'Devlet ticari sır maskesinin altına saklanamaz'

'Devlet ticari sır maskesinin altına saklanamaz'

  • A-
  • A
  • A+

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener 'Böylece, asgari ücretle çalışan vatandaşımızın eline, net 3000 lira geçerken, işverene olan maliyeti ise 3458 lira olmaya devam etsin' diyen Akşener, 'Yani; çalışanımızın eline geçen asgari ücreti, 2325 liradan, 3000 liraya çıkaralım, ama, işverene olan maliyetini de arttırmayalım. Bir başka deyişle, devletimiz bütün çalışanlarının cebine, aylık 675 lira koysun, ama bu parayı işverenden almasın' diye açıkladı.

Katar'la gerçekleştirilen 11 anlaşmanın içeriğini açıklamayan iktidarı, 'Devlet, ticari sır maskesinin altına saklanamaz' diye eleştirdi. Bu anlaşmalar arasında Türkiye'nin su kaynakları, limanları, hatta kadınlarla ilgili bir mutabakatın da olduğunu belirten Akşener, 'Gizli saklı yapılan bu anlaşmaların akıbetini dikkatle takip edeceğiz' dedi.

Koronavirüs'te şimdiye kadar vaka sayılarının saklandığını ifade eden Akşener, 'Sadece kendilerini kandırdılar' dedi. Akşener sözlerinin devamında da, 'Propagandayla sorumluluktan kaçabileceğinizi sandınız. Yalanların yatsıya kadar süreceğini görmediniz. Artık yüzlerinizde millete yalan söylemiş iktidarın kapkara lekesi var. İlk seçimde milletimizin karşısına bu lekeyle çıkmak zorunda kalacaksınız' ifadelerini kullandı.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Şubat ayından bu yana, dünyayı saran pandemiyle ilgili iktidarı uyarıyoruz. Bazı ülkelerin hatalarından ders çıkarırlar diye umduk, olmadı. Dar günde, vatandaşlarının yanında olurlar diye bekledik, olmadı. Vatandaşımızın sağlığı, canı için yaptığımız önerilere kulak asar, adımlar atar diye bekledik, olmadı. Salgının ikinci dalgasının ayak sesleri geldiğinde, uyarı ve önerilerimizi tekrarladım. Pandeminin başından bu yana gayretli gördüğümüz Sağlık Bakanı’nı da, alınan her karara tebelleş olan Sayın Erdoğan’ı da uyardım. “Bu işin bedeli ağır olacak. Milletimizi bu belaya karşı, korumasız bırakıyorsunuz. Önerilerimizi yerine getirin.” dedim. Ama maalesef, Sayın Erdoğan, ekonomiden teknolojiye, hukuktan tarihe, sanayiden sağlığa, her konuyu en iyi bilen olduğu için, yaptığımız hiçbir uyarıyı, hiçbir önerimizi dinlemedi. Aylarca, vaka sayılarını saklayıp, sadece hasta sayılarını açıklayarak, herkesi kandırabileceklerini sandılar. O da olmadı. Sadece kendilerini kandırdılar. Memlekette pandemi başını alıp, dünyada üçüncü sıraya çıkınca, bu sefer dönüp dünyayı işaret edip, dediler ki, “Bakın her yerde tablo vahim.”

'Artık yüzlerinizde, milletine yalan söylemiş bir iktidarın, kapkara lekesi var'

Sayın Erdoğan; Aylardır, “Çok iyi durumdayız. Zaten şehir hastanelerimiz var.” diye, caka satarken iyiydi de, Dünyadaki duruma işaret etmek, şimdi milletimiz virüsten kırılırken mi aklına geldi? Ayıptır, günahtır.83 milyonun vebalini taşıyorsunuz. Ama daha bunun ağırlığını bile kavrayamıyorsunuz. Evet, dünyada durumu kötü olan ülkeler var. Ama, ikinci dalgaya karşı, kendini koruyabilmiş ülkeler de var. Sizin işiniz, kötü olan ülkeleri göstermek değil, Türkiye’yi durumu iyi olan ülkeler arasına sokmaktı. Ama söz konusu olan vatandaşlarımızın canıyken bile; siyaset iletişimiyle, algı yönetimiyle, propagandayla sorumluluktan kaçabileceğinizi sandınız. Canı yanan milletimizin, yaşadığı gerçek ortadayken, yalanların yatsıya kadar süreceğini, gerçeğin kapımızı çalacağını görmediniz. Artık yüzlerinizde, milletine yalan söylemiş bir iktidarın, kapkara lekesi var. İlk seçimde milletimizin karşısına bu lekeyle çıkmak zorunda kalacaksınız.

