CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündemdeki başlıkları değerlendirdi.
Başarır, TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranlarına ilişkin olarak, "Yine bir yalanlar manzumesi yapmışlar. Bu ülkede milyonlarca insan açlık sınırının altında yaşıyor. Banka kredi borçları günden güne artıyor, icra dosyaları artıyor. Bu ülkenin emeklisi gece bekçilik yapmak zorunda kalıyor. İnsanlar bayat ekmek kuyruğunda pazarın sonunu bekleyip çürük, dökülen sebze ve meyveleri topluyor. Gece vardiyasında çalışan işçi fabrikada artan yemekleri toplayıp çocuklarına götürüyor. Ülkenin hali bu ama neymiş; Kasım ayı enflasyonu 0,87 olmuş, yıllık enflasyon 31,07. ENAG'a bakıyoruz aylık enflasyon 2.13, yıllık enflasyon ise 56.82. Bakın bu farkı insanlar yaşıyor. Halk görüyor, emekli görüyor, bizler görüyoruz. Sadece bugün grupta konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bakanlar ve TÜİK görmüyor" diye konuştu.
TÜİK'e göre gıda fiyatlarında düşüş olduğunu söyleyen Başarır, "Vah ki vah. Vah ki vah. Yahu bu ülkede taze sebze ve meyve fiyatları kasım ayında yüzde 9,5 düşmüş. Yıllık yüzde 17.2 düşmüş. Pazara mı gitmiyorsunuz? Markete mi gitmiyorsunuz? Sokağa mı çıkmıyorsunuz? İnsanlar sebze alamıyor. Domatesi, patlıcanı, kabağı tane ile almak zorunda kalıyor ama TÜİK iktidarın istediği verileri veriyor" dedi.
Başarır, TÜİK'e ve iktidara seslenerek "TÜİK'in bu enflasyon oranı asgari ücret ücretlileri dolaylı işçi bağkur emeklilerini, kamu görevlilerini ve emeklileri doğrudan etkileyecek.Verdiğiniz bu rakam yanlış, yalan ve milyonlarca kamu görevlisini, emekliyi, asgari ücretliyi mağdur ediyorsunuz. Cebinden para alıyorsunuz. Olmaz. Eğer bir ülkede ENAG, İTO ya da bağımsız kuruluşlar bambaşka oran veriyorsa, sefalet oranları, açlık oranları bu durumdaysa TÜİK'in yaptığı toplumun emeğini, parasını, sofrasından ekmeğini almaktır, çalmaktır" diye tepki gösterdi.
Erdoğan'ın grup toplantısındaki konuşmasında İstiklal Mahkemelerinden bahsetmesine atıfta bulunan Başarır, şöyle konuştu:
"2005'e gitti, 2001'e gitti, 2010'lu yıllara gitti. Kürt sorunu ile ilgili mesajlar vardı. 'Benim Kürt kardeşim' dedi. Ben de soruyorum. Bizim Kürt vatandaşlarımıza, 25 yıldır bu işle uğraşan Cumhurbaşkanına soruyorum. Ahmet Türk şu anda niye görevde değil? Selahattin Demirtaş şu anda neden tutuklu? Neden bugün 10 tane belediyeye hala kayyum yönetiyor, kayyum atanıyor? Sen bunların hesabını verebilecek misin? 2005'te bunu yaptın. 2015'te bunu yaptın. 2001'de bunu yaptın ama 2023 seçimlerinde Murat Karayılan'ın sahte videolarını yapıp, bu ülkeyi ayrıştırıp, bu halka 'Benim Kürt kardeşim' demedin, seçim kazandın. Ne oldu? Zamana, mekana, konjonktüre göre maalesef ki fırıl fırıl dönüyorlar. Biz dün ne söylüyorsak bugün de onu söylüyoruz. Biz 'Selahattin Demirtaş neden tutuklandı' dediğimiz zaman vatan hainiydik. Bugün de neden tutuklu diyoruz? 'Dokuz yıldır niye tutuklu Selahattin Demirtaş' diyoruz. Neden beraat etmiş Ahmet Türk neden hala görevinde değil? Sayın Cumhurbaşkanı neyi konuşuyorsun sen? Yanlış duyduğun İletişim Başkanlığı'nın sana verdiği metindeki cümlelerle bizi eleştiriyorsun. Kime şikayet ediyorsun? Milyonlarca insanın oy verdiği Selahattin Demirtaş'ın seçmenlerine mi beni şikayet ediyorsun? Hadi canım ordan. Mardin seçmenine mi beni şikayet ediyorsun? Van seçmenine mi beni şikayet ediyorsun? Van'a kayyum atandığı zaman beş milletvekili ile ilk gün giden Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili ve milletvekilleri biziz, benim. O zaman ben teröristim. Sen milliyetçiydin. Samimiyet, samimiyet, samimiyet. Bu güzel ülkeyi samimiyet kurtaracaktır. Yani kendilerinde olmayan bir olgu."
Başarır, bazı bürokratlara yapılması planan 30 bin TL seyyanen zam yapılmasını öngören düzenlemeye ilişkin, "Öğretmenlerden diğer kamu görevlisine kadar bir sefaletin yaşandığı milyonlarca memurun icra kıskasında kredi kartı borcunda olduğu bir gerçek. Bize söylenen bu bir sefere mahsus ödenecek artışın paranın herkese teşhir edileceğiydi. Eğer bunu yapmazlarsa bu konuda direncimizi sürdürürüz. Birkaç tane seçilmiş bürokrata değil, bu zam herkese. Burada çalışan personele de, öğretmene de, bu ülkede birçok okul müdürüne de, okul müdür yardımcısına da, şube müdürüne de yapılmalı. Bizim teklifimiz bu. Teklifimiz de buydu. Düzelteceklerini söylediler. Maalesef ki bu düzeltme olmamış. Eğer olmazsa hem genel Genel Kurul'da hem de çıktıktan sonra bu konuyu eşitlik ilkesine aykırı olduğu için de Anayasa Mahkemesine götüreceğimizi de söylüyoruz" diye konuştu.