Can Holding'e yönelik operasyonun ardından Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan dikkat çeken bir açıklama geldi. Açıklamada, holding bünyesinde faaliyet gösteren şirketler üzerinden kaynağı belirsiz yüklü miktarda para girişleri sağlandığı, bu paraların farklı şirketler arasında aktarılıp izlerinin gizlenmeye çalışıldığı ve sahte belgelerle vergi yükümlülüğünün azaltıldığı belirtildi. Savcılık, örgütün yasa dışı gelirlerini eğitim, medya, finans ve enerji gibi stratejik sektörlere yönlendirerek hem ekonomik gücünü artırmayı hem de kamuoyu nezdinde meşruiyet kazanmaya çalıştığını vurguladı.
Başsavcılık tarafından yapılan açıklamada, Can Holding bünyesinde suç örgütü kurulduğu ve bu örgüt aracılığıyla nitelikli dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı ve suçtan elde edilen gelirlerin aklandığı belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Kaynağı belirsiz para girişleri: Holding üzerinden yüklü miktarda para akışının sağlandığı, bu paraların farklı şirketler arasında aktarılıp izlerinin gizlendiği tespit edildi.
Sahte belgeler ve faturasız işlemler: Vergi yükümlülüğünün azaltılması amacıyla sahte belgeler düzenlendiği ve faturasız işlemler yapıldığı belirlendi.
Örgüt yapılanması: Kemal Can ve Mehmet Şakir Can'ın liderliğinde çok sayıda şirket kurularak denetim mekanizmalarının zorlaştırıldığı, yönetim kurullarında sürekli değişiklikler yapılarak sorumluluğun dağıtıldığı ifade edildi.
Varlık Barışı'nın kötüye kullanımı: Ticari faaliyeti bulunmayan şirketlerde yapılan nakit sermaye artırımlarında, "ortaklara borçlar" hesabı üzerinden suç gelirlerinin sisteme sokulduğu ve bunun Varlık Barışı Kanunu'nun amacına aykırı şekilde kullanıldığı tespit edildi.
Sektörel genişleme: Elde edilen yasa dışı gelirlerin eğitim, medya, finans ve enerji gibi stratejik sektörlerde yatırım faaliyetlerine yönlendirildiği ve böylece hem ekonomik güç hem de toplumsal meşruiyet kazanılmaya çalışıldığı aktarıldı.
Operasyon kapsamında 121 şirketin malvarlıklarına el konuldu ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyım olarak atandı. Ayrıca aralarında holdingin sahipleri ve üst düzey yöneticilerin de bulunduğu 10 şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkarıldı.
Savcılık, "Kamu düzenini, mali sistemi ve vergi adaletini zedeleyen bu nitelikteki eylemlerle ilgili soruşturma tüm yönleriyle titizlikle sürdürülmekte olup, gelişmeler şeffaf şekilde kamuoyu ile paylaşılacaktır" ifadelerine yer verdi.
İşte o açıklama:
"Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen adli soruşturma kapsamında;
Can Holding bünyesinde faaliyet gösteren şirketler üzerinden suç işlemek amacıyla örgüt kurulduğu, bu örgüt aracılığıyla nitelikli dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı ve kaynağı belirsiz gelirlerin şirket hesaplarına sokulması, suçtan elde edilen gelirlerin aklanmasına yönelik çok yönlü eylemler gerçekleştirildiği belirlenmiştir.
Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporları ile mali denetim birimlerinin düzenlediği inceleme raporlarıyla başlatılan soruşturma kapsamında;
Can Holding bünyesinde faaliyet gösteren şirketler üzerinden kaynağı belirsiz yüklü tutarda para girişleri yapıldığı, bu paraların çeşitli şirketler arasında aktarılmak suretiyle izlerinin gizlenmeye çalışıldığı, faturasız işlemler ve sahte belge düzenlemeleri ile vergi yükümlülüğünün azaltıldığı tespit edilmiştir.
Holding yapısı altında kurulan çıkar amaçlı suç örgütünün Kemal Can ve Mehmet Şakir Can liderdiğinde hareket ederek, aynı faaliyet alanlarında çok sayıda şirket kurmak suretiyle denetim ve takip mekanizmalarını zorlaştırdığı, yönetim kurullarında değişiklikler yaparak sorumluluğu örgüt üyeleri arasında dağıttığı ve bu yolla hukuki yaptırımlardan kaçmayı hedeflediği anlaşılmıştır.
Bunun yanında; ticari faaliyeti bulunmayan şirketlerde nakit sermaye artırımı yapıldığı, sermaye artırımlarının kaynağı olarak ortaklara borçlar hesabının gösterildiği, bu borçların gerçeği yansıtmadığı, ortaklara borçlar hesabında görülen tutarların 7256 sayılı Varlık Barışı Kanunu kapsamında şirkete yeniden yatırıldığı, yapılan bu işlemlerin, kanunun amacına aykırı şekilde suçtan elde edilen gelirin sisteme dahil edilmesi ve aklanması niteliğinde olduğu değerlendirilmiştir.
MASAK raporlarıyla elde edilen bulgular doğrultusunda; suç örgütünün nitelikli dolandırıcılık, kaçakçılık ve vergi usul kanununa muhalefet gibi öncül suçlardan elde ettiği yasa dışı gelirler aracılığıyla ticari hacmini genişlettiği, eğitim, medya, finans ve enerji gibi stratejik sektörlerde şirket alımları, hisse devirleri ve yatırım faaliyetlerinin doğrudan suç gelirleriyle finanse edildiği, bu yolla örgütün hem ekonomik gücünü artırmayı hem de kamuoyu nezdinde meşruiyet kazanmayı hedeflediği anlaşılmıştır.
MASAK raporlarıyla tespit edilen mali hareketlerin bütüncül değerlendirilmesi neticesinde, şüphelilerin yasa dışı yollarla elde ettikleri kazançları farklı sektörlere yönlendirerek hem akladıkları hem de ekonomik hayatta sahte bir itibar ve güç elde etmeye çalıştıkları ortaya çıkarılmıştır.
Yapılan operasyon kapsamında 121 şirketin malvarlığına değerlerine el konularak TMSF kayyım olarak atamış olup 10 şüpheli hakkında gözaltı kararı verilmiştir.
Kamu düzenini, mali sistemini, vergi adaletini zedeleyen ve suç teşkil eden bu nitelikteki eylemlere karşı başlatılan soruşturma, MASAK raporları ve elde edilen deliller ışığında tüm yönleriyle titizlikle yürütülmekte olup, adli sürece ilişkin gelişmeler şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."