'Madem tek adam düzenini kurdun, başarısızlıkları bir zahmet üstleneceksin'

Peki sonunda ne oldu? Pandemi ülkemizi sardı. Onlarsa işi götürüp, varlıklarıyla gurur duyduğumuz, sağlık ordumuzun sırtına yıktılar. Sorumluluğu, önerilerine kulak asmadıkları, Bilim Kurulu’nun üzerine yıktılar. Ardından da vatandaşlarımızı suçladılar. Sen mitingler yapıp, millete çay atmakta sakınca görmeyince,  elbette, her şeyin yolunda olduğunu düşünüp, kurallara uymayan vatandaşlarımız oldu. Ama iktidar olarak senin görevin, bütün vatandaşlarımızı koruyacak önlemleri almaktı. Hayatı paradan puldan, yönetmeyi de eşi dostu zengin etmekten ibaret sanan bir zihniyetin, ülkemize faturası ağır oluyor. Bakıyorsunuz, yine ellerini yıkamışlar, yine hiçbir suçları yok…Yok öyle yağma Sayın Erdoğan! Ekonomiyi damadının, pandemiyi de vatandaşın üzerine yıkıp, bu işten elini yıkayıp çıkamazsın. Madem tek adam düzenini kurdun, o zaman tek sorumlu var, o da sensin! Madem siyasi rantın, kırıntısını görünce üzerine atlıyorsun, Başarısızlıkları da bir zahmet üstleneceksin.

“Güler misin, ağlar mısın?”

Pandeminin ikinci dalgası Türkiye’ye pahalıya mal oldu. Bu süreçte, laf kalabalığıyla günü geçiştirmek yerine, somut adımlar atılması gerekiyor. Bu amaçla milletvekillerimiz, salgının başından beri yaptıkları gibi, süreci yakından takip ettiler, soru önergeleri verdiler, kanun teklifleri verdiler. Milletin sesi olmaya, milletin gerçeklerini iktidara anlatmaya çalıştılar. Mesela dediler ki; “Türkiye’ye getirilecek aşılar, tüm vatandaşlarımıza ücretsiz yapılsın. ”Hepimizin sağlığı için yaptığımız bu öneri, Cumhur ittifakının oylarıyla reddedildi. İktidarın vekilleri reddetti ama, Sayın Erdoğan dün akşam çıkıp, “Aşılar ücretsiz yapılacak” dedi. Güler misin, ağlar mısın? Mesela milletvekillerimiz dedi ki; “Pandemi nedeniyle işyerini kapatmak zorunda kalan işletmelere, 2021 yılı bütçesinde ödenek konulmadı. Esnafımıza 6 ay süreyle, aylık 2 bin lira destek ödemesi yapılsın. ”Esnafımızı ferahlatmak için yaptığımız bu öneri, Cumhur ittifakının oylarıyla reddedildi. Peki dün akşam bu konularda tek bir söz duyan oldu mu? Yok. Siyasi ranta gelince, topa giren Sayın Erdoğan, esnafa gelince ıslık çalmayı tercih etti.

Milletimiz için istedik, Cumhur ittifakı reddetti. Esnafımız için önerdik, Cumhur ittifakı reddetti. Oysa, Türkiye Cumhuriyeti devleti, milletine ücretsiz aşı yapabilecek bir devlettir. Oysa, Türkiye Cumhuriyeti, zordaki esnafına, aylık 2 bin lira destek verebilecek bir ülkedir. Ama maalesef Türkiye’yi yöneten bu iktidar, milletimizi önemsemiyor, esnafımızı önemsemiyor. Millet namına iyi olan ne varsa, küçük ortağıyla birlikte, parmak kaldırıp engel oluyorlar. Tek dertleri var, o da koltukları… Bunun son örneğine Sayın Erdoğan’ın dün akşamki konuşmasında hep beraber şahit olduk.“İktidar, milletimizi önemsemiyor, esnafımızı önemsemiyor”

