz, yavru vatanımızı?" diye sordu. Hâkim de "Evet, yani" dedi.
İmamoğlu, savcılığın sunduğu bir dosya hakkında suç duyurusunda bulunan ardından da Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK) kararnamesi ile Kahramanmaraş'a atanan mahken önceki hâkimi Ali Doğan'a teşekkür etti. İlgili atama hakkında İmamoğlu, "Ona buradan çok teşekkür ediyorum. Hâkim Ali Doğan Bey size lekesiz bir dosya bıraktı. Allah onu korusun yolu açık olsun" diye konuştu.
Savunmasına devam eden İmamoğlu, davadaki hakim değişikliği atıfta bulunarak spor kulüplerine seslendi. İmamoğlu, şunları söyledi:
"Bu ülkede hukuka inanıyorum diyenlerin oranı yüzde 20'yi geçmiyor. Türkiye'nin en yüksek mahkemesi olan Anayasa Mahkemesi'nin kararı uygulanmıyor bu nasıl bir hâldir. Bu ülkede Anayasa var ama uygulanmıyor. AİHM serbest bırakılmalıdır derken o kararlara kulaklarını tıkıyorlar. Devlet kendi imzasını yok sayıyor.
O sırada bazı bakanlar, uzatılan her mikrofona "Yargı bağımsızdır" diyor. Sen kendi imzaladığın sözleşmeyi tanımıyorsun. Bu sadece hukukun çöküşü olmaz, bu bir devletin çöküşü anlamına gelir.
Adımın geçtiği her yerde hâkim değiştiriyorlar. Yani devre arasında hakem değişiyor. Bir VAR odası kaldı diyorduk. Oradı da onlarınmış.
Fenerliler, Galatasaraylılar, Beşiktaşlılar, Trabzonsporlular hepinize sesleniyorum. Gün gelir sizin kulüplerinize de çökerler. O operasyon bu çete diyerek de bunu yapıyorlar zaten."
12.50 - "Kimin diploması sahte, kimin diploması yok ortaya çıksın"
Savunmasına devam eden İmamoğlu, şunları söyledi:
"Bu absürt davayı açanlardan her şeyi bekleyin. Ya sıra size gelene kadar dua edin ya da milletçe ayağa kalkın. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz.
Arabanın direksiyonunda biri oturuyor. Direksiyonu bırak yoruldun diyoruz bırakmam diyor. Her virajda da daha yıpranıyor. Arabayı terketmek isteyenlerin de gitmesine izin vermiyor. Adeta herkese zulmediyor.
Cesaretiniz varsa kendinize güveniyorsanız samimiyseniz kul hakkında gerçekten saygınız varsa herkesin mal varlığı en geniş şekilde incelensin. En tepeden tırnağa. Ak koyun kara koyun ortaya çıkar böylece. Kimin diploması sahte kimin diploması yok ortaya çıksın."
13.00 - "Askerliğimi de hatta doğum belgemi de iptal edin!"
Duruşmada MSB'den İmamoğlu'nun diplomasını askerlik başvurusunda da kullandığı yönünde yazı geldiği söylendi. İmamoğlu, hâkimin sorusuna "Askerliğimi de hatta doğum belgemi de iptal edin. Annem, babam burada olmasa doğumumu bile iptal edecekler" diye tepki gösterdi.
Bir ekonomik durum beyanı hakkında soru soran hâkime İmamoğlu, "Benim fakirliğim sizi bu davada neden ilgilendiriyor? Bir dönem sıkışık bir zamanım olmuştu. O zamanlar iyi olmadığım yönünde beyanım olmuş. İnsanın milyonlarca lirası vardır ama fakirdir. Bazı insanların da bin lirası vardır ama çok zengindir. Benim gönlüm zengin önemli olan da o" diye tepki gösterdi.
İmamoğlu'nun yaklaşık 1 saat 40 dakika süren savunması sona erdi. Duruşma, avukatların savunmalarıyla devam etti.
13.20 - Basın odasında jandarma "önlemi"
Duruşma sırasında içerisinde bir televizyon bulunan basın odasına, "video veya fotoğraf çekilmemesi" için jandarma eri görevlendirildi. Jandarma personeli, basına uyarılarda bulundu.
14.00 - Savcı: İdare mahkemesindeki davanın sonucu beklensin
Savcı önceki duruşmadaki mütalaasını tekrar ederek idare mahkemesinde görülen İmamoğlu'nun diplomasının iptaline ilişkin davanın sonuçlanmasının beklenmesini istedi.
Savcının mütalaasına karşı konuşan İmamoğlu şöyle dedi:
"Benim yargılandığım çok fazla dava var. Burada bu davanın sonuçlanması yargı üzerindeki bir yükü kaldıracaktır. Bir an önce bu davanın bitmesi ve bu yükün hepimizin omuzlarından kalkması gerekir"
Savcının mütalaasına karşı İmamoğlu'nun avukatı Fikret İlkiz şöyle konuştu:
"Bu iddianamenin kendisi herhangi bir şekilde bir iddiaya dahil değil. Böyle bir iddianame üzerine kurulu bu dava yoktur. Olmayan bir konuda biz kendi kendimize farklı yorumlarda bulunmak üzere tartışıyoruz. Durum şu; bu iddianameyi yazarken idare mahkemesindeki davanın olduğunu biliyordunuz. Bu iddianamenin hiç yazılmaması gerekirdi. Olmayan bir suç üzerine nasıl savunma yapacağız. Şimdi idare mahkemesini bekleyelim diyorsunuz. Ceza mahkemesi burada bağlayıcıdır. İdare mahkemesi durumunda böyle bir şey yoktur. Olmayan bir iddia nedeniyle savcının da böyle bir mütalaası yoktur"
Duruşmaya 45 dakika ara verildi.
