'Devlet ticari sır maskesinin altına saklanamaz'

'Devlet ticari sır maskesinin altına saklanamaz'

  • A-
  • A
  • A+

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener 'Böylece, asgari ücretle çalışan vatandaşımızın eline, net 3000 lira geçerken, işverene olan maliyeti ise 3458 lira olmaya devam etsin' diyen Akşener, 'Yani; çalışanımızın eline geçen asgari ücreti, 2325 liradan, 3000 liraya çıkaralım, ama, işverene olan maliyetini de arttırmayalım. Bir başka deyişle, devletimiz bütün çalışanlarının cebine, aylık 675 lira koysun, ama bu parayı işverenden almasın' diye açıkladı.

Katar'la gerçekleştirilen 11 anlaşmanın içeriğini açıklamayan iktidarı, 'Devlet, ticari sır maskesinin altına saklanamaz' diye eleştirdi. Bu anlaşmalar arasında Türkiye'nin su kaynakları, limanları, hatta kadınlarla ilgili bir mutabakatın da olduğunu belirten Akşener, 'Gizli saklı yapılan bu anlaşmaların akıbetini dikkatle takip edeceğiz' dedi.

Koronavirüs'te şimdiye kadar vaka sayılarının saklandığını ifade eden Akşener, 'Sadece kendilerini kandırdılar' dedi. Akşener sözlerinin devamında da, 'Propagandayla sorumluluktan kaçabileceğinizi sandınız. Yalanların yatsıya kadar süreceğini görmediniz. Artık yüzlerinizde millete yalan söylemiş iktidarın kapkara lekesi var. İlk seçimde milletimizin karşısına bu lekeyle çıkmak zorunda kalacaksınız' ifadelerini kullandı.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Şubat ayından bu yana, dünyayı saran pandemiyle ilgili iktidarı uyarıyoruz. Bazı ülkelerin hatalarından ders çıkarırlar diye umduk, olmadı. Dar günde, vatandaşlarının yanında olurlar diye bekledik, olmadı. Vatandaşımızın sağlığı, canı için yaptığımız önerilere kulak asar, adımlar atar diye bekledik, olmadı. Salgının ikinci dalgasının ayak sesleri geldiğinde, uyarı ve önerilerimizi tekrarladım. Pandeminin başından bu yana gayretli gördüğümüz Sağlık Bakanı’nı da, alınan her karara tebelleş olan Sayın Erdoğan’ı da uyardım. “Bu işin bedeli ağır olacak. Milletimizi bu belaya karşı, korumasız bırakıyorsunuz. Önerilerimizi yerine getirin.” dedim. Ama maalesef, Sayın Erdoğan, ekonomiden teknolojiye, hukuktan tarihe, sanayiden sağlığa, her konuyu en iyi bilen olduğu için, yaptığımız hiçbir uyarıyı, hiçbir önerimizi dinlemedi. Aylarca, vaka sayılarını saklayıp, sadece hasta sayılarını açıklayarak, herkesi kandırabileceklerini sandılar. O da olmadı. Sadece kendilerini kandırdılar. Memlekette pandemi başını alıp, dünyada üçüncü sıraya çıkınca, bu sefer dönüp dünyayı işaret edip, dediler ki, “Bakın her yerde tablo vahim.”

'Artık yüzlerinizde, milletine yalan söylemiş bir iktidarın, kapkara lekesi var'

Sayın Erdoğan; Aylardır, “Çok iyi durumdayız. Zaten şehir hastanelerimiz var.” diye, caka satarken iyiydi de, Dünyadaki duruma işaret etmek, şimdi milletimiz virüsten kırılırken mi aklına geldi? Ayıptır, günahtır.83 milyonun vebalini taşıyorsunuz. Ama daha bunun ağırlığını bile kavrayamıyorsunuz. Evet, dünyada durumu kötü olan ülkeler var. Ama, ikinci dalgaya karşı, kendini koruyabilmiş ülkeler de var. Sizin işiniz, kötü olan ülkeleri göstermek değil, Türkiye’yi durumu iyi olan ülkeler arasına sokmaktı. Ama söz konusu olan vatandaşlarımızın canıyken bile; siyaset iletişimiyle, algı yönetimiyle, propagandayla sorumluluktan kaçabileceğinizi sandınız. Canı yanan milletimizin, yaşadığı gerçek ortadayken, yalanların yatsıya kadar süreceğini, gerçeğin kapımızı çalacağını görmediniz. Artık yüzlerinizde, milletine yalan söylemiş bir iktidarın, kapkara lekesi var. İlk seçimde milletimizin karşısına bu lekeyle çıkmak zorunda kalacaksınız.

