Grup konuşmasına 15 Temmuz’un yıldönümünü anarak başlayan Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, “Bu hain darbede hayatını kaybeden aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor; gazilerimize sağlıklı ve uzun ömürler diliyorum” dedi.
Darbe girişiminin, milletin bağımsızlık ve demokrasi konusundaki kararlılığını gösterdiğini belirten Arıkan, “Aziz milletimizin hiçbir şart altında istiklal ve istikbalinden – canı pahasına da olsa – taviz vermeyeceğini tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir” ifadelerini kullandı.
Arıkan, darbelerin tekrar etmemesi için adaletin işletilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Masumlar değil, gerçek suçlular cezalandırılmalıdır. Keyfiyet değil, gerçek adalet esas alınmalı. İktidarın gücü değil, hukukun gücü işletilmelidir” dedi.
Köylülerin Cemal Süreyya Parkı’ndaki direnişine değinen Arıkan, “Tarım faaliyetlerinin yoğunlaştığı bir mevsimde, harmanlarını ve hayvanlarını bırakarak Başkent Ankara’ya geldiler. Aç gözlü maden şirketlerine karşı yaşam alanlarını savunmak için köylerini savunmak için Ankara’ya geldiler” dedi.
İktidarın maden yasalarını köylülerin aleyhine değiştirdiğini öne süren Arıkan, “Orman, mera ve zeytinlikleri koruyan yasalar bir torba yasa ile ortadan kaldırılıyor. Görünen o ki; iktidar, TBMM’deki çoğunluğunu kullanarak köylülere karşı savaş açmış” ifadelerini kullandı.
Salonda bulunan Türkiye Maden İşçileri Sendikası Orta Anadolu Şubesi yöneticilerine teşekkür eden Arıkan, Yunus Emre Termik Santrali çalışanlarının 30 aydır maaşlarını alamadığını belirtti.
“Maden işçileri her afette en ön safta yer alıyor. Ama şimdi kayyum ve özelleştirme politikaları yüzünden iktidar, bu insanlara da savaş açmış durumda” dedi.
Yeni çıkan torba yasayla turizm sektöründe çalışan işçilerin ayda 4 günlük tatil hakkının 2,5 güne düştüğünü belirten Arıkan, “Bu sadece turizm sektörüyle sınırlı kalmayacak. Diğer sektörler de benzer taleplerde bulunmaya başladı. İktidar yasa marifetiyle turizm işçilerine de savaş açmış durumda” dedi.
Polislerin ağır şartlarda çalıştığını ve karşılığını alamadığını belirten Arıkan, “Ayda ortalama 240 saat fazla mesai yapıyorlar ama mesai ücreti alamıyorlar. İzin dağılımı adil değil. İkinci şark görevi baskısıyla ağır stres altındalar. İktidar, polislerin de sesini duymuyor” diye konuştu.
Emekli oranları üzerinden değerlendirme yapan Arıkan, “2002’de üç emekliden biri çalışıyordu ya da iş arıyordu, şimdi bu oran üçte ikiye çıktı. Emekliler altmışlı, yetmişli yaşlarında güvencesiz işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Görünen o ki iktidar, hem köylülerle hem işçilerle hem de emeklilerle aynı anda savaşıyor” dedi.
Mahmut Arıkan, “Cezaevleri siyasi tutuklularla dolu, akademisyenler ihraç ediliyor, gazeteciler tutuklanıyor, belediyelere kayyum atanıyor” diyerek iktidarın birçok cephede ‘savaş’ halinde olduğunu söyledi.
Ancak iktidarın barış içinde olduğu kesimler de olduğunu ifade eden Arıkan, “Bu iktidar faiz lobileriyle, Gazze’de soykırım uygulayan İsrail’le, ABD ile, doğayı talan eden şirketlerle, bahis siteleriyle barışık” dedi.
11 Temmuz’da örgütün sembolik silah bırakma törenine değinen Arıkan, “Bu coğrafyada insanların yitip gitmemesi için, ocaklara şehit acısı düşmemesi için biz bu sürecin başarıyla sonuçlanmasını herkesten çok istiyoruz” dedi.
Arıkan, hükümeti uyararak, “Böyle önemli bir süreci, kişisel hesaplarınız için kullanmayın, kirletmeyin. Samimi olun, şeffaf olun. Süreci sadece DEM Partisi ile değil, tüm siyasi partilerle yürütün” çağrısında bulundu.
Son günlerdeki tebrikleşme trafiğine değinen Arıkan, “Bu tebrik telefonlarıyla birlikte – en azından – helalleşme telefonlarının da açılmasını bekliyoruz. Montaj videolarla iftira attığınız kişilerle, gözaltına aldırdığınız partililerimizle, Temel Karamollaoğlu’yla helalleşmelisiniz” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Ekonomik aktivite ılımlı seyrediyor” tweetine değinen Arıkan, “Siz ekonomide işler iyi gitmediği için olumlu diyemiyorsunuz, ılımlı diyorsunuz” dedi.
Sanayicilerin ekonomiye güvenini ölçen Reel Kesim Güven Endeksi’nin 98,40’a düştüğünü hatırlatan Arıkan, “Bu endeks 100’ün altına düşerse dünyada iktidarlar değişir. Ama bizim hükümet hâlâ pembe tablolar çiziyor” dedi.
AK Parti’nin ekonomik politikalarını eleştiren Arıkan, “Yüksek faiz, yüksek kur, yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik bir arada yaşanıyor. Tüm bunlar faizci politikaların sonucudur ama iktidar bu politikadan vazgeçmiyor” ifadelerini kullandı.
Mayıs 2023’teki vaatlerin hiçbirinin tutulmadığını belirten Arıkan, Merkez Bankası verileriyle örnekler sundu:
“Reel Kesim Güven Endeksi yüzde 6,37 düşmüş. Faiz oranı yüzde 311 artmış ama enflasyonu yalnızca 4 puan düşürebilmişler. Ticari kredi faizi yüzde 311 artmış. Borsa İstanbul getirileri yüzde 45 gerilemiş.”
Trabzon ve Ordu ziyaretlerini aktaran Arıkan, “Çay üreticisi bittik, fındık üreticisi yandık, küçük esnaf battık, pazarcı öldük diyor. Pazarda en çok sorulan soru artık ‘kart geçiyor mu?’” dedi.
1996 yılında fındık fiyatlarına yüzde 466 zam yapıldığını hatırlatan Arıkan, “Bugün iktidarın açıklayacağı fiyatı üretici dil altı hapıyla bekliyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından beklentilerini de dile getiren Arıkan, “Emekliye zam, asgari ücretliye ara zam, KHK zulmüne son verilseydi tarihi bir konuşma olurdu. Ama olmadı. Tarihi konuşma, tarifsiz bir hayal kırıklığına dönüştü” dedi.
20 Temmuz’un Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 51. yılı olduğunu hatırlatan Arıkan, merhum Erbakan ve Ecevit’i andı. Aynı tarihin Saadet Partisi’nin 24. kuruluş yıldönümü olduğunu da belirten Arıkan, “İnşallah Saadet Partisi, Milli Görüş’ün en büyük zaferlerinin yaşandığı dönem olacaktır” dedi.
Konuşmasını “İlk günkü heyecanla hedefe yürüyoruz. Hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum” diyerek tamamladı.