AK Parti'den tasfiye edildik, yerimize Avrasyacılar geldi

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, demokratik niteliğini koruyan isimlerin AK Parti'den tasfiye edildiğini belirterek, 90’lı yılların aktörlerinin önce AK Parti’yi, sonra da devleti istila ettiğini söyledi.

AK Parti

Millet İttifakı'nın ortaklarından Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, gündeme ilişkin konuları ve AK Parti'den ayrılışına giden yolda yaşananları T24'ten Cansu Çamlıbel'e anlattı. Davutoğlu, 90'lı yılların aktörlerinin önce AK Parti'yi, sonra da devleti istila ettiğini belirterek 17 Temmuz 2016'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la gerçekleştirdiği görüşmeden de bahsetti. Kendi tasfiyesini başta kişisel aldığını ancak geriye dönük bakınca AK Parti içindeki demokrasi yanlısı ekibin tasfiye edilerek yerine Avrasyacıların yerleştirilmesiyle ilgili bir kurgu gördüğünü söyledi

'TASFİYE EDİLDİK, BAHÇELİ VE PERİNÇEK SAHNEYE ÇIKTI'

Davutoğlu, 17 Temmuz 2016'da Erdoğan ile yaptığı görüşmeyle ilgili şunları söyledi:

AK Parti’nin demokratik niteliğini koruyan isimler tasfiye edildi. AK Parti’yi 90’lı yılların mantığına götürecek olan Bahçeli ve Perinçek sahneye çıktı. 15 Temmuz darbe girişimi de bunun bahanesi oldu. Hadi madem bu konuya girdik açık ifade edeyim. 17 Temmuz’da Sayın Cumhurbaşkanı ile bir görüşmem oldu evinde. Kendisine üç tavsiyede bulundum. Bir, Yüksek Askeri Şura'yı derhal toplayın ve askeri bir düzene koyalım. Silahlı Kuvvetler ciddi bir itibar darbesi yaşadı. Geciktirmeyin, bir an önce darbeye bulaşmamış isimlerle orduyu tekrar düzene koyun. İkincisi bütün siyasi muhalefeti de bütün partileri toplayın ve yeni bir demokrasi dönemi başlatın, Türkiye tarihinin en büyük demokratik hamlesini yapın. Askeri darbeyi yenmiş bir iktidar olarak şimdi elimizde büyük bir itibar var. Sayın Kılıçdaroğlu’nu, Sayın Bahçeli’yi, bütün liderleri çağırın ve yeni bir demokratik dönem başlatıyoruz deyin, yeni demokratik bir anayasa ruhunu devreye sokun. Üçüncüsü de -şimdi sizin sorunuza cevaben söylüyorum- Türkiye’de çok karanlık dönemlerin işareti olan 90’lı yılların birtakım unsurları tekrar kendini göstermeye kalkışabilir. 90’lı yılların karanlık aktörlerinin tekrar siyasete, demokrasiye ve devlete sızmalarına asla izin vermeyin. Bunları kendisine samimiyetle ifade ettim çünkü görüyordum tabloyu.

Sayın Erdoğan’ın o zaman önünde iki yol vardı. Birinci yol şuydu; bizleri AK Parti içinde tutarak yeni bir reformla, yeni bir heyecanla demokrasi çıtasını yükseltmek için çalışarak muhalefeti de içine alacak şekilde sivil ve demokratik bir anayasaya doğru yürümek. İkinci yol ise 90’lı yılların aktörleriyle birlikte otoriter bir yapıya yönelmek. Ben birincinin olması için Sayın Erdoğan’la çok konuştum, çok raporlar verdim.

Mesela cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Meclis'e sunulduğu gün bunun ne kadar mahzurlu olduğunu anlatan 17 sayfalık bir rapor verdim.

Davutoğlu'na yöneltilen bazı sorular ve yanıtları şu şekilde:

-90’lı yılların otoriter aktörlerinin AK Parti’nin içine sızma girişiminde olduğuna dair de bir rapor verdiniz mi?

