Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Beypazarı ilçesinde katıldığı festival açılışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. ABB'ye yönelik konser organizasyonu soruşturması kapsamında 14 kişinin gözaltına alınması, bunlardan 5'inin tutuklanması, 9'unun adli kontrolle serbest bırakılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yavaş, "Tabii ki siyasi buluyorum her şeyden önce. Hukukun genel prensipleri var. Bunu ben sadece Cumhuriyet Halk Partili belediyeler için değil, Türkiye'deki bütün uygulamalarda bu şekilde yapılması gerektiği kanaatindeyim" dedi.
Yavaş, soruşturma sürecinde kişilerin gece yarısı evlerinden alınmasını eleştirerek, "Bu iktidar döneminde yasa çıktı. Kimse gece yarısı sabaha karşı evi basılıp evinden alınmayacak. Kendisine davetiye çıkarılacak. Hangi konuda çağrıldığı da o tebliğatta yazılı olacaktı ama bunların artık hiçbirisi yok. Dolayısıyla evlerin aranıp yaka paça götürülmesini son derece yanlış buluyorum. Bu insanların hepsi uzun yıllardır kamu görevi yapan insanlar. Çağırdığınız zaman zaten ifadeye gelecekler" ifadelerini kullandı.
Soruşturmanın medya üzerinden yönlendirilmesini de eleştiren Yavaş, "Ankara'da ailesinin tümü yolsuzluklarla anılan Melih Gökçek gece vakti operasyonu Twitter'da bildiriyor. Şimdi operasyonu Ankara adliyesi mi yapıyor, emniyet mi yapıyor, Gökçek ailesi mi yapıyor? Yani bu nereden haberi oluyor? Daha sonra yok falan filan dedi ama açıkça belli. Operasyona dahil oldukları belli" diye konuştu.
Yavaş, mülkiye müfettişlerinin daha önce incelediği dosyada şimdi bazı bürokratlara teknik konularla ilgili suçlamalar yöneltildiğini belirtti. "Burada enteresan olan şeyler şunlar: Sıradan bürokratlara büyük bir organizasyonla ilgili sorular soruluyor. O organizasyonda kullanılan makinelerin, araçların birçoğunun ne bedelini, ne adını ben de bilmiyorum. Onların hiçbirisinden bilmesi mümkün değil. Şunu söyledik biz: Gidin dedik. Aynı işi yapan, aynı model arabayla aynı model aracın fiyatını kıyaslayın. Pahalı alınıp alınmadığı oradan belli olur. Varsa pahalı herkes cezasını çekecektir" dedi.
Ancak raporun tek bir kişinin ifadesine dayandığını öne süren Yavaş, "Hiç bu konudan anlamayan birisinin bir kişi ifadesine dayanarak bu iş yanlış olmuştur dedik. Ankara Başsavcılığı'nda aynı mülkiye müfettişleri soruşturması üzerinden geçen basın toplantısında adı geçen bilirkişileri çağırarak aynı şekilde raporu verdirmiş ve 153 milyon kamu zararı bulmuş. Bu kamu zararı nereden çıkmış? Kimsenin bildiği yok" ifadelerini kullandı.
Yavaş, konser fiyatlarının karşılaştırılması yönündeki taleplerin yanıtsız bırakıldığını belirterek, "Bu arada yakın zamanda Atatürk Orman Çiftliği'nde yapılan, 1,5 ay önce yapılan o tarihten Tarkan konserinin fiyatlarına bakın. Jennifer Lopez konserinin fiyatlarına bakın gibi dilekçelere hiçbir zaman cevap verilmedi maalesef. Bu da ayrıca savcının lehe olan delilleri toplama yetkisini kullanmadığını ortaya çıkıyor" dedi.
Soruşturma kapsamında sonradan şüpheli sayısının 14'e çıktığını belirten Yavaş, dosyada etkin pişmanlık dilekçesi veren bir kişinin konumuna dikkat çekti. "Mülkiye Müfettişi 9 kişi hakkında soruşturma izni istemiş, 6'sına vermişti. Bunların içerisinde etkin pişmanlıktan yararlanan insan adı falan yok. Yani bu şahıs şüpheli falan değil. Ancak bugün anladığımız kadarıyla dosyada bulunan MASAK raporunda bizim bürokratlarımızın tersine o çalışanın bu şirketlerden para aldığı ortaya çıkıyor" dedi.
Bu kişinin savcılığa değil Osman Gökçek'e başvurduğunu iddia eden Yavaş, "Birden bire sanki aklı başına gelmiş, başına taş düşmüş gibi bu raporu piyasaya açıklanmadan 10 gün önce Osman Gökçek'e gidip bu dosyanın şikayetçisi bu diye BeyazTV'de etkin pişmanlık dilekçesi veriyor. Bu da operasyonu kimin yönettiğini gösteriyor. Etkin pişmanlık dilekçesi verecekse götürüp bunu savcılığa vermesi lazım" dedi.