'Madem tek adam düzenini kurdun, başarısızlıkları bir zahmet üstleneceksin'

Peki sonunda ne oldu? Pandemi ülkemizi sardı. Onlarsa işi götürüp, varlıklarıyla gurur duyduğumuz, sağlık ordumuzun sırtına yıktılar. Sorumluluğu, önerilerine kulak asmadıkları, Bilim Kurulu’nun üzerine yıktılar. Ardından da vatandaşlarımızı suçladılar. Sen mitingler yapıp, millete çay atmakta sakınca görmeyince,  elbette, her şeyin yolunda olduğunu düşünüp, kurallara uymayan vatandaşlarımız oldu. Ama iktidar olarak senin görevin, bütün vatandaşlarımızı koruyacak önlemleri almaktı. Hayatı paradan puldan, yönetmeyi de eşi dostu zengin etmekten ibaret sanan bir zihniyetin, ülkemize faturası ağır oluyor. Bakıyorsunuz, yine ellerini yıkamışlar, yine hiçbir suçları yok…Yok öyle yağma Sayın Erdoğan! Ekonomiyi damadının, pandemiyi de vatandaşın üzerine yıkıp, bu işten elini yıkayıp çıkamazsın. Madem tek adam düzenini kurdun, o zaman tek sorumlu var, o da sensin! Madem siyasi rantın, kırıntısını görünce üzerine atlıyorsun, Başarısızlıkları da bir zahmet üstleneceksin.

“Güler misin, ağlar mısın?”

Pandeminin ikinci dalgası Türkiye’ye pahalıya mal oldu. Bu süreçte, laf kalabalığıyla günü geçiştirmek yerine, somut adımlar atılması gerekiyor. Bu amaçla milletvekillerimiz, salgının başından beri yaptıkları gibi, süreci yakından takip ettiler, soru önergeleri verdiler, kanun teklifleri verdiler. Milletin sesi olmaya, milletin gerçeklerini iktidara anlatmaya çalıştılar. Mesela dediler ki; “Türkiye’ye getirilecek aşılar, tüm vatandaşlarımıza ücretsiz yapılsın. ”Hepimizin sağlığı için yaptığımız bu öneri, Cumhur ittifakının oylarıyla reddedildi. İktidarın vekilleri reddetti ama, Sayın Erdoğan dün akşam çıkıp, “Aşılar ücretsiz yapılacak” dedi. Güler misin, ağlar mısın? Mesela milletvekillerimiz dedi ki; “Pandemi nedeniyle işyerini kapatmak zorunda kalan işletmelere, 2021 yılı bütçesinde ödenek konulmadı. Esnafımıza 6 ay süreyle, aylık 2 bin lira destek ödemesi yapılsın. ”Esnafımızı ferahlatmak için yaptığımız bu öneri, Cumhur ittifakının oylarıyla reddedildi. Peki dün akşam bu konularda tek bir söz duyan oldu mu? Yok. Siyasi ranta gelince, topa giren Sayın Erdoğan, esnafa gelince ıslık çalmayı tercih etti.

Milletimiz için istedik, Cumhur ittifakı reddetti. Esnafımız için önerdik, Cumhur ittifakı reddetti. Oysa, Türkiye Cumhuriyeti devleti, milletine ücretsiz aşı yapabilecek bir devlettir. Oysa, Türkiye Cumhuriyeti, zordaki esnafına, aylık 2 bin lira destek verebilecek bir ülkedir. Ama maalesef Türkiye’yi yöneten bu iktidar, milletimizi önemsemiyor, esnafımızı önemsemiyor. Millet namına iyi olan ne varsa, küçük ortağıyla birlikte, parmak kaldırıp engel oluyorlar. Tek dertleri var, o da koltukları… Bunun son örneğine Sayın Erdoğan’ın dün akşamki konuşmasında hep beraber şahit olduk.“İktidar, milletimizi önemsemiyor, esnafımızı önemsemiyor”

