Marmara Üniversitesi’nin yürütücülüğünde, TÜBİTAK 3501 programı kapsamında hazırlanan İstanbul Yeşil Kent İndeksi yayımlandı. İstanbul’un 39 ilçesini beş ana temada değerlendiren rapor; toplum refahı, çevre kalitesi, yönetim, afet durumu ve genel indeks başlıkları altında ilçelerin sürdürülebilirlik performansını ortaya koydu. Rapora göre, İstanbul genelinde çevresel ve toplumsal eşitsizlikler derinleşirken, bazı ilçeler hem fiziki hem de sosyal göstergelerde kırmızı alarm veriyor.
“Kişi başına düşen aktif açık yeşil alan miktarı” göstergesinde Güngören İstanbul’un en gerisinde yer aldı. 39 ilçe arasında son sırada bulunan ilçeyi sırasıyla Bağcılar, Esenler, Bayrampaşa ve Sultangazi takip etti. Bu ilçelerde yeşil alanlar, yüksek nüfus yoğunluğu ve sınırlı kentsel planlama kapasitesi nedeniyle hem az hem de erişilemez durumda.
Adalar, Şile ve Çatalca gibi doğal yapısını büyük ölçüde koruyan ilçeler ise kişi başına düşen yeşil alan miktarında üst sıralarda yer aldı. Ancak bu avantajlar yönetim ve afet riskleri başlıklarında her zaman karşılık bulmuyor.
İndeksin Toplum Refahı temasında da Güngören, Bağcılar, Esenler ve Esenyurt son sıralarda yer aldı. Göstergeler arasında yer alan gelir düzeyi, eğitim süresi, gündüz nüfusu yoğunluğu ve nüfus artış hızı gibi veriler ışığında, bu ilçeler İstanbul’un sosyal açıdan en kırılgan bölgeleri olarak öne çıkıyor.
Yüksek nüfus yoğunluğu, düşük eğitim seviyesi ve gelir dengesizlikleriyle bu ilçelerdeki toplum refahı göstergeleri, çevresel dezavantajlarla birleştiğinde çok katmanlı kırılganlıklar ortaya çıkıyor.
Afet Durumu teması altında incelenen deprem tehlikesi, sel riski, heyelan riski, tsunami riski ve deniz seviyesi yükselmesi riski göstergelerine göre Güngören, İstanbul’un en kırılgan bölgelerinden biri.
Deprem riski sıralamasında Güngören 39. sırada yer alıyor.
Tsunami ve sel gibi diğer afet göstergelerinde de İstanbul ortalamasının oldukça üzerinde risk taşıyor.
Bu sonuçlar, yalnızca fiziki koşulların değil, aynı zamanda afetlere hazırlıksız kentsel yapılaşmanın da etkisini ortaya koyuyor. Rapor, bu ilçelerde afet riskini azaltacak kentsel dayanıklılık planlarının aciliyetine dikkat çekiyor.
Yönetim başlığı altında değerlendirilen göstergeler arasında; çevreye ayrılan bütçe, ulaşım altyapısı, geri dönüşüm oranı, atıksu arıtma kapasitesi, acil toplanma alanlarına erişim gibi veriler yer alıyor. Güngören, bu göstergelerde de İstanbul ortalamasının altında bir performans sergiliyor:
Toplu ulaşıma erişimde 27. sırada
Çevreye ayrılan bütçede alt sıralarda (27./39)
Atık su arıtma tesisi altyapısında 29. sırada
Acil toplanma alanlarına erişimde 36. sırada
Rapor, bu göstergelerin yerel yönetimlerin çevresel sürdürülebilirlik ve halk sağlığına dönük hizmet kapasitesinin bir ölçütü olduğunu belirtiyor. Etkin yönetim kapasitesi eksikliği, zaten sınırlı olan fiziki kaynakların etkin kullanımını daha da zorlaştırıyor.
İstanbul Yeşil Kent İndeksi, dört ana temada (toplum refahı, çevre kalitesi, yönetim, afet durumu) yapılan değerlendirmelerin birleşimiyle oluşturulan genel indeks puanlamasıyla ilçelerin yeşil kent performansına dair bütüncül bir sıralama sunuyor. Bu puanlamaya göre:
En yüksek performans gösteren ilçeler: Beykoz, Sarıyer, Çatalca, Beşiktaş
En düşük performans gösteren ilçeler: Esenyurt, Güngören, Bağcılar, Sultangazi
Bu sonuçlar, İstanbul’un yalnızca kuzey ve doğu çevresindeki doğal ilçelerinin değil, aynı zamanda iyi yönetişim uygulamalarına sahip merkezi ilçelerin de sürdürülebilirlik açısından avantajlı konumda olduğunu gösteriyor.
Raporda dikkat çeken en önemli hususlardan biri, çevresel performansın yalnızca fiziki altyapıya değil, sosyal göstergelerle birlikte ele alınması gerektiği. Yeşil alanların yeterliliği, topluma adil dağılması, erişilebilir olması ve afet riskleriyle ilişkilendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.