Adalet Bakanlığı, Yargı Reformu Stratejisi ve İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında hukuk eğitiminin niteliğinin artırılması amacıyla Ankara'daki bir otelde 'Hukuk Eğitimi Sempozyumu' düzenledi.
Sempozyumun açılış programına Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile birlikte Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit ve hukuk fakültesi öğrencileri katıldı.
'NİTELİKLİ HUKUK, NİTELİKLİ HUKUKÇUYLA MÜMKÜN OLUR'
Yargı mensuplarının iyi bir eğitim, sağlam bir kişilik ve yeterli hayat tecrübesine sahip olması gerektiğini vurgulayan Abdulhamit Gül, 'Zira yargısal kararlar, toplumun bütün mahşeri vicdanında makes bulabileceği gibi bazı kararlarla da yargıya güveni zedeleyebilmektedir' diyerek sözlerine şöyle devam etti:
'Her iki sonuçta, büyük ölçüde yargı mensubunun elindedir. İşte bu vasıfları sağlayan da yine eğitimdir, hukuk eğitimidir. Bu sebeple Sayın Cumhurbaşkanı'mız tarafından kamuoyuna açıklanan reform belgelerinde de hukuk eğitimine çok önem yer verdik. Bu çerçevede özellikle hukuk fakültelerine girişte aranan başarı ölçütü, 2019 yılında 190 binden 125 bine yükseltildi ve şimdi de 100 bine yükseltildi. Bu esas itibarıyla bir başlangıç. Hukuk fakültelerindeki eğitim kalitesini artırarak bu sürecin tamamlanması gerektiğine inanıyoruz. Ve nitelikli hukuk, nitelikli hukukçuyla mümkün olur kanaatindeyiz. İster yargı çalışını ister yargı mensubu olsun; kişinin bitirdiği üniversite ve aldığı hukuk eğitimi, onun vereceği yargı hizmetlerinin çıtasını belirleyecektir.
'HUKUK FAKÜLTESİ' TABELASI ONU HUKUK FAKÜLTESİ YAPMAZ
Bugün hukuk fakültesini bitirmiş bir kişiye 'müsadere nedir?, 'mehil nedir' diye sorduğunuzda; ilk defa duymuş gibi bakıyorsa, burada bir sorun var demektir. Ve bu kavramlarla karşılaştığında bunları anlamıyorsa, Türkiye'de hukuk eğitimi sorunu olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız demektir. Güncel hukuk vizyonunun ve eser üretme çabasının kapısından içeri girmediği, akademik kadrosu yetersiz bir binaya 'hukuk fakültesi' tabelası asılması onu hukuk fakültesi yapmaz. Sadece tabelayla olan bir değer değildir. Hukuk fakültesi, hukuk mantığının verildiği, yansıtıldığı bir laboratuvardır. Bir ömür boyu sürecek adalet yolculuğunun ana dilinin öğretildiği, bu işin adeta beşiğidir. Bu çerçevede benim de arkadaşlara tavsiyem; ana amaç üniversiteye girmek olmasın. Nitelikli bir hukukçu olmanın, mesleki kaliteye ulaşmanın aracı olması gerekir.'