Erdoğan’a: Sen hâlâ ötekileştirme, kamplaştırma peşindesin

Milletimiz dün akşam Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını bekledi. Ne diyecek, nasıl önlemler açıklayacak, merak etti. Çünkü bütün bilgiler onda. Yetki onda. İmkan onda. Ama o gitti, yine yarım yamalak önlemler açıkladı. Siyasi hesaplarla, ürkek adımlar atıp, milletin sağlığını, canını riske atmaya devam ediyorlar. Bilim insanlarının tamamı en az 14 günlük kapanma diye ısrar ediyor. Sayın Erdoğan’ın umurunda değil. Millet canının derdinde, ülkenin birliğinin sembolü olması gereken Cumhurbaşkanı, hala siyasi kavga peşinde. Bıkmadın mı Sayın Erdoğan? Millet canının derdinde, canının. Önce birlik diyorsun, sonra o birliği sen parçalıyorsun. Böyle bir dönemde, en son ihtiyacımız olan kamplaşmak, kavga etmek. Ama sen hala ötekileştirme, kamplaştırma peşindesin. Böyle olmaz Sayın Erdoğan! Böyle devlet yönetilmez.

“Yapma!”

Yapma! Gün, siyaset yapma günü değil. Gün, topyekûn mücadele günü. Felaket geldi kapımıza dayandı. Yaraları sarmak yerine, kafa göz yarmak, devlet insanlığına sığmaz. Sana düşen, millete örnek olmak, rehber olmak, bu cendereden en az hasarla çıkmamızı sağlamak. Sana düşen, nasıl ölmeyeceğiz, onu anlatmak. Sana düşen, esnafımıza, çalışanlarımıza hangi destekleri vereceksin, onu anlatmak. Sana düşen, vatandaşlarımızdan ne bekliyorsun, sen onlara ne vereceksin, bunları anlatmak .Masal anlatmayı bırak Sayın Erdoğan! Bu millet tarihini de, değerlerini de, senden önce olduğu gibi, senden sonra da korumasını bilir. Şimdi bütün mesele, milletin canını, birliğini, dirliğini, sağlığını korumak. Bunları nasıl yapacaksın sen asıl onu anlat!

“Bu iktidarın millete verecek hiçbir şeyi kalmamıştır”

Buradan ilan ediyorum; bu iktidarın millete verecek hiçbir şeyi kalmamıştır. Bu iktidar, ömrünü tamamlamıştır. Bu iktidar, millet iradesine değil, sarayzadelerin keyfine teslim olmuştur. Bu iktidar, milletimiz için, pandemi kadar tehlikeli bir hale gelmiştir. Sayın Erdoğan; salgın sürecini kötü yönettiğinizi, tedbirlerde geç kaldığınızı, artık herkes biliyor. Gerçeklerle yüzleşme vakti, artık geldi de geçiyor. Derhal 14 günlük sokağa çıkma yasağını uygulayın. Bunu yaparken de vatandaşımızın mağduriyetini önleyecek önlemleri eksiksiz alın. Zararın neresinden dönersek kardır. Zaman, Türk Milleti’nin sağlığını, canını koruma zamanı, siyasi rant kovalama zamanı değil.

Katar'la yapılan anlaşmalara eleştiri: Devlet ticari sır maskesinin altına saklanamaz

Dünyanın alışveriş çılgınlığına sahne olduğu sırada, Türkiye’de bir başka alışveriş çılgınlığı oldu. Sadece mağazalarda değil, Sayın Erdoğan ve Katar Emiri’nin huzurunda, çok daha büyük satışlar oldu. İstanbul’daki önemli bir alışveriş merkeziyle, Varlık Fonu’na devredilmiş Borsa İstanbul’un yüzde 10 hissesi, Katar Devleti’nin fonu tarafından satın alındı. Bu satışların yanında, içeriği henüz açıklanmayan bir dizi anlaşma yapıldı. Bu anlaşmaların konuları arasında limanlar, Haliç, su kaynaklarımız, hatta aile ve kadınlarla ilgili bir mutabakat bile var. Altını önemle çizmek istiyorum: birçok devlet ya da şirket, yabancı borsalara ortak oluyor, yatırımlar yapıyor. Biz yabancı sermayeye, ya da yatırımlara karşı değiliz. Ancak, gelişmiş ülkelerde, bu tür satışlar ya da yatırımlarla ilgili olarak kamuoyuna bilgi verilir. Şu nedenle, şu şartlarda, şöyle bir anlaşma yaptık denir. Devlet, “Ticari sır” maskesinin ardına saklanmaz. O yüzden, gizli saklı, yangından mal kaçırır gibi yapılan bu anlaşmaların akıbetini, dikkatle takip edeceğiz.

