Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yayımlanan Ekim 2025 Gıda Fiyat Endeksi (FFPI) verileri, küresel ölçekte fiyatların gerilemeye devam ettiğini gösterdi. FAO verilerine göre endeks Eylül’e kıyasla %1,6 düşerek 126,4 puana geriledi. Bu değer, Mart 2022’deki zirveye göre %21,1 daha düşük.
Küresel ölçekteki bu düşüşte tahıl, süt ürünleri, et ve şeker fiyatlarındaki gerileme etkili olurken, yalnızca bitkisel yağlar hafif yükseldi.
Buna karşın Türkiye’nin gıda fiyat endeksi TÜİK verilerine göre aynı dönemde 683,7 puana ulaşarak dünya ortalamasının yaklaşık 7 katına çıktı.
Siyasal İktisatçı İnan Mutlu'nun TÜİK ve FAO verilerinden yola çıkarak hazırladığı grafiğe göre, Eylül 2021’i 100 kabul eden baz endeksle ölçüldüğünde, dünya 97,9 seviyesinde kalırken Türkiye 683,7’ye tırmandı.

FAO’nun alt endekslerine göre:
Tahıl fiyatları %1,3 azaldı. Güney yarımküredeki hasat bolluğu ve kuzeyde ekim sürecinin ilerlemesi bu düşüşte etkili oldu.
Süt ürünleri endeksi %3,4 gerileyerek dört ay üst üste düşüş kaydetti. Avrupa ve Okyanusya’da artan üretim, talep zayıflığıyla birleşince fiyatları baskıladı.
Et endeksi %2 düştü; özellikle domuz ve tavuk etinde keskin gerileme yaşandı.
Şeker fiyatları %5,3 azalarak Aralık 2020’den bu yana en düşük seviyeye indi.
Bitkisel yağlar endeksi ise %0,9 artışla Temmuz 2022’den bu yana en yüksek seviyesine çıktı.
FAO, küresel gıda üretiminde bu yıl rekor tahıl üretimi (2,97 milyar ton) ve %30,6’lık stok-kullanım oranı ile arzın güçlü seyrettiğini belirtti. Bu durum, gıda fiyatlarında kalıcı bir yükselişi engelliyor. Ancak örgüt, Ukrayna hasadı, El Niño etkisi ve enerji piyasasındaki belirsizlikler nedeniyle önümüzdeki dönemde dalgalanmanın sürebileceği uyarısını yaptı.
FAO verileri küresel enflasyonun yavaşladığını gösterirken, Türkiye’deki tablo bunun tam tersine işaret ediyor. Eylül 2021’den bu yana Türkiye’de gıda fiyat endeksi %683 arttı. Bu fark, hem döviz kuru geçişkenliği hem de üretim-tedarik zincirindeki maliyet artışlarının yurt içi fiyatlara hızla yansımasından kaynaklanıyor.
Ekonomistler, yüksek enerji maliyetleri, tarımsal verim düşüklüğü, nakliye giderleri ve düşük gelirli tüketicilerdeki talep esnekliği gibi faktörlerin Türkiye’yi küresel eğilimden ayrıştırdığını
Küresel gıda enflasyonu yavaşlarken Türkiye’deki gıda fiyatları hız kesmeden artıyor. FAO ve TÜİK verileri arasındaki fark, Türkiye’nin yalnızca kısa vadeli para politikasıyla değil, tarımsal üretim, lojistik ve tedarik zinciri reformlarıyla mücadele etmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer de Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) küresel gıda fiyatlarının Ekim ayında da düşüşe geçtiğini açıklamasına rağmen, Türkiye'de gıda enflasyonunun durmadığını belirtti. Gürer, "Dünyada fiyatı gerileyen ithal ürünlerin bile ülkemizde raf fiyatları düşmüyor, hatta yerli üretimi geçtiği örnekler var" dedi.
CHP'li Gürer, küresel tablonun tam tersine Türkiye'de gıda ürünlerindeki raf fiyatı artışının durmadığını söyledi. Yaşanan zirai don ve kuraklığın bir neden olsa da, asıl sorunun "uygulanan yanlış tarım politikaları" olduğunu belirten Gürer, şu eleştirilerde bulundu:
"Yem fiyatları sürekli artarken, mazot fiyatı ve nakliye giderleri yükselirken, gübre fiyatları durmadan zamlanıyor. Üretici, girdi maliyetlerindeki artış sürerken, ürettiği üründe düşük alım fiyatı nedeniyle üretim daralması yaşıyor."