'Kıbrıs’ı İngilizlere üs olarak II. Abdülhamit bıraktı'

'Kıbrıs’ı İngilizlere üs olarak II. Abdülhamit bıraktı'

  • A-
  • A
  • A+

Karar gazetesi yazarı Yıldıray Oğur, 'ODTÜ’de mimarlık okumuş Mustafa Akıncı da istese İngiliz pasaportu alıp ömrünü rahat bir şekilde geçirebilecekken, mezun olur olmaz adaya dönmüş, ona haddini bildiren sözcüler, bakanlar henüz doğmamışken 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda Lefkoşe’de mücahitlerle birlikte savaşmış, 28 yaşında Lefkoşe belediye Başkanlığı’na seçilmiş, bütün ömrünü de Kıbrıslı Türklerin, Türk ve egemen kalarak adada varlıklarını sürdürülebilmesi için mücadele ederek geçirmiş bir isim.' ifadesini kullandı. 

Oğur'un 'Yavrusuna bunu yapan...' başlıklı yazısında şunları kaydetti: 

Türkiye dış politikasını hicveden, çok paylaşılmış, meşhur bir tweet vardır:

“Nasıl bir piskopat ülke olduğumuzu tüm dünyaya göstermek için KKTC’yi bombalamalıyız. Yavrusuna bunu yapan bize yapar diye ürkmeli duyan” (@spleendistanbul)

Bu boyutlarda olmasa da ‘Yavruvatan’ KKTC’nin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Guardian gazetesinde çıkan sözleri yüzünden ‘Anavatan’ın hedefinde yine.

Bakanlardan, sözcülere Twitter’dan 72 yaşındaki KKTC Cumhurbaşkanı’na haddini bildirmeyen, sorumsuzlukla, şımarıkla suçlamayan kalmadı.

İktidar ortağı MHP lideri de içinde “utanmaz, işbirlikçi, Türklüğü kuşkulu, teslimiyetçi, işgüzar, EOKA zihniyetli, Rumların hesaplarına hizmet eden” geçen her zamanki edebi metinlerinden birini kaleme aldı.

Halbuki, 450 yıldır nüfusun üçte birini oluşturdukları bir adada yaşayan, son 150 yıl içinde 82 yıl İngiliz sömürgesi olarak yaşamış, 15 yıl Rumlarla aynı devleti paylaşmış Kıbrıslı Türkler kadar Türklük için mücadele vermiş Türkiye’de bile Türk yoktur.

ODTÜ’de mimarlık okumuş Mustafa Akıncı da istese İngiliz pasaportu alıp ömrünü rahat bir şekilde geçirebilecekken, mezun olur olmaz adaya dönmüş, ona haddini bildiren sözcüler, bakanlar henüz doğmamışken 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda Lefkoşe’de mücahitlerle birlikte savaşmış, 28 yaşında Lefkoşe belediye Başkanlığı’na seçilmiş, bütün ömrünü de Kıbrıslı Türklerin, Türk ve egemen kalarak adada varlıklarını sürdürülebilmesi için mücadele ederek geçirmiş bir isim.

Ama Türkiye’den bakan pek çok kişi de bu tepkilere hak veriyor, “Sizin için savaştık, hala maaşlarınızı biz veriyoruz, nankörlük yapmayın” diyor.

Peki gerçekten de Kıbrıs Türklerine bunu söylemeye, had bildirmeye hakkımız var mı?

Bu soruya hakkaniyetli bir cevap verebilmek için tarihi biraz geriye almamız gerekiyor.

Mayıs 1878’ye. Çünkü 1571’de Osmanlı Kıbrıs’ı fethedince adaya yerleştirilmiş Kıbrıslı Türklerin kaderi o tarihte değişti.

Henüz Rusya ile dost ve kardeş ülke olmadığımız zamanlardır.

“Doksanüç Harbi” olarak bilinen Osmanlı-Rus Savaşı’nda Rus ordusu Osmanlı’yı perişan etmiş, Yeşilköy’e kadar gelip, oraya yerleşmiştir.

İstanbul işgalle karşı karşıyadır. Rumeli’den binlerce Müslüman da  Rus ordusu ve müttefiklerinden kaçarak İstanbul’a sığınmıştır.

Bu ağır yenilgi, Rusların Yeşilköy’e kadar gelip bir de alay edermişçesine Yeşilköy’e heykel dikmeleri, