Fehmi Koru

Tarih: 18.11.2025 15:32

Tavrımı açıklıyorum: İmamoğlu duruşmaları canlı yayınlanmalı

Facebook Twitter Linked-in

Sekiz aydır gündemi meşgul eden bir konu nihayet iddianamesine kavuştu; iyi de oldu. Zaten sekiz ay boyunca gazete sayfaları ile TV ekranlarında işlenen iddialarla kamuoyu bugüne hazırlanmıştı; iddianamede fazla yeni bir unsur bulunmadığı için bundan sonra yeni tartışma konuları bulmak gerekecek.

Tartışmaya değer başka bir konumuz var aslında: Ekrem İmamoğlu ve diğer 401 kişinin ‘şüpheli’ olarak yargılanacağı dava mahkeme aşamasına geldiğinde, duruşmaların TRT’nin bir kanalından canlı yayınlanıp yayınlamayacağı konusu…

CHP genel başkanı Özgür Özel aylar öncesinden, hem de meydan okuyarak, duruşmaların canlı yayınlanması teklifinde bulundu. Yargılanacakların yakınları da kendisine destek vermekte. En son, ‘çıkar amaçlı suç örgütü lideri’ olarak yargılanacak Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu da teklife sahip çıktı.

Teklifin muhatabı olan Adalet bakanı Yılmaz Tunç’tan iktidarın canlı yayınla ilgili görüşünü öğrenmemize yarayacak bir açıklama gelmedi.
Hemen her konuda çıkışlarıyla gelişmeleri etkileyen MHP lideri Devlet Bahçeli de suskun canlı yayın konusunda…

Henüz konuya yönelik bir kamuoyu araştırmasıyla karşılaşmadım, ancak aylar boyu sürdürülen haber bombardımanına ek olarak aynı iddiaları tekrarlayan iddianamenin yayını sonrasında, her eğilimden insanların beklentisinin canlı yayından yana olduğu hissine kapılmamak mümkün değil.

Gerekirse birkaç maddelik bir yasa çıkartılarak siyasi mahiyetteki davaların, davalılar tarafından istenmesi halinde, canlı yayınlanması mümkün hale getirilebilir.

Önemli mi bu?

Hiç kuşkusuz önemli.

Çekişmeli geçen üç yerel seçimde İstanbul büyükşehir başkanlığını (İBB) kazanmış bir insan Ekrem İmamoğlu. CHP’nin önemli ismi. Partisi tarafından geniş kitlelere yöneltilmiş “Cumhurbaşkanı adayı olsun mu?” sorusuna, 6 bine yakın sandıkta 15,5 milyon kişi “Olsun” olumlu cevabını verdi.
Ekrem İmamoğlu ve kadrosu şimdi sadece ‘yolsuzluk’ ithamına muhatap değil, casusluk dahil birçok vahim yanlışlığa bulaşmakla da suçlanıyor.

Suçlamayı yapan İstanbul Başsavcılığı, CHP’nin de kurum olarak iddiaların muhatabı olduğu yolundaki bir duyuruyu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermiş bulunuyor. Dava mahkumiyet getirirse CHP’nin kapatılması da otomatik olarak gündeme gelebilecek.

Bu kadar da değil. Mahkemenin vereceği karar, kaçınılmaz olarak, bir sonraki seçimi de olumlu-olumsuz olarak etkileyebilecek önemde.

Kısacası, sonunda mahkemenin vereceği kararın ülkemizi, vatandaşlarını ve ülke ekonomisi ile iç-dış ilişkilerini derinden etkilemesi söz konusu olduğundan duruşmalar hepimizi yakından ilgilendiriyor.
İddiaları gazeteler ve ekranlardan ve özellikle 3809 sayfalık iddianameden öğrendik; sanıkların savunmalarını da bütün ayrıntılarıyla öğrenmek hakkımız…

Kamuoyunu sekiz ay boyunca İBB’ye yönelik ithamlar konusunda sürekli bilgilendiren gazetelerden Hürriyet’te, dün, gazetenin yayın yönetmeninin sütununda bir değerlendirme çıktı.

“TRT’de yayınlanmasının avantajları / dezavantajları” başlıklı yazı canlı yayın talep eden CHP’yi uyarma amacı taşıyor.

Ahmet Hakan imzalı yazıda öne sürülen dezavantajları aynen aktarayım:

“Rüşvet istendiğini ve alındığını söyleyen işadamları konuştuklarında sıkıntı çıkabilir. İtirafçıların yapacağı açıklamalar bayağı bir sorun olur. Villalar konusu her açıldığında CHP’nin ‘her şey boş, her şey yalan’ anlatısı zedelenir. Rakamlar konuşulduğunda ahalinin kafasının tası atabilir.”

Yazar, CHP ile İmamoğlu’nun canlı yayından zarar göreceğini peşinen kabul ediyor…

Acaba AK Parti’nin genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile MHP genel başkanı Devlet Bahçeli de Hürriyet yönetmeni ile aynı görüşte mi?

İddianamede suçlananlara yöneltilen iddiaların, duruşmalarda gündeme getirildiğinde kanıtlar ve tanıklıklarla doğrulanacak güçte olduğuna inanılıyorsa, cumhurbaşkanlığı makamına layık gördükleri kişinin yaptığı yanlışlıkların ispatlanmasına ve böylece CHP’nin zor duruma düşmesine vesile olacağı için, AK Parti ile MHP’nin canlı yayına taraf olmaları beklenir, değil mi?

Açıkça söylemek gerekirse, ortada olağanüstü garip bir durum var.

Kendilerinin aleyhine olacağına inanılan canlı yayına CHP ve İmamoğlu’nun eşi hem de meydan okuyarak olumlu yaklaşırken, iktidar canlı yayın taleplerine kulak vermek niyetinde görünmüyor.
Canlı yayın olmasa bile, duruşmalar kapalı kapılar arkasında geçmeyeceği için, orada karşılıklı söylenenler mutlaka kamuoyuyla paylaşılacaktır.

Medya mensupları, avukatlar, sanık yakınları ve izleyici olarak duruşmaya katılanlar tarafından…
Yoksa duruşmaların kapalı oturumlar olarak yürütülmesi mi planlanıyor?

En doğrusu, bu denli kamuoyuna mal olmuş bir davanın bütün duruşmalarının, baştan sonra, canlı olarak kamuoyu önüne taşınmasıdır.

Bakalım, taleplere nasıl cevap verilecek?

Tavrımı açıklıyorum: İmamoğlu duruşmaları canlı yayınlanmalı - Fehmi Koru


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-DT9JLG88B3