“Bütçeyle ilgili komisyonda muhalefetin verdiği hiçbir önerge kabul edilmedi”

Biz önce millet, önce memleket diyoruz. Milletvekili arkadaşlarımız, bu gerçeği, 2021 bütçesiyle ilgili çalışmalarda da ispat ettiler. Bütçenin görüşüldüğü komisyonda, emeklilerimizden, atanamayan öğretmenlerimize kadar, sağlıkçılarımızdan, işsiz gençlerimize kadar, esnaf ve sanatkarlarımızdan, kadro alamayan taşeron çalışanlarımıza kadar, milletimizin sorunlarını, taleplerini dile getirdiler, öneriler sundular. Maalesef her biri iktidar ortakları tarafından reddedildi. Mesela gördük ki, 2021 yılı bütçesinde, çiftçilerimizin destek ödemeleri, 2020 rakamlarının altında. Bu durumun telafisi için verdiğimiz önerge de, Cumhur ittifakı tarafından reddedildi. Emeklilikte yaşa takılan vatandaşlarımızın mağduriyetine sessiz kalmadık, kalmayacağız. Mesela bu amaçla, 2021 bütçesine, 15 milyar lira ek ödenek konmasını istedik. Bu önergemiz de Cumhur ittifakı tarafından reddedildi. Bütçeyle ilgili komisyonda muhalefetin verdiği hiçbir önerge kabul edilmedi. Bu durumu demokrasiyle bağdaştırmak mümkün değil. Sonuç olarak, 2021 yılı bütçesi, enerjisi bitmiş bir Hükümetin, milletin hiçbir sorununu çözmeyen bir bütçesi olarak tarihe geçecektir.

Milletin sesini, emeğin sesini duydunuz. Siz “Türkiye’de işsizlik yok, iş beğenmeyenler var.” diyebilen, kendini bilmez, iktidar milletvekillerine bakmayın. Oynanmış TÜİK verilerine göre bile;İ ş bulmaktan umudunu kesmiş vatandaşlarımızın sayısı, işsiz vatandaşlarımızdan daha fazla. Bir an önce, başta gençlerimiz olmak üzere, vatandaşımızın güvencesizliğini azaltıp, insana yakışan işlerin sağlanacağı, bir yatırım ortamını oluşturmamız gerekiyor. Vatandaşlarımızın satın alma gücünü, onları daha da borçlandırarak değil, daimi kazançlarını arttıracak şekilde yapmamız gerekiyor. Bunun yolu da, başta dar gelirliler olmak üzere, çalışanlarımızın ücretlerini arttırmamızdan geçiyor. Biz bunu söyleyince, şirketlerimiz; “Benim üzerimdeki işgücü maliyetlerini, daha da arttırırsanız, ya iflas ederim, ya da istihdamımı azaltmam gerekir.” diyecekler. Bunu söylemekte çok haklılar! Şirketlerimizin üzerindeki maliyetler, izlenen kötü politikalar sonucunda, şirketlerimizi zarar ettirip, iflasa sürükleyecek derecede arttı. Özellikle küçük ölçekli şirketlerimiz, esnafımız, çalışanlarının sigorta primlerini, karşılayamaz duruma geldi. Anadolu’daki esnaf ziyaretlerimizde, çalışanlarını ağlayarak işten çıkarmak zorunda kaldığını söyleyen, birçok esnafımızla karşılaştık. Bizim işverenimiz, esnafımız, KOBİ’miz, istihdam sağlamak istiyor ama, yüksek maliyetlerden dolayı bunu maalesef yapamıyor. O yüzden, işverenlerimizin yeniden istihdam yaratabilmeleri için, üzerlerindeki maliyetleri, mutlaka düşürmemiz gerek. Bakın size çok çarpıcı bir sayı vereyim: Son altı senede, kamunun genel istihdamı, 1 milyon 394 bin artarken, toplam kayıtlı istihdam, sadece 1 milyon 312 bin artmış. Kamunun, toplam istihdam içindeki payı, yüzde 19.9’dan, yüzde 26.2’ye çıkmış. Yani, Yola, özel sektör odaklı, istihdam yaratan bir büyüme vaadiyle çıkan Ak Parti, eskinin Doğu Bloku iktidarlarını aratmayan, hantal bir partiye dönüşmüş.