Erdoğan’a: Sen hâlâ ötekileştirme, kamplaştırma peşindesin

Milletimiz dün akşam Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını bekledi. Ne diyecek, nasıl önlemler açıklayacak, merak etti. Çünkü bütün bilgiler onda. Yetki onda. İmkan onda. Ama o gitti, yine yarım yamalak önlemler açıkladı. Siyasi hesaplarla, ürkek adımlar atıp, milletin sağlığını, canını riske atmaya devam ediyorlar. Bilim insanlarının tamamı en az 14 günlük kapanma diye ısrar ediyor. Sayın Erdoğan’ın umurunda değil. Millet canının derdinde, ülkenin birliğinin sembolü olması gereken Cumhurbaşkanı, hala siyasi kavga peşinde. Bıkmadın mı Sayın Erdoğan? Millet canının derdinde, canının. Önce birlik diyorsun, sonra o birliği sen parçalıyorsun. Böyle bir dönemde, en son ihtiyacımız olan kamplaşmak, kavga etmek. Ama sen hala ötekileştirme, kamplaştırma peşindesin. Böyle olmaz Sayın Erdoğan! Böyle devlet yönetilmez.

“Yapma!”

Yapma! Gün, siyaset yapma günü değil. Gün, topyekûn mücadele günü. Felaket geldi kapımıza dayandı. Yaraları sarmak yerine, kafa göz yarmak, devlet insanlığına sığmaz. Sana düşen, millete örnek olmak, rehber olmak, bu cendereden en az hasarla çıkmamızı sağlamak. Sana düşen, nasıl ölmeyeceğiz, onu anlatmak. Sana düşen, esnafımıza, çalışanlarımıza hangi destekleri vereceksin, onu anlatmak. Sana düşen, vatandaşlarımızdan ne bekliyorsun, sen onlara ne vereceksin, bunları anlatmak .Masal anlatmayı bırak Sayın Erdoğan! Bu millet tarihini de, değerlerini de, senden önce olduğu gibi, senden sonra da korumasını bilir. Şimdi bütün mesele, milletin canını, birliğini, dirliğini, sağlığını korumak. Bunları nasıl yapacaksın sen asıl onu anlat!

“Bu iktidarın millete verecek hiçbir şeyi kalmamıştır”

Buradan ilan ediyorum; bu iktidarın millete verecek hiçbir şeyi kalmamıştır. Bu iktidar, ömrünü tamamlamıştır. Bu iktidar, millet iradesine değil, sarayzadelerin keyfine teslim olmuştur. Bu iktidar, milletimiz için, pandemi kadar tehlikeli bir hale gelmiştir. Sayın Erdoğan; salgın sürecini kötü yönettiğinizi, tedbirlerde geç kaldığınızı, artık herkes biliyor. Gerçeklerle yüzleşme vakti, artık geldi de geçiyor. Derhal 14 günlük sokağa çıkma yasağını uygulayın. Bunu yaparken de vatandaşımızın mağduriyetini önleyecek önlemleri eksiksiz alın. Zararın neresinden dönersek kardır. Zaman, Türk Milleti’nin sağlığını, canını koruma zamanı, siyasi rant kovalama zamanı değil.

Katar'la yapılan anlaşmalara eleştiri: Devlet ticari sır maskesinin altına saklanamaz

Dünyanın alışveriş çılgınlığına sahne olduğu sırada, Türkiye’de bir başka alışveriş çılgınlığı oldu. Sadece mağazalarda değil, Sayın Erdoğan ve Katar Emiri’nin huzurunda, çok daha büyük satışlar oldu. İstanbul’daki önemli bir alışveriş merkeziyle, Varlık Fonu’na devredilmiş Borsa İstanbul’un yüzde 10 hissesi, Katar Devleti’nin fonu tarafından satın alındı. Bu satışların yanında, içeriği henüz açıklanmayan bir dizi anlaşma yapıldı. Bu anlaşmaların konuları arasında limanlar, Haliç, su kaynaklarımız, hatta aile ve kadınlarla ilgili bir mutabakat bile var. Altını önemle çizmek istiyorum: birçok devlet ya da şirket, yabancı borsalara ortak oluyor, yatırımlar yapıyor. Biz yabancı sermayeye, ya da yatırımlara karşı değiliz. Ancak, gelişmiş ülkelerde, bu tür satışlar ya da yatırımlarla ilgili olarak kamuoyuna bilgi verilir. Şu nedenle, şu şartlarda, şöyle bir anlaşma yaptık denir. Devlet, “Ticari sır” maskesinin ardına saklanmaz. O yüzden, gizli saklı, yangından mal kaçırır gibi yapılan bu anlaşmaların akıbetini, dikkatle takip edeceğiz.

