Türkiye, sahip olduğu zengin dini mirasa rağmen inanç turizminde yıllardır potansiyelinin gerisinde kalıyor. Ancak Papa’nın geçtiğimiz günlerde İznik’e gerçekleştirdiği tarihi ziyaret, bu alanda yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendiriliyor.
İstanbul Seyahat Acentaları Tanıtım ve Geliştirme Derneği (İSATAG) Başkanı Aylin Özsavaş, yaptığı açıklamada, bu ziyaretin Türkiye’nin inanç turizmi açısından son 20 yılın en kritik dönüm noktalarından biri olduğunu vurguladı. Özsavaş’a göre, İznik’in Hristiyan teolojisinde “sıfır noktası” olarak kabul edilmesi, bu ziyareti daha da anlamlı kılıyor.
Türkiye, Hac Turizminin Üç Kriterini de Karşılıyor
Turizm literatüründe hac destinasyonlarının değerinin “tarihsel özgünlük”, “teolojik merkezilik” ve “mekânsal süreklilik” üzerinden değerlendirildiğini hatırlatan Özsavaş, Türkiye’nin bu üç kriteri de olağanüstü düzeyde karşıladığını belirtti. İznik Konsili’nden Efes’teki Meryem Ana Evi’ne, Tarsus’taki Aziz Paul’dan Demre’deki Aziz Nikola’ya kadar birçok kutsal mekânın Türkiye sınırları içinde yer aldığına dikkat çekti.

Ziyaretçi Sayıları Düşüşte, Strateji Eksikliği Öne Çıkıyor
Ancak veriler, Türkiye’nin bu güçlü mirasını yeterince değerlendiremediğini ortaya koyuyor. 2007 yılında 143 bin 969 olan inanç turisti sayısı, 2025’in ilk üç çeyreğinde yalnızca 11 bin 171’e geriledi. Özsavaş, bu düşüşün nedeninin potansiyel eksikliği değil, strateji eksikliği olduğunu ifade etti.
2027 “İnanç Turizmi Yılı” Olsun Önerisi
İSATAG Başkanı Özsavaş, 2027 yılının “İnanç Turizmi Yılı” ilan edilmesini önerdi. Bazı Hristiyan yorumlarında 2027’nin “dünyanın sonu”na işaret eden bir yıl olarak anıldığını hatırlatan Özsavaş, “Bu tür söylemlerin karşısına korkuyu değil, inancın, birlikteliğin ve insanlığı bir arada tutan kadim değerlerin gücünü koymalıyız” dedi.
Kutsal Rotalar Yeniden Canlandırılmalı
Özsavaş, Yedi Kiliseler Rotası’nın dünya gündemine taşınması ve Aziz Paul Yolu’nun uluslararası hac yürüyüş rotaları arasındaki prestijli yerini geri kazanması gerektiğini belirtti. Türkiye’nin yıllık 200–250 bin inanç turisti ağırlayabilecek kapasiteye sahip olduğunu vurgulayan Özsavaş, bu potansiyelin doğru bir stratejiyle harekete geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Kültürel Diplomasi İçin Fırsat
Türkiye’nin 43 iline yayılmış dini mirasın güçlü ve koordineli bir kampanyayla tanıtılması gerektiğini belirten Özsavaş, devlet kurumları, yerel yönetimler, turizm sektörü ve sivil toplumun ortak bir vizyon etrafında buluşmasının önemine dikkat çekti. “Bu sadece bir turizm hareketliliği değil, aynı zamanda Türkiye’nin kültürel diplomasi gücünü artırma fırsatıdır” dedi.
Özsavaş, “Elimizde hem tarihsel hem teolojik hem de kültürel anlamda dünyanın en güçlü kartları var. Artık mesele bu kartları ne kadar doğru oynayacağımızdır” diyerek sözlerini tamamladı.