“Acilen, istihdam yaratan bir büyüme modeline geçmemiz gerekiyor”

Bir başka sorunumuz da kayıt dışı istihdam. Türkiye’de toplam çalışan sayısının üçte biri, maalesef herhangi bir sosyal güvencesi olmadan, kayıt dışı çalışıyor. Yüksek bir öğrenime sahip gençlerimiz bile, kayıt dışı çalışmak zorunda. Emeklilikte yaşa takılan kardeşlerimizin sorununu zaten biliyorsunuz. Kayıt dışı çalıştığınızda her türlü sosyal güvenceden uzak bir şekilde, emekliliğe hak kazanamadan yaşıyorsunuz, güvencesizlik yakanızı bırakmıyor. Bütün bunların özeti şudur: Acilen, istihdam yaratan bir büyüme modeline geçmemiz gerekiyor. Vatandaşlarını borçlandırmadan, ihtiyaçlarını karşılayacak bir ekonomik modeli uygulamamız gerekiyor. İşverenlerinin daha fazla istihdam yaratmalarını sağlayacak, bir yatırım iklimini oluşturmamız gerekiyor. Bunun için de, herkesi memnun edecek bir asgari ücret düzenlemesini, uygulamaya koymamız şart.

Asgari ücret tepkisi: Kabul edilebilir bir durum değil

İYİ Parti olarak biz, “Türkiye istihdamsız değil, istihdamla büyüsün.” Diyoruz. “Rantla değil, üretimle kalkınsın.” diyoruz. Bu vizyon ışığında, İşverenlerimizin üzerindeki yükü hafifletip, onların yeniden istihdam yaratmalarını sağlarken, dar gelirli vatandaşımızı da, borç sarmalına sürüklemeyecek, kayıt dışı istihdamı kayıt altına alacak, hakkaniyetli bir asgari ücret modeli üzerinde çalıştık. Mevcut durumda, brüt asgari ücret 2943 lira. Gelir vergisi, SGK primi ve işsizlik sigortası fonu kesintileri yapıldıktan sonra, çalışanımızın eline net, 2325 lira geçiyor. Diğer taraftan, asgari ücretli bir çalışanı istihdam etmek için, işverenimizin cebinden ise 3458 lira çıkıyor. Bu hem maaşı kuşa dönen çalışanımız açısından, hem de yüksek bir maliyet üstlenen işverenimiz açısından, kabul edilebilir bir durum değil.

Akşener’den öneri: Brüt asgari ücreti 3000 liraya çıkarıp, tamamını çalışana ödeyelim

Bizim önerimiz şudur: Brüt asgari ücreti 3000 liraya çıkarıp, asgari ücretli çalışanımıza brüt kazancının tamamını ödeyelim.

“İşveren, gelir vergisini ve SGK primini devlete değil çalışana versin”

Yani, İşverenimiz, çalıştırdığı asgari ücretli vatandaşımızın, gelir vergisini ve SGK primini, devlete değil çalışanına versin. Devletimiz de, çalışanımızın gelir vergisini ve SGK primini üstlensin. Böylece, asgari ücretle çalışan vatandaşımızın eline, net 3000 lira geçerken, işverene olan maliyeti ise 3458 lira olmaya devam etsin.

“Devletimiz bütün çalışanlarının cebine, aylık 675 lira koysun”

Yani; çalışanımızın eline geçen asgari ücreti, 2325 liradan, 3000 liraya çıkaralım, ama, işverene olan maliyetini de arttırmayalım. Ayrıca, bu düzenleme sadece asgari ücretliyi kapsamasın. Asgari ücretin üzerinde maaş alan çalışanların da, asgari ücretten doğan SGK primini ve gelir vergisini devlet üstlensin. Bir başka deyişle, devletimiz bütün çalışanlarının cebine, aylık 675 lira koysun, ama bu parayı işverenden almasın.