Ara karar açıklandı. Mahkeme heyeti, "İdare Mahkemesi'nin kararının beklenmesine hükmederek duruşmayı 16 Şubat 2026'ya erteledi.
Kararın ardından İmamoğlu, "Çok yazık çok. Sizin yargıçlığınız beş para etmez" dedi.
Dosyanın önceki hakimi, İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi Ali Doğan'dı. Doğan, özellikle duruşma salonu tercihi ve tutuklu avukat Mehmet Pehlivan'ın SEGBİS ile bağlanmasına izin vermesi nedeniyle bazı medya organlarında ismiyle eleştirilerin hedefi olmuştu.
Mahkemenin, bu yayınlar hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğu; dilekçede, yapılan haberlerin "hâkimin yetkisinin kaldırılmasına zemin hazırlamaya" dönük olduğu değerlendirmesine yer verildiği ortaya çıkmıştı. Buna rağmen Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun 28 Kasım tarihli kararnamesiyle Doğan Kahramanmaraş'a atanarak dosyadan alındı. Doğan'ın bu atamaya itiraz ettiği de basına yansımıştı.
Bugünkü duruşma, yeni atanan hâkimin dosyaya bakacağı ilk duruşma olacak. Savunma cephesi, önceki oturumlarda gündeme gelen salon, savunma hakkı ve usul tartışmalarının bugün de devam edebileceğini söylüyor.
Davanın ilk duruşması, normalde yapılması beklenen Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi yerine, 12 Eylül 2025'te Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu kampüsünde görülmüştü.
Salona alkışlar eşliğinde giren İmamoğlu, savunmasında iddiaları reddetmiş, siyasi bir dava yürütüldüğünü savunmuştu. İddianameyi, "bir sonraki seçimde kendisini yeneceğimi bilen birinin yazdırdığını" söyleyen İmamoğlu, eline aldığı İstanbul yerel seçim haritasını göstererek, "İçeride olmamın nedeni bu tablo" demişti.
Bu duruşmada, İmamoğlu'nun tutuklu avukatı Mehmet Pehlivan da cezaevinden SEGBİS sistemiyle bağlanmış; Pehlivan, müvekkiliyle görüşemediğini, salonda bulunmadığını ve cübbesi olmadan savunma yapmayı reddettiğini söyleyerek bir sonraki duruşmaya bizzat katılmak istemişti.
20 Ekim 2025'te yapılan ikinci duruşma öncesinde, dava küçük bir salona alınmak istenince yeni bir kriz yaşanmıştı. 50 kişilik salona avukatlar ve gazeteciler alınmayınca jandarma ile avukatlar arasında gerginlik çıkmış, avukatlar duruşmanın daha büyük bir salonda yapılması için ısrar etmişti.
Tartışmalar sırasında hâkim bir süre salonu terk etti; İmamoğlu da, duruşmanın küçük salonda sürdürülmesi halinde katılmayacağını söyledi. Sonrasında itirazlar kabul edildi ve duruşma daha büyük bir salona taşındı. Ancak yaşananlar nedeniyle İmamoğlu'nun avukatlarından bazıları, o oturumda savunma yapmamayı tercih etti.
Silivri'ye getirilen İmamoğlu, başta Fikret İlkiz, Hasan Fehmi Demir ve Tora Pekin olmak üzere bazı avukatlarının salonda olmamasını gerekçe göstererek duruşmanın ertelenmesini istedi. Hâkim ise erteleme talebini "makul bulmadığını" söylerken, İmamoğlu da "Hassasiyetle konuşmaya gayret ediyorum, yoksa söyleyeceklerim çok fazla" diyerek tepki göstermişti. Savunma yapılmaması üzerine duruşma 8 Aralık 2025'e ertelendi.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, üçüncü duruşma öncesi yaptığı açıklamada yurttaşlara Silivri'ye gelme çağrısı yaptı.
Çelik, "Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'nu engellemek için 35 yıllık diplomasını iptal ettiler. Yetmedi, kendisine ve üniversite arkadaşlarına dava açtılar" diyerek davayı "toplum vicdanının reddettiği bir yargılama" olarak nitelendirdi. "Sandıkta kendine güvenmeyenlerin hileleriyle sonuna kadar mücadele edeceğiz" diyen Çelik, "Türkiye'yi savunmak için Silivri'de olacağız" ifadelerini kullandı.
İmamoğlu cephesi, hem diploma iptali hem de ceza davasını, cumhurbaşkanı adaylığını engellemeyi hedefleyen siyasi bir hamle olarak görüyor. Hükümet kanadı ise sürecin "yargının takdiri" olduğunu savunuyor.