“Bütçeyle ilgili komisyonda muhalefetin verdiği hiçbir önerge kabul edilmedi”

Biz önce millet, önce memleket diyoruz. Milletvekili arkadaşlarımız, bu gerçeği, 2021 bütçesiyle ilgili çalışmalarda da ispat ettiler. Bütçenin görüşüldüğü komisyonda, emeklilerimizden, atanamayan öğretmenlerimize kadar, sağlıkçılarımızdan, işsiz gençlerimize kadar, esnaf ve sanatkarlarımızdan, kadro alamayan taşeron çalışanlarımıza kadar, milletimizin sorunlarını, taleplerini dile getirdiler, öneriler sundular. Maalesef her biri iktidar ortakları tarafından reddedildi. Mesela gördük ki, 2021 yılı bütçesinde, çiftçilerimizin destek ödemeleri, 2020 rakamlarının altında. Bu durumun telafisi için verdiğimiz önerge de, Cumhur ittifakı tarafından reddedildi. Emeklilikte yaşa takılan vatandaşlarımızın mağduriyetine sessiz kalmadık, kalmayacağız. Mesela bu amaçla, 2021 bütçesine, 15 milyar lira ek ödenek konmasını istedik. Bu önergemiz de Cumhur ittifakı tarafından reddedildi. Bütçeyle ilgili komisyonda muhalefetin verdiği hiçbir önerge kabul edilmedi. Bu durumu demokrasiyle bağdaştırmak mümkün değil. Sonuç olarak, 2021 yılı bütçesi, enerjisi bitmiş bir Hükümetin, milletin hiçbir sorununu çözmeyen bir bütçesi olarak tarihe geçecektir.

Milletin sesini, emeğin sesini duydunuz. Siz “Türkiye’de işsizlik yok, iş beğenmeyenler var.” diyebilen, kendini bilmez, iktidar milletvekillerine bakmayın. Oynanmış TÜİK verilerine göre bile;İ ş bulmaktan umudunu kesmiş vatandaşlarımızın sayısı, işsiz vatandaşlarımızdan daha fazla. Bir an önce, başta gençlerimiz olmak üzere, vatandaşımızın güvencesizliğini azaltıp, insana yakışan işlerin sağlanacağı, bir yatırım ortamını oluşturmamız gerekiyor. Vatandaşlarımızın satın alma gücünü, onları daha da borçlandırarak değil, daimi kazançlarını arttıracak şekilde yapmamız gerekiyor. Bunun yolu da, başta dar gelirliler olmak üzere, çalışanlarımızın ücretlerini arttırmamızdan geçiyor. Biz bunu söyleyince, şirketlerimiz; “Benim üzerimdeki işgücü maliyetlerini, daha da arttırırsanız, ya iflas ederim, ya da istihdamımı azaltmam gerekir.” diyecekler. Bunu söylemekte çok haklılar! Şirketlerimizin üzerindeki maliyetler, izlenen kötü politikalar sonucunda, şirketlerimizi zarar ettirip, iflasa sürükleyecek derecede arttı. Özellikle küçük ölçekli şirketlerimiz, esnafımız, çalışanlarının sigorta primlerini, karşılayamaz duruma geldi. Anadolu’daki esnaf ziyaretlerimizde, çalışanlarını ağlayarak işten çıkarmak zorunda kaldığını söyleyen, birçok esnafımızla karşılaştık. Bizim işverenimiz, esnafımız, KOBİ’miz, istihdam sağlamak istiyor ama, yüksek maliyetlerden dolayı bunu maalesef yapamıyor. O yüzden, işverenlerimizin yeniden istihdam yaratabilmeleri için, üzerlerindeki maliyetleri, mutlaka düşürmemiz gerek. Bakın size çok çarpıcı bir sayı vereyim: Son altı senede, kamunun genel istihdamı, 1 milyon 394 bin artarken, toplam kayıtlı istihdam, sadece 1 milyon 312 bin artmış. Kamunun, toplam istihdam içindeki payı, yüzde 19.9’dan, yüzde 26.2’ye çıkmış. Yani, Yola, özel sektör odaklı, istihdam yaratan bir büyüme vaadiyle çıkan Ak Parti, eskinin Doğu Bloku iktidarlarını aratmayan, hantal bir partiye dönüşmüş.

“Acilen, istihdam yaratan bir büyüme modeline geçmemiz gerekiyor”

Bir başka sorunumuz da kayıt dışı istihdam. Türkiye’de toplam çalışan sayısının üçte biri, maalesef herhangi bir sosyal güvencesi olmadan, kayıt dışı çalışıyor. Yüksek bir öğrenime sahip gençlerimiz bile, kayıt dışı çalışmak zorunda. Emeklilikte yaşa takılan kardeşlerimizin sorununu zaten biliyorsunuz. Kayıt dışı çalıştığınızda her türlü sosyal güvenceden uzak bir şekilde, emekliliğe hak kazanamadan yaşıyorsunuz, güvencesizlik yakanızı bırakmıyor. Bütün bunların özeti şudur: Acilen, istihdam yaratan bir büyüme modeline geçmemiz gerekiyor. Vatandaşlarını borçlandırmadan, ihtiyaçlarını karşılayacak bir ekonomik modeli uygulamamız gerekiyor. İşverenlerinin daha fazla istihdam yaratmalarını sağlayacak, bir yatırım iklimini oluşturmamız gerekiyor. Bunun için de, herkesi memnun edecek bir asgari ücret düzenlemesini, uygulamaya koymamız şart.

Asgari ücret tepkisi: Kabul edilebilir bir durum değil

İYİ Parti olarak biz, “Türkiye istihdamsız değil, istihdamla büyüsün.” Diyoruz. “Rantla değil, üretimle kalkınsın.” diyoruz. Bu vizyon ışığında, İşverenlerimizin üzerindeki yükü hafifletip, onların yeniden istihdam yaratmalarını sağlarken, dar gelirli vatandaşımızı da, borç sarmalına sürüklemeyecek, kayıt dışı istihdamı kayıt altına alacak, hakkaniyetli bir asgari ücret modeli üzerinde çalıştık. Mevcut durumda, brüt asgari ücret 2943 lira. Gelir vergisi, SGK primi ve işsizlik sigortası fonu kesintileri yapıldıktan sonra, çalışanımızın eline net, 2325 lira geçiyor. Diğer taraftan, asgari ücretli bir çalışanı istihdam etmek için, işverenimizin cebinden ise 3458 lira çıkıyor. Bu hem maaşı kuşa dönen çalışanımız açısından, hem de yüksek bir maliyet üstlenen işverenimiz açısından, kabul edilebilir bir durum değil.

Akşener’den öneri: Brüt asgari ücreti 3000 liraya çıkarıp, tamamını çalışana ödeyelim

Bizim önerimiz şudur: Brüt asgari ücreti 3000 liraya çıkarıp, asgari ücretli çalışanımıza brüt kazancının tamamını ödeyelim.

“İşveren, gelir vergisini ve SGK primini devlete değil çalışana versin”

Yani, İşverenimiz, çalıştırdığı asgari ücretli vatandaşımızın, gelir vergisini ve SGK primini, devlete değil çalışanına versin. Devletimiz de, çalışanımızın gelir vergisini ve SGK primini üstlensin. Böylece, asgari ücretle çalışan vatandaşımızın eline, net 3000 lira geçerken, işverene olan maliyeti ise 3458 lira olmaya devam etsin.

“Devletimiz bütün çalışanlarının cebine, aylık 675 lira koysun”

Yani; çalışanımızın eline geçen asgari ücreti, 2325 liradan, 3000 liraya çıkaralım, ama, işverene olan maliyetini de arttırmayalım. Ayrıca, bu düzenleme sadece asgari ücretliyi kapsamasın. Asgari ücretin üzerinde maaş alan çalışanların da, asgari ücretten doğan SGK primini ve gelir vergisini devlet üstlensin. Bir başka deyişle, devletimiz bütün çalışanlarının cebine, aylık 675 lira koysun, ama bu parayı işverenden almasın.