“Bu model, güvencesiz çalışan 1 milyondan fazla vatandaşımıza, sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı sağlayacak”

Bu düzenleme ülkemize çok şey kazandıracak: Ekonomimizin sert bir şekilde daraldığı bu dönemde, başta dar gelirli vatandaşlarımız için olmak üzere, harcanabilir gelirimiz artacak. Milletimizin kazancı arttığı için, tüketimimiz de 112 milyar lira artacak, bu artışın milli gelirimize etkisi yaklaşık 450 milyar lira olacak. Yani, vatandaşlarımızı ve şirketlerimizi borçlandırmadan, tüketim ve milli gelir artışı sağlayacağız. Bunun istihdama katkısı ise, 1 milyon 550 bin yeni çalışan olacak. Üstelik, bu 1 milyon 550 bin yeni istihdamın, 1 milyon 164 bini, kayıt dışından, kayıt altına geçen vatandaşlarımız olacak. Yani bu model, güvencesiz çalışan 1 milyondan fazla vatandaşımıza, sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı sağlayacak. Yani bu model özellikle, maliyetler yüksek olduğu için, aile bireylerini kayıtlı çalıştıramayan, aile işletmelerimize büyük destek olacak. Sonuç olarak, önerdiğimiz asgari ücret düzenlememiz, özel sektörün, yüksek işgücü maliyetleriyle karşılaşmadan, yeniden istihdam yaratacağı bir büyüme modelinin, başlangıcı niteliğinde olacak. Çalışanlarımız da, ihtiyaçlarının en azından bir kısmını borçlanmadan karşılayacak. Başta gençlerimiz olmak üzere, güvencesiz çalışan vatandaşlarımızın en azından bir kısmı, her türlü sosyal güvenlik, ve emeklilik haklarından yararlanmaya başlayacak.

'Asgari ücret önerimiz, Katar İstanbul projesinin üçte biri'

Katar İstanbul projesi! Bakın burası çok önemli siz onu Kanal İstanbul olarak biliyorsunuz. Katar İstanbul’un düşünülen projesi 195 milyon lira olacak. Bizim asgari ücret düzenlememiz bu projenin üçte biri kadar olacak. Gelin bir kez olsun milletinizin iyiliğini düşünün. Bu zor zamanlarda, ülkenin dar gelirli çalışanlarını, Katarlı dostlarınızın önüne koyun.'

 

Yorum Yazın

Kim ne derse desin 'Terörsüz Türkiye'yi mutlaka sonuçlandıracaktır

'Hapishaneler boşalırken Silivri’de balık istifi yapılıyor'

Demet Özdemir 'En iyi kadın oyuncu' seçildi

İstanbul'da Yılbaşı öncesi fahiş fiyat denetimi

'23 yıl boyunca emanete hıyanet etmedik'

'Türkiye’miz manen ve maddeten asrın felaketiyle sallanmıştı'

CHP ve AK Parti arasında makas açılıyor

Sivas'ta 136 köy yolu ulaşıma kapandı

Elazığ’da 265 mühendis mevsimlik işçi olmak için başvurdu

Para transferlerine sıkı denetim geliyor

Sedat Peker 100 ton mama bağışladı

Karabük'de emeklilere ücretsiz ulaşım sınırlandırıldı!

Öğrenciler için üniversite ekonomik mücadeleye dönüştü

Şenol Aslanoğlu yeniden gözaltına alındı!

Beşiktaş'ın güncel borcu açıklandı!

İkinci el araçta 6 ay ve 6 bin kilometre şartı uzatıldı

Bahis operasyonunun arkasındaki ismi açıkladı

İBB İtfaiye Daire Başkanı Albayrak gözaltına alındı

TÜİK’in enflasyon davasında mahkemeden kritik karar!

Meyve üretimi yüzde 30, tahıl yüzde 12 eridi

Şile Belediyesi soruşturmasında 15 kişi tutuklandı

Özgü Kaya kaçamağını paylaştı

Ali Sabancı ‘Geçinemiyorum’ dedi

Mevlüt Çavuşoğlu'nun kardeşine bahis şoku!

En zengin yüzde 20'lik kesim toplam gelirin yarısını alıyor

Erden Timur gözaltında

Kırmızı et fiyatlarında yeni rekor

Her 3 kişiden 2’si enflasyonu daha yüksek hissediyor

Yüzde 50 artı 1 realitesi de ortada

'Hamdolsun o aydın sınıf tasfiye oldu, oluyor'

Yükleniyor

Şam yönetimi SDG ile temasları askıya aldı

Gazze’de can kaybı 70 bin 937’ye yükseldi

'Epstein, 14 yaşındayken beni Trump'ın evine götürdü'

İsrail gazı dünyaya Mısır üzerinden satılacak

Bulgaristan'da hükümet istifa etti

Epstein’in istismar ağı ingiltere’ye de uzandı

Gazze’de can kaybı 70 bin 654’e yükseldi

'10 Mart Anlaşması, Yeni Suriye’nin temelidir'

AB ülkelerinden Rusya'nın varlıklarını dondurma kararı

'Rusya'nın bir sonraki hedefi biziz'

Demet Özdemir 'En iyi kadın oyuncu' seçildi

Özgü Kaya kaçamağını paylaştı

Mine Kılıç çeketin içine hiçbir şey giymedi

Dua Lipa minicik bikinisinin azizliğine uğradı!

