DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, RTÜK tarafından beş gün ekran karartma cezası alan TELE1 yayınına katıldı, geçmiş olsun dileklerini iletti. Özgür basının demokrasi için olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan Ali Babacan şunları söyledi:
"Bu cezalar demokrasinin iyi işlediği bir ülkede, basın özgürlüğünün gerçek anlamda yaşandığı bir ülkede, görülmemesi gereken cezalar, olmaması gereken cezalar. Şu anda baktığımızda iktidar kendi çizgisine uymayan, kendine muhalefet gösteren, kendi hoşuna gitmeyen, eleştiren kim var kim yoksa bir şekilde cezalandırma derdinde. Bu cezalandırma furyasına muhatap olan sadece basın kuruluşları değil. Bakıyorsunuz sanat camiasından eleştirel sesler çıktığı anda hemen yaptırımlar geliyor. İş dünyası, sivil toplum örgütleri, eleştirel kim ne söylerse hemen yaptırımlar geliyor. Siyasetçiler, belediye başkanları, fikir dünyasından çok sayıda insan. Gerçekten baskının gittikçe arttığı, özgürlüklerin her geçen ay gittikçe kısıtlandığı bir döneme giriyor şu anda Türkiye."
"Demokrasilerin olmazsa olmazı özgürlüktür. İfade özgürlüğüdür, basını özgürlüğüdür. Basının özgür olmadığı bir ülkede gerçek anlamda bir demokrasiden bahsetmek mümkün olmaz. Çünkü özgür basın yoluyla ancak insanlar doğru bilgilere ulaşır, doğru haberlere ulaşır. Özgür basınla ancak insanlar dürüst ve birbirinden farklı yorumlara, değerlendirmelere ulaşabilir. Basının özgür olmadığı bir ülkede vatandaşlarımız çok daha kısıtlı bir bilgi setiyle, kısıtlı bir değerlendirmeyle ancak seçim günü, sandık günü geldiğinde oylarını kullanırlar. Halbuki o demokrasinin kutsalı olan her bir oyu kullanan vatandaşımızın herkesi dinleyebilmesi lazım, her görüşü dinleyebilmesi lazım, doğru bilgiye, doğru habere ulaşabilmesi lazım. Ancak bu şartlarda demokrasisıhhatli farklı işler, ancak bu şartlarda milletin egemenliği gerçek anlamda iktidarda olur."
"Ben hep söylüyorum: Özgür basın hayat kurtarır diye. Özgür basın ülkeyi kurtarır, özgür basın ekonomiyi kurtarır. Çünkü iktidarın yanlışları eğer açıkça dinlendirilmezse, açıkça söylenmezse iktidar yanlış yapmaya devam eder. Birilerinin çıkıp özgürce şunlar yanlıştır diyebilmesi lazım. Doğrusu da şudur diyebilmesi lazım. Bu kısıtlamaların Türkiye'ye hiçbir faydası yok. Özgürlükler kısıtlandıkça, hukukun üstünlüğü ilkesi yerle bir edildikçe bu ülke kaybediyor. 86 milyon kaybediyor, gençlerimiz kaybediyor ve bunun kazananı yok. Hep beraber gerçek demokrasiye, yüksek kaliteli demokrasiye ulaşana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz."
"Demokrasi gerçekten çok kıymetli bir yönetim şekli ama aynı zamanda çok kırılgan. Güçlü savunuculara ihtiyacı var demokrasinin. Cesur, korkmayan savunuculara demokrasinin ihtiyacı var. Cesur bir şekilde demokrasimizi, özgürlüklerimizi savunmaya hep beraber devam edeceğiz ve vazgeçmeyeceğiz. Ben bu özgürlük mücadelesinde, bu basın hürriyeti mücadelesinde TELE1'e başarılar diliyorum. Tekrar geçmiş olsun diyorum. İnşallah ülkemiz gün gelir, bu aşırı uygulamaların, bu orantısız, ağır cezaların uygulanmadığı basın hürriyetinin tam yaşandığı bir ülke haline gelir. Bununla ilgili mücadele devam etmek zorunda."