Etkin pişmanlıktan yararlanan kişinin serbest kaldığını, buna karşılık MASAK raporunda adı geçmeyen bürokratların tutuklandığını ifade eden Yavaş, "Bu şahıs şu anda adli kontrol ile serbest. Yani suç işlediği MASAK raporuyla tespit edilen insan serbest. MASAK raporunda haklarında hiçbir şey bulunmayan insanlar tutuklu. Böyle adalet olmaz" dedi.
Soruşturmada yeni bir dalga olabileceğine dair iddiaları da paylaşan Yavaş, "Gökçek ailesinin çenesi durmuyor. Yaptıklarını bir zafer gibi sağda solda anlatıyorlar. Şimdi yeni söyledikleri şu: Yakında ikinci dalga başlayacak. Başta Mansur Yavaş'ın özel kalemi olmak üzere 30'un üzerinde toplam şüpheli sayısı çıkacak diye sağda solda konuşuyorlar. Görelim bakalım böyle bir operasyon olacak mı? Olursa bu operasyonu kimin yönettiği de ortaya çıkmış olacak" dedi.
Yavaş, geçmişte yaptığı yolsuzluk başvurularına işlem yapılmadığını hatırlattı: "Benim yaptığım 1. şikayette ki içerisinde 1.5-2 milyarlık kamu zararları, yolsuzluklar var. Bırakın gözaltına almayı, bırakın adli kontrol uygulamayı. Bunların ifadesi dahi alınmadı 6 yıldır. Böyle adalet olmaz."
Yolsuzluk yapanların değil, yolsuzluğu açığa çıkaranların hedef alındığını söyleyen Yavaş, "Medeni ülkelerde hukukun üstün olduğu yerlerde polis hırsızı kovalar. Türkiye'de hırsız polisi kovalar hale geldi. Yavuz hırsız ev sahibini bastıracağım diye sağa sola çamur atıyor ve haklarında hiçbir işlem yapılmıyor. Umuyorum ki bunların da hesabının sorulacağı, adaletin gerçekten herkese eşit uygulanacağı bir gün mutlaka gelecek" dedi.
Soruşturmalarda kendisinin adı geçmediğini hatırlatan Yavaş, "Bakın Osman Gökçek'in dahi bürokratlar hakkında yaptığı şikayetlerde şahsımla ilgili hiçbir şey yok. Sadece şunu demiş, zamanında şikayet etmedi. Kaldı ki biz duyar duymaz hem teftişe veriyoruz hem ihtiyaçlı olursa savcılığa kendimiz veriyoruz" diye konuştu.
Mal varlığı konusunda da kamuoyuna şeffaf olduğunu vurgulayan Yavaş, "1999'dan beri kamu görevi yapıyorum. Dört defa da Ankara Büyükşehir adayı oldum. Bunların tamamında da bugünkü iktidar vardı. E her türlü imkan ellerinde. Benim mal varlığım dahil bütün harcamalarımı inceledikleri muhakkak. Bir şey bulsalardı şimdiye kadar duman ederlerdi. Bunda hemfikir miyiz?" dedi.
Melih Gökçek'in sahibi olduğu iddia edilen lüks yaşam tarzına da atıf yapan Yavaş, "Bu şahıs 600 milyonluk villayı hangi parayla yapıyor? Söylüyorum açık açık. Yani kaç kişi çalıştırdınız? Şimdiye kadar ne kadar vergi verdiniz? Nereden bulduğun kanunu yok ama siyasetçiler kuruşuna kadar harcadıkları paraları, mal varlıklarını tamamını açıklamak durumundadırlar. Bunu açıklamaya davet ediyorum" ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz günlerde kamuoyuyla paylaştıkları belgelerin sadece küçük bir kısmı olduğunu ifade eden Yavaş, "Takipsizlik kararlarının nasıl aynı bilirkişiler tarafından verildiğini ve ne kadar gerekçesiz verildiğini o gün açıkladık. Bunlar küçük bir kısmı. Daha açıklayacağımız çok şey olacak. Çünkü yeni elde ettiğimiz deliller var, veriler var" dedi.
Yavaş, "Daha ayrıntılı çok şey var ispat edeceğimiz. Kamuoyuna serip bu ailenin Türkiye'nin yüz karası olan bu ailenin her şeyini ifşa edeceğiz. Görsün insanlar, görsün ki suç işleyenin yanına kar kalmıyor. Eninde sonunda bu açıklanıyor." ifadelerini kullandı.
Son olarak kamu kaynaklarının spor kulübü ve televizyon aracılığıyla nasıl finanse edildiğine dair hazırladıkları şikayet dilekçesine de değinen Yavaş, "Bu şahısların mal varlıklarını nereye sakladıklarından tutun kimlerle işbirliği yaptığına kadar o verileri toplamaya çalışıyoruz" dedi ve ekledi: "Bu halk bize güvendiği için onların hakkını korumak adına ne yolsuzluk yapacağız, ne yiyeceğiz, ne yedireceğiz. Ama yolsuzluk yapanlardan da fitil fitil burundan da getirmek için sonuna kadar uğraşacağız."