Ela Rümeysa Cebeci’nin ablası konuştu

Ezgi Fındık hakkında uyuşturucu ve fuhuş suçlamasıyla yakalama kararı

Hülya Avşar'dan olay kaza açıklaması

Nafia Tanrıverdi iddialı tarzıyla gündemde

Takipçi sayısına göre rol verilmesine isyan etti

'Kısa zamanda ülkeme döneceğim'

İkinci el araçta 6 ay ve 6 bin kilometre şartı uzatıldı

Bakan Bolat’tan "BYD'ye gümrük engeli" iddialarına cevap

Türkiye, Avrupa’nın en büyük 5’inci otomobil pazarı

Otomobil piyasasında fiyatlar eridi araçlar elde kaldı

Otomotiv satışlarında kasım rakamları açıklandı

BYD Türkiye'yi oyalıyor mu?

Danıştay, 10 yıllık 'bekleme şartı'nı durdurdu

Yeni Tonale ABD’de ilk kez sahneye çıktı!

Otomobil fiyatlarına büyük zam!

Tüketici parasını icra yoluyla aldı

Sofralardaki 6 süt ürünü markasında 'hile' tespit edildi

Siirt'de polis hastaneyi 2 ay takip etti, 30 kişi gözaltında

Tavşan kanı çay hilesi ortaya çıktı

Kalp sağlığını korumak için 8 öneri

Türkiye ekmek tüketiminde dünyanın en tepesinde

Küfür etmek fiziksel performansınızı artırıyor, sağlığa iyi geliyor!

Acil gelen hasta'dan 120 bin lira istediler

Türkiye diyabette de Avrupa’nın zirvesinde

Mutasyona uğrayan H3N2 virüsü Türkiye'ye giriş yaptı

'Sağlık sistemi bir kültürdür; piyasanın görevi değil, Bakanlığın görevidir'

RTÜK'ten düşen uçağa ilişkin uyarı

İktidarı savunma işi, yandaş gazetecilere terk edilmiş durumda

YGD Yeni Yıla İki Büyük Ödül Organizasyonuyla Giriyor

Gazeteci Zihni Çakır tutuklandı

'Gazetecilik hiçbir ahlaksızlığın vesilesi olamaz'

Rümeysa Cebeci 'uyuşturucu' soruşturmasında tutuklandı

Ela Rümeysa Cebeci, Hamza Cebeci'nin yeğeni çıktı

Medya devi GAİN'e operasyon!

Mehmet Akif Ersoy'un uyuşturucu testi pozitif

Akit TV ekranlarında asgari ücretli ve emekli isyanı!

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 17 13 1 3 27 42
2.FENERBAHÇE A.Ş. 17 11 0 6 25 39
3.TRABZONSPOR A.Ş. 17 10 2 5 13 35
4.GÖZTEPE A.Ş. 17 9 3 5 12 32
5.BEŞİKTAŞ A.Ş. 17 8 4 5 8 29
6.SAMSUNSPOR A.Ş. 17 6 4 7 2 25
7.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 17 6 6 5 9 23
8.KOCAELİSPOR 17 6 6 5 -2 23
9.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 17 6 6 5 -6 23
10.CORENDON ALANYASPOR 17 4 4 9 1 21
11.GENÇLERBİRLİĞİ 17 5 9 3 -3 18
12.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 17 4 7 6 -4 18
13.TÜMOSAN KONYASPOR 17 4 8 5 -8 17
14.KASIMPAŞA A.Ş. 17 3 8 6 -10 15
15.HESAP.COM ANTALYASPOR 17 4 10 3 -15 15
16.ZECORNER KAYSERİSPOR 17 2 6 9 -17 15
17.İKAS EYÜPSPOR 17 3 10 4 -14 13
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 17 2 12 3 -18 9