Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı uzun ve dikkat çekici konuşmasında 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümü vesilesiyle çarpıcı ifadeler kullandı. Konuşmasında hem 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını paylaşan Davutoğlu, hem de "Terörsüz Türkiye" süreci bağlamında öneri ve eleştirilerde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve dönemin yetkililerini sert bir dille eleştiren Davutoğlu, TBMM Darbe Araştırma Komisyonu'nun raporunun kamuoyuna açıklanması çağrısında bulundu.
Konuşmasına, 15 Temmuz 2016 gecesi şehit olan vatandaşlara rahmet dileyerek başlayan Davutoğlu, "Onlar o karanlık geceyi nur yüzleriyle aydınlattılar" dedi. Darbe girişimi haberlerini aldığı ilk anlarda tarihten aklına gelen kesitleri paylaşan Davutoğlu, Selçuklu'dan Osmanlı'ya, Cumhuriyet'ten 27 Mayıs ve 28 Şubat'a kadar uzanan bir siyasi hafıza silsilesi kurdu.
"Uluslararası kanallar darbeyi başarılı gibi duyuruyordu, kimse bu algıyı düzelten bir açıklama yapmıyordu" diyen Davutoğlu, o gece önce Türk, ardından yabancı kanallara bağlanarak "Bu gece birileri için karanlık olabilir; ama yarın demokrasimize sahip çıkarak aydınlık bir güne doğacayız" dediğini hatırlattı.
Darbe girişiminden sonra TBMM Darbe Araştırma Komisyonu'na 75 sayfalık bir rapor sunduğunu belirten Davutoğlu, bu raporun akıbetinin dokuz yıldır bilinmediğini ifade etti. "Eğer FETÖ'ye hizmet eden birini arıyorsanız, bu raporu sümen altı edenlere bakın" çıkışıyla sert eleştirilerde bulunan Davutoğlu, o gece Ankara'da olmayan "düşük profilli başbakan"ı da hedef alarak, bu kişinin "15 Temmuz en hoşlanmadığım projeydi" sözlerini hatırlattı ve "Eğer hala bu görüşteyse projeyi anlatsın, değilse şehitlerimizden özür dilesin" dedi.
Davutoğlu, "Ben TBMM milletin ta kendisidir; o kurumun sorularından kaçmak milletten kaçmaktır" diyerek, Meclis'in sorularına verdiği cevaplardaki samimiyetini savundu.
Davutoğlu, darbe girişiminden sonra başlayan yeni anayasa tartışmalarında da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı uyardığını, 17 sayfalık bir rapor sunduğunu belirtti. "Bugün devleti deli gömleği gibi saran sistem işte o tasarının sonucudur" diyen Davutoğlu, Erdoğan'ın halkı kucaklaması gerekirken partili Cumhurbaşkanlığı üzerinden ayrıştırıcı bir dil kullandığını savundu.
Davutoğlu, "Terörsüz Türkiye" sürecine destek verdiğini belirtti ancak bu sürecin sembolik törenlerle değil, takvime bağlı bir eylem planıyla, MİT ve TSK denetiminde yürütülmesi gerektiğini vurguladı. MGK ve TBMM'ye raporlanması gereken bu süreçte ABD Büyükelçisinin "PKK'lıları ABD'de misafir edebiliriz" sözlerine de tepki gösterdi: "Böyle bir düşünceyi aklınızdan dahi geçirmeyin."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "AK Parti, MHP ve DEM birlikte yürüeceğiz" sözlerini eleştiren Davutoğlu, bunun kutuplaşmayı körüklediğini söyledi. "Bu süreç siyaset üstü bir yaklaşımla yürütülmelidir" diyerek, partili Cumhurbaşkanı modelinin bu tür süreçlerde zararlı olduğuna işaret etti.
Konuyu ekonomik krizlere ve yolsuzluklara getiren Davutoğlu, "Emeklilerin dünyası yangın yeri, çiftçilerin tarlaları yangın yeri" dedi. Mısır hasadı başlamadan ithalat izni verilmesini "ihanet" olarak niteledi. LGS sınavıyla ilgili şüpheleri dile getirdi ve Milli Eğitim Bakanı'na "demagoji ile pişkinlik yapıyor" diyerek yönelttiği eleştiriler dikkat çekti.
Gazze'deki soykırıma karşı çıkan BM Özel Raportörü Francesca Albanese'nin hedef gösterildiğini belirten Davutoğlu, bu kadını Nobel Barış Ödülü'ne aday göstermek için kampanya başlatma çağrısında bulundu. “Gazze Soykırımı” adlı kitabın Clarity Press tarafından ABD’de yayımlandığını ve yakında Türkçeye çevrileceğini de sözlerine ekledi.
Davutoğlu, "Allah bize bütün bu yangınları söndürme gücü versin" diyerek konuşmasını tamamladı.