Onu söyledim, daha sonra da yazdım. 2018’de tekrar verdim. Cumhur İttifakı oluşurken “Aman böyle bir ittifaka yönelmeyin, bu AK Parti’nin doğasını bozar. AK Parti’nin demokratik niteliklerini zayıflatır” dedim. Ve bunların hepsini kayda geçirdim. Sonra korktuğum oldu. Biz AK Parti’den tasfiye edildik. Bizim yerimize Erdoğan, Bahçeli’yi ortak seçti, Perinçek’i ortak seçti. Perinçek vurgusunu yapma sebebim şu; bugün Beştepe’de o zihniyete sahip olan insanlar egemen. Beştepe’nin en etkili bazı danışmanları 70’li, 80’li yılların dogmatik Maoist, ulusalcı isimleri. Biliyorsunuz AK Parti Genel Merkezi’nin şu an Türk siyasetinde bir etkisi yok. Güç Beştepe’de. AK Parti MYK’sının bir etkisi yok. Biliyor musunuz kim var MYK’da. Eskiden bilirdiniz tüm üyelerin isimlerini.

-Bakanların bile isimlerini hatırlayamıyorum bazen.

Bir tek Sözcü Ömer Çelik’in ismini bilirsiniz. Başka var mı? Öbür tarafta Beştepe’deki baş danışmanlar AK Parti genel başkan yardımcılarından daha şöhretli ve bunların AK Parti’nin geçmişiyle alakası yok. Tabiri caiz ise 90’lı yılların aktörleri önce AK Parti’yi istila etti sonra da devleti.

-Dış politika bağlamındaki tartışmalarda devletin içindeki Avrasyacı kanat diye bilinen ekipleri mi kastediyorsunuz?

Evet. Ben bunu Avrasya’ya karşı olduğum için söylemiyorum. Biliyorsun ben bakanlık dönemimde Rusya ile ilişkilerin de geliştirilmesi gerektiğini söylediğim için eksen değiştiriyorum diye eleştirildim de. Ama bir dengedir bu. Avrasyacılık ile kastedilen Türkiye’nin otoriter bir yapıyla Asyatik bir devlet modeline dönüşmesi ise işte buna karşıyız. Türkiye’nin Avrasya’da güç sahibi olması ise buna taraftarız elbette.

'OTORİTERLEŞME İKTİDARDA KALMANIN ARACI'

-O zaman şöyle sorayım; bahsettiğiniz Beştepe’de iktidar sahibi olan ekip hangi eğilimde bir Avrasyacılık anlayışı içinde.

Ben bunu maalesef Erdoğan’ın iktidarda kalma çabasının bir parçası olarak görüyorum. Otoriterleşme iktidarda kalmanın bir aracı. Yanlışlık da burada zaten. Yollarımızın ayrıldığı yer de burası. Benim için İslam insanı özgürleştiren bir şeydir, köleleştiren bir şey değil. Benim gençliğimden beri savunduğum değerler Allah inancının insanı özgürleştirdiğidir. Bu özgürleşme insanın kendi nefsine karşı özgürleşmesinden toplumsal özgürlüğe kadar uzanır. Ama şimdi bunlar öyle bir muhafazakarlık geliştirdiler ki körü körüne itaat sanki imanın bir gereği. O körü körüne itaat ettiği lider de iktidarını korumak için birtakım ilişkiler işine girmişse bir müddet sonra bu mafyatik yapılara dönüşür.

Allah aşkına Sedat Peker’in iddialarına bakın. 2015’i hatırlayın, Türkiye’de böyle bir mafya yapılanması var mıydı? Veya izin verir miydik? Benim bir başbakan olarak, bir bakan olarak Reza Zarrab ile bir resmim var mı? Geçen gün uzak bir ülkenin büyükelçisi ziyaretime geldi, “Bizim mafya liderlerinden biri de burada öldürüldü” dedi. Niye uzak bir ülkenin mafya örgütü lideri bizim ülkemizde bulunuyor.

'DOĞU PERİNÇEK 28 ŞUBATÇI BİR PROVOKATÖR'

-Şunu mu söylemek istiyorsunuz; sizin ifadelerinizle 90’ların otokratik eğilimlerden yana olan aktörlerinin Beştepe’ye sirayet etmesiyle birlikte Türkiye uluslararası mafya çeteleri için güvenli liman mı oldu?

Evet. Bugünkü AK Parti bizim bıraktığımız AK Parti değil. Bugünkü AK Parti 90’lı yılların 28 Şubat zihniyetiyle mücadele eden bir AK Parti değil. Doğu Perinçek bir 28 Şubatçıdır. Şeytan Ayetleri kitabını Türkçe'ye çevirerek Sivas Olayları da dahil birçok olayı tetikleyen bir provokatördür. Şimdi nasıl AK Parti yanlısı oldu? Çünkü birileri Türkiye’yi kimlik temelli olarak bölmek istiyor, birileri Türkiye’de kaos çıkartmak istiyor.

-Bu birileri Türkiye içinde mi? Yoksa dışarıdan mı organize ediliyor bu damar?

Tabii Türkiye’de. Bakın dışardaki herkes bunu kullanmak ister. Birçok istihbarat örgütü bunu kullanmak ister. Türkiye’yi yanına çekmek isteyenler bunu kullanmak ister. Türkiye’nin zaafa uğramasından fayda görecek herkes Türkiye’de çatışma çıksın ister. Ve bugünkü iktidar çatışmayı körükleyen bir tavır sergiliyor. Bunda İçişleri Bakanı'nın dili de çok rol oynuyor. Suça doğrudan ya da örtülü karışan herkesin İçişleri Bakanı ile fotoğrafı neden olur? Nasıl unuttuk Sezgin Baran Korkmaz’ı? Türkiye nasıl kara para aklama merkezi haline dönüştü? Nasıl uyuşturucu mafyası Türkiye’de hesaplaşıyor? Nasıl oligarklar Türkiye’de yer edinebiliyor? Niye Türkiye TAFT’ın gri listesinde? 2016’da böyle miydik? Ne değişti? Biz tasfiye edildik! Ben başta bunu kendime karşı parti içinde şahsi bir ihtilaf olarak gördüm. Sayın Cumhurbaşkanı'nı bana karşı kışkırtıyorlar, ben çekileyim rahat etsin dedim. Ama değil… Şimdi görüyorum ki bir yol ayrımıydı o.

-AKP içinde 2016’da tasfiye edildiğini söylediğiniz sizin de içinde bulunduğunuz politik ekolü nasıl tanımlarsınız?

Özgürlükçü, demokratik değerleri, insan hak özgürlüklerini savunan, çoğulculuğu savunan…

-Bu söyledikleriniz genel ve kaba bir tasvirle “yüzü Batı’ya dönük” bir siyasete karşılık geliyor.

Avrupa’ya dönük, Avrupa Konseyi değerlerini benimseyen. Ama bu asla doğudan kopma anlamında bir şey değil.

-Doğu Perinçek şimdi size yine “Amerikancı” diyecek.

Sen hatırlarsın, 2003’te de “Ortadoğu’nun en tehlikeli adamı” diye Amerikan kriptolarına geçmiş biriyim ben. Wikileaks’de çıktı bu. Birileri “Ortadoğu’nun en tehlikeli adamı” der, birileri öyle der. Benim tek özelliğim var, bu vatanın evladı olmak. Türkiye’nin çıkarı dışında hiçbir çıkar gözüm görmez. Zaten bana karşı olan direncin ve düşmanlığın sebebi yönetilemez olmamdır. Şu veya bu politikaya yönlendirilmem söz konusu olamaz. Bunu herkes bilir. İnandığım değerler için yalnız kalsam da mücadele ederim.

'KİMSE HUKUKUN DIŞINDA YA DA ÜSTÜN DEĞİL'

-Geçen hafta katıldığınız bir televizyon programında damadı Berat Albayrak’ın siyasete girmesi konusunda Erdoğan’a itiraz ettiğinizi anlattınız. Dışarda ticari hayatı olan aile bireylerinin siyasete sokulmasına karşı olduğunuzu söylediniz. Gelinen noktada mevzu sadece Cumhurbaşkanı'nın siyasete giren akrabalarından ibaret değil. Erdoğan etrafında çok büyüyen ve yolsuzluklarla anılan ticari yapılar var. Toplumun bir kesiminde ciddi bir yargılama beklentisi var. Altılı Masa’da bunu konuşuyor musunuz? Bu iktidar döneminde yapılan yolsuzlukların, hukuksuzlukların, karanlık işlerin ucu kime giderse gitsin yargılanmasının önünü açacak mısınız?

Masada bazen konuşuluyor tabii. Şahsi görüşümü söyleyeyim. Benim burada iki kırmızı çizgim var. Kimse “Ben hukukun dışındayım ya da üstündeyim” deme hakkına sahip değil. Herkes yaptığı iş ve eylemlerden hukuk içinde sorumludur. Bu bir kırmızı çizgidir. Bu konuda asla taviz vermem. Hatırlarsınız, dört bakan konusunda da Peygamber Efendimizin “Kendi kızım Fatıma olsa kolunu keserim” dediğini hatırlattığım için ihtilaf çıktı.

İkincisi ise rövanşizm. Yirmi yıllık bir dönemi tümüyle suçlu ilan edip “kurunun yanında yaş da yanar” mantığıyla kim AK Parti üyesi ise kim AK Parti’de görev almışsa “Hepsi örtülü ve açık suçludur” diyerek aynı 27 Mayıs yargılamaları gibi aynı 12 Eylül ya da 28 Şubat dönemleri gibi kolektif bir suçlu ilan edip, kolektif bir kesimi mahkûm etmeye çalışmaya asla izin veremem. Demokratik hukuk devleti kuralları neyse o işler. AK Parti’ye, MHP’ye oy vermiş ya da oralarda görev almış isimlerin ya da bu dönemde görev almış bürokratların hiç tedirgin olmaması lazım. Oluşabilecek bir rövanşizme izin vermeyiz. Ama suç işlemiş, küçük bir emlak dairesi başkanıyken emlak zengini olmuş falan kim olduğuna bakılmaksızın….

-Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil mi bu “kim olduğuna bakılmaksızın” kısmına?

Hukuk devleti içinde herkes eşit. İsimler üzerinden değil ilkeler üzerinden gitmek lazım. Özel bir düşmanlık yapılamaz, özel bir husumet güdülemez. Ama kimse için ayrıcalıklı bir statü de olmaz. Şu anda bizim meselemiz önce Türkiye’yi bir barıştırmak. Sonrasında da hukuk ne diyorsa ona uymak. Yargıyı bağımsızlaştırdığınız zaman çözülür.

 

Çarşamba

22.4 °

Perşembe

24.7 °

Cuma

24.9 °

PKK'nın İran kolu: Silah Bırakmıyoruz

Suriye de yeni yönetim haftalar içinde çökebilir

ABD’nin kredi notu düşürüldü, görünüm durağana çekildi

Kalın kafalı bir başkana karşı demokrasi mücadelesi veriyoruz

ABD'li yeni Papa teknolojiye savaş açtı!

Ateşkes olmadan müzakere olmaz

Yeni Papa Robert Prevost oldu

Jerome Powell hiçbir fikri olmayan bir aptal

Macron ve Şara'nın görüşmesi muhalefeti kızdırdı

Filistinliler başka ülkelere sürülecek...

Büşra Develi aşk orucunu bozdu

Pelin Akil New York pozlarıyla sosyal medyayı salladı

Rabia Soytürk'ten en kötü partner itirafı

Ezgi Eyüboğlu göğüs dekoltesiyle dikkat çekti

Derin Talu'dan yatak pozu

Irina Shayk'ın paylaşımı sosyal medyayı salladı!

Ölmek istemiyoruz, duyan var mı?

Hepsi Türkiye’nin iyiliğini istiyor

Gönül Dağı'nın Asuman'ı son pozlarıyla olay oldu!

Beren Saat’ten gözaltılara tepki

Cumhurbaşkanlığı 6. Uluslararası Yat Yarışları Kurtuluş Kupası İstanbul Etabı gerçekleşti

Geleceğin Messi'si Muhammet Ali Karagöz!

Şahika Ercümen’den Dominika’da Tarihi Başarı:

Beşiktaş'ta Serdal Adalı yeniden başkan seçildi

'Devlet kimin ne olduğunu biliyor!'

Henry, Messi, Suarez ve Putellas bir araya geldi

Fenerbahçe tribünlerinde 'Aziz Yıldırım' sesleri

Sema Nur Yüksel'den Almanya’da altın zafer

Kaiwi Kanalı'nı Geçen En Genç Türk Oldu

Bülent Uygun'un Acı Günü

Arızalı otomobil yenisiyle değiştirilecek

Otomotiv sektörü ihracatta rekor tazeledi

Kur hareketlendi, zam gecikmedi

Otomotiv üretimi yüzde 9 azaldı

Taşıtlara yeni vergi gündemde

Yabancı şirketler Türkiye'den çıkış hazırlığında

Türkiye elektrikli otomobil üssü oluyor

Avrupa'da Tesla satışları sert düştü

Araç kiralarken dolabdırılmayın!

Otomotiv üretimi şubat ayında yüzde 13,3 azaldı

Araç muayene hizmetleri yeniden özelleştirildi

Devlet bir yılda 404 milyar TL harcandı!

Türkiye, gider sıralamasında Avrupa'da beşinci

Bu kadar büyüme varsa biz niye hissetmiyoruz?

Programımız hedeflerinden sapmadı

Holdingın vergisi yüzde 11, vatandaşın vergisi yüzde 100 arttı

Kartlı ödemeler nisanda yüzde 58 arttı

Takatimizin kalmadığını herkes bilsin

DFDS, Türkiye’nin küresel ticaretine güç katıyor

19 Mart'ın piyasalara olumsuz etkisi devam ediyor!

'Muhalefetle kavga edecek zaman değil, yeni kahramanlar yaratılmamalı'

Ülkenin terörden büyük sorunu var, o da yolsuzluk

Tarihi geçmiş peynirler yeniden paketlendi

Arızalı otomobil yenisiyle değiştirilecek

Araç muayene hizmetleri yeniden özelleştirildi

Hakimler ve Savcılar Kurulu'na 5 yeni üye seçildi

Ülkedeki hukuksuzluklar sürece gölge düşürüyor

PKK'nın İran kolu: Silah Bırakmıyoruz

Suriye de yeni yönetim haftalar içinde çökebilir

Bu mu turbun büyüğü; terbiyesizliğin büyüğü bu!

Kadına şiddet kırmızı çizgimizdir

Keremcem konserleri belgesel projesine dönüşüyor

Vivaldi’den Neşet Ertaş’a, duygudan duyguya bir yolculuk

Maestro dizisi sete çıktı!

Enerji verimli ve çevre dostu teknolojiler

İBB’ye 3. dalga operasyon: 22 gözaltı

Devlet bir yılda 404 milyar TL harcandı!

İstanbullu vatandaş bir yılda 105 saatini trafikte harcadı

Şüpheden sanık faydalanır

Milletin rızasını alamayanlar ülkeyi vesayetle yönetmeye çalışıyor

3 gençten biri işsiz ya da umutsuz

Cumhurbaşkanlığı 6. Uluslararası Yat Yarışları Kurtuluş Kupası İstanbul Etabı gerçekleşti

Düzce ve sinema birbirine çok yakıştı

Sedat Peker’in dönüş planına mahkeme engeli

Evlenmenin bedeli 1 milyon TL’yi aştı

Türkiye, gider sıralamasında Avrupa'da beşinci

Başsavcılık’tan Ertan Yıldız'a 'baskı' iddiasına soruşturma

Ayrısı gayrısı olmayan bir ülke kuracağız

YGD’DEN 19 MAYIS COŞKUSU: Özgürlük ve gençliğe adanan bir gün

Bu kadar büyüme varsa biz niye hissetmiyoruz?

Yükleniyor