Bolu’nun Mudurnu ilçesindeki 732 lüks ‘şato villa’ içeren ‘Burj Al Babas’, zengin yabancılara satılacak ‘şato’ tipi konutlar ve termal tatil köyü diye tasarlanmıştı. Finansmanı ise yabancı sermaye girişine dayanıyordu. 2014 yılında lansmanı yapıldı. Türkiye’nin en büyük ve ‘ultra lüks’ tatil köylerinden biri diye tanıtıldı.
“Kendi şatonuzu alın!” deniliyordu. Şimdi bomboş bir ‘hayalet şehir’ halindeki Burj Al Babas projesinde güya güzellik merkezleri, at binme parkurları, açık-kapalı spor salonları, sinemalar, eğlence merkezleri, konferans salonları ve hamamlar da olacaktı.
Alıcılara bir 'peri masalı' yaşam tarzı sunulacağının ifade edildiği, projenin tanıtım faaliyetlerinde projenin bölgeye ve yatırımcılara kazandıracaklarının vurgulandığı, lansman sırasında yapılan satış sunumunun 'kendi şatonuzu satın alma' hayalini cazip fiyatlarla gerçekleştirebileceğiniz teması etrafında olduğu kaydedildi.
59 KİŞİ ŞİKAYETÇİ OLDU
İddianamede yer verilen MASAK raporlarında, projenin başladığı 2014'ten 2018'e kadar projeyi yürüten şirketlere bin 41 ayrı işlemde toplam 67 milyon 180 bin dolarlık para girişi olduğu ve para yatıranların tamamının Kuveytli iş insanları olduğu vurgulandı. İddianamede, projenin tamamlanamadığı ve 59 kişinin şikayetçi olduğu belirtildi.
4 YILDA 67 MİLYON DOLAR
Savcıya göre; her biri 325 metrekare ‘şato’ villaların mavi kuleleri, spiral merdivenleri ve lüks iç dekorasyonu, alıcılarına ‘peri masalı’ bir yaşam tarzı olarak sunuluyordu. Projenin ismi de özellikle Arapça ‘Burj’ (Kule) olarak seçilmişti çünkü Körfez sermayesini çekmek amaçlanıyordu. İddianamedeki MASAK raporuna göre, projenin başladığı 2014’ten 2018’e kadar projeyi yürüten şirketlere bin 41 ayrı işlemde toplam 67 milyon 180 bin dolarlık para girişi oldu. Para yatıranların tamamı Kuveytli’ydi ve aralarında önde gelen işinsanları da vardı.
'ELDEN ÖDEME ALDILAR'
Soruşturma kapsamında bazı müşterilerden 'şirkete vergi binmesin, banka masrafı olmasın' denilerek ödemelerin 'elden' alındığı da tespit edildi. Mağdurların yalan beyanlarla aldatıldığı, teslim tarihi ve diğer konularda gerçek dışı güvenceler verildiği ve projenin bitirilemeyeceği anlaşılmasına rağmen satışların devam ettiği anlatıldı. Ayrıca iddianamede, toplanan paraların proje için değil, şahısların kendi şahsi menfaatleri için kullanıldığı ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettikleri belirtildi. İddianamede yer alan TMSF İştirakler ve Gayrimenkuller Daire Başkanlığı'nın raporuna göre kayyumdaki projenin tamamlanma maliyetinin 162 milyon dolar ile 188 milyon dolar aralığında olduğu, ödeme planlarının ve belgelerinin bulunmadığı, muhasebe kayıtlarında yer alan verilerin yetersiz olduğu, hangi şatonun kime satıldığı, bedelin ne olduğu ve ne tutarda ödeme yapıldığına dair bilgilerin de belli olmadığı kaydedildi.
SATIŞ VAR TESLİMAT YOK
Ancak proje bir türlü tamamlanamadı ve teslimat yapılmadı. 59 müşteki ‘dolandırıldık’ diyerek şikâyetçi oldu. Soruşturma başlatıldı. Bazı müşterilerden de ‘şirkete vergi binmesin, banka masrafı olmasın’ denilerek ödemelerin özellikle ‘elden’ alındığı da tespit edildi. Savcıya göre, tanıtımdaki cazip vaatlerin hiçbiri gerçeğe dönüşmedi. Projeyi yapan Sarot Grup’un üç şirketi 2018’de konkordato talep etti ve şirketlerin iflasına karar verildi. Sonra iflas kararı kaldırılıp projeye devam izni verilse de inşaatlar durdu ve yine konkordato sürecine girildi. Mağdurlar yalan beyanlarla aldatıldı. Teslim tarihi ve diğer konularda gerçeğe aykırı güvenceler verildi. Projenin bitirilemeyeceği anlaşılmasına rağmen satışlar devam etti. Konkordato ve iflas süreçleriyle dolu 2018’den sonra bile satış yapıldı. Hatta 2024’te de ‘Satışlar devam ediyor, yakında proje tamamlanacak’ diye açıklamalar yapıldı. Toplanan paraları da proje için değil, kendi şahsi menfaatleri için kullandılar. Baştan beri de dolandırıcılık kastıyla hareket ettiler.
PROJEYE KAYYUM ATANDI
Savcılık, projenin son durumuna dair TMSF ‘İştirakler ve Gayrimenkuller Daire Başkanlığı’na bir rapor da hazırlattı. 6 Mart 2025 tarihli bu rapora göre, kayyumdaki projenin tamamlanma maliyeti 162 milyon dolar ile 188 milyon dolar aralığında. Evrakta yapılan incelemelere göre ise ödeme planları ve belgeleri yok, muhasebe kayıtlarındaki veriler yetersiz, hangi şatonun kime satıldığı, bedelin ne olduğu ve ne tutarda ödeme yapıldığı da belli değil. Muhasebe kayıtları ile banka ve şirket kayıtlarındaki ödeme miktarları arasında büyük farklar var.
13 SANIK HAKKINDA 885 YIL HAPİS
Hazırlanan iddianamede, 13 sanığın her biri için 59 mağdura karşı 'nitelikli dolandırıcılık' suçundan 885'er yıl hapsi istendi. İddianame, gönderildiği İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.