“Bu model, güvencesiz çalışan 1 milyondan fazla vatandaşımıza, sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı sağlayacak”

Bu düzenleme ülkemize çok şey kazandıracak: Ekonomimizin sert bir şekilde daraldığı bu dönemde, başta dar gelirli vatandaşlarımız için olmak üzere, harcanabilir gelirimiz artacak. Milletimizin kazancı arttığı için, tüketimimiz de 112 milyar lira artacak, bu artışın milli gelirimize etkisi yaklaşık 450 milyar lira olacak. Yani, vatandaşlarımızı ve şirketlerimizi borçlandırmadan, tüketim ve milli gelir artışı sağlayacağız. Bunun istihdama katkısı ise, 1 milyon 550 bin yeni çalışan olacak. Üstelik, bu 1 milyon 550 bin yeni istihdamın, 1 milyon 164 bini, kayıt dışından, kayıt altına geçen vatandaşlarımız olacak. Yani bu model, güvencesiz çalışan 1 milyondan fazla vatandaşımıza, sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı sağlayacak. Yani bu model özellikle, maliyetler yüksek olduğu için, aile bireylerini kayıtlı çalıştıramayan, aile işletmelerimize büyük destek olacak. Sonuç olarak, önerdiğimiz asgari ücret düzenlememiz, özel sektörün, yüksek işgücü maliyetleriyle karşılaşmadan, yeniden istihdam yaratacağı bir büyüme modelinin, başlangıcı niteliğinde olacak. Çalışanlarımız da, ihtiyaçlarının en azından bir kısmını borçlanmadan karşılayacak. Başta gençlerimiz olmak üzere, güvencesiz çalışan vatandaşlarımızın en azından bir kısmı, her türlü sosyal güvenlik, ve emeklilik haklarından yararlanmaya başlayacak.

'Asgari ücret önerimiz, Katar İstanbul projesinin üçte biri'

Katar İstanbul projesi! Bakın burası çok önemli siz onu Kanal İstanbul olarak biliyorsunuz. Katar İstanbul’un düşünülen projesi 195 milyon lira olacak. Bizim asgari ücret düzenlememiz bu projenin üçte biri kadar olacak. Gelin bir kez olsun milletinizin iyiliğini düşünün. Bu zor zamanlarda, ülkenin dar gelirli çalışanlarını, Katarlı dostlarınızın önüne koyun.'

 

Yorum Yazın

'Milletimizin adı ‘Türk Milleti’dir. Sonsuza dek de öyle kalacaktır'

200 TL’lik banknot dünyada sonuncu

Adnan Çebi, İBB soruşturmasında ikinci kez ifade verdi

Aziz İhsan Aktaş’ın ortağına 2,2 milyarlık ihale!

CHP'den Manavgat'da üç isme kesin ihraç talebi

AFAD Türkiye Deprem Tehlike Haritası'nı güncelledi!

Türkiye, Avrupa da tatile en az çıkabilen ikinci ülke

İndirimli satışlarda gerçek fiyat artık etikete yazılacak

Türkiye’nin yüzde 88’i çölleşme riski altında

Esenler Belediyesi'nin 213 milyonluk işi tanıdığa gitti!

'Anayasal düzeni zayıflatmayı amaçlanmakta'

'Ortada bir çalıntı varsa LGS iptal edilmeli'

Milletin onayını almak istiyorlarsa referandum yapsınlar

'Kimseye haber vermeyin, kendi aramızda halledelim'

Ahmet Özer hakkında tahliye kararı!

Açılım istifaları MHP'nin ardından AK Parti'ye sıçradı

İmran Salkan, 'Bulut Gelir Seher İle' şarkısıyla geliyor

Büyükçekmece Belediyesi'nde 'vekilin vekili' seçildi

Patron Bakan, işçiye dinlenme hakkını bile çok görmektedir

2024'te 2,6 milyon kişi göç etti

Yumurta üretimi 13,5 azaldı

Perinçek’ten PKK için af önerisi

Turizim de 10 gün çalış, izin hakkını unut!

104 cm’lik Lahmacunla Rekora Koşuyor!

Hani PKK’lılar sayaç okuyacaktı, ne oldu?

İşsizlik fonu işsizler dışında her şeye kullanılıyor

Borsa İstanbul'da manipülasyon operasyonu

Osman Zolan özel hizmetçisini devlet memuru yapmış!

Yarım asırlık Arslan Alüminyum iflasın eşiğinde

Nurettin Canikli şikayet ettiği Rabia Naz’ın babası hapse girecek

Yükleniyor

Trump dünyayı değiştirmek için 'Deli Adam Teorisi'ni kullanıyor

Güney Kore'de vatandaşlara karşılıksız para dağıtılacak

Dolar son 50 yılın en büyük değer kaybını yaşadı

Sırbistan'da öğrenciler Vuvic iktidarını protesto etti

Yoon Suk Yeol, sıkıyönetim soruşturması kapsamında sorgulandı

Hamaney'i aşağılık bir ölümden kurtardım

İran nükleer projesini yeniden inşa etmeyi düşünürse tekrar saldıracağız!

ABD’nin saldırısı, İsrail’in arkasındaki gücü gösterdi

İran'ın nükleer programı yok oldu

İran nükleer silah elde etmek için ihtiyaç duyduğu her şeye sahip

Aslı Bekiroğlu plajda dudak dudağa

Simge Ünal'ı kaçırmaya çalışmışlar!

Yüzmeyi öğrendiğim bir denizdeyim

'Çaresizce yanmayı bekliyoruz'

Ayşe Akın, kalbini Squid Game yıldızına kaptırdı

Sıla Türkoğlu güzelliğiyle büyüledi

Güzel oyuncu eleştiri yağmuruna karşı olan sessizliğini bozdu

Melisa Döngel soluğu tatilde aldı!

Güngör, Sofia Vergara’nın üstsüz pozunu beğenince...

Aslı Bekiroğlu hastane odasından isyan etti

BYD'nin Manisa'daki fabrikasında hâlâ faaliyet yok

TOFAŞ, Bursa fabrikasında üretime ara verecek

Elektrikli araç satışları dizeli geçti

Erdoğan, TOGG T10F’i test etti

Volvo EX30 Türkiye Yollarında

İkinci el araca Avrupa’dan 2.5 kat daha fazla ödüyoruz

Ali Özçete OSS'de güven tazeledi

Ekonomik kriz ulaşımı da vurdu

Ticaret Bakanlığı'ndan ikinci el araç ticaretine sıkı denetim

BYD’den 22 modelde beklenmedik indirim

Uzayan yangın sezonu solunum sağlığımızı da tehdit ediyor

İstanbul'da görünürlüğü artan keneler zararsız

Uzmanlar Diş Sağlığına Karşı Uyarıyor

Yanlış Beslenme Kalp Durmasına Yol Açabilir!

Türkiye'deki nanelerde klorpirifos alarmı

Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde Çete Çökertildi

Tarım Bakanlığı baharatlardaki hileyi açıkladı

İstanbul’da kene vaka sayısı 7 bini aştı

Alparas Tunç: DMD (Duchenne Musküler Distrofi) İle Mücadele Eden Bir Çocuk

Bu kene türü hem hayvanlar hem de insanlar için ciddi risk taşıyor

Erdoğan, TRT Genel Müdürü Zahid Sobacı’yı aynı göreve atadı

Albayrak Grubu'nun Âdil-i Mutlak Hat Eserleri Sergisi Van'da Açıldı

Fahrettin Altun’un düğmesine 19 Mart sabahı mı basıldı?

YGD'de Ödül Hazırlığı Heyecanı Başladı

YGD, Haber Siteleri İçin SEO Stratejilerini Masaya Yatırdı

CHP'li 4 ilçe belediyesine daha operasyon için hazırlık yapılıyor

Halk TV ve Sözcü TV ekranları salıdan itibaren kararıyor

Gazetecilikte Sosyoloji, Psikoloji ve Ses-Nefes Eğitiminin Gücü

ROK, Fatih Altaylı'nın tahliye edileceği tarihi açıkladı!

Fatih Altaylı’nın neden tutuklandığı belli oldu!

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 30 1 5 60 95
2.Fenerbahçe 36 26 4 6 51 84
3.Samsunspor 36 19 10 7 14 64
4.Beşiktaş 36 17 8 11 23 62
5.İstanbul Başakşehir 36 16 14 6 4 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 36 13 11 12 13 51
8.Göztepe 36 13 12 11 9 50
9.Rizespor 36 15 17 4 -6 49
10.Kasımpaşa 36 11 11 14 -1 47
11.Konyaspor 36 13 16 7 -5 46
12.Alanyaspor 36 12 15 9 -7 45
13.Kayserispor 36 11 13 12 -12 45
14.Gazişehir Gaziantep 36 12 15 9 -5 45
15.Antalyaspor 36 12 16 8 -25 44
16.Bodrum FK 36 9 17 10 -17 37
17.Sivasspor 36 9 19 8 -16 35
18.Hatayspor 36 6 22 8 -27 26
19.Adana Demirspor 36 3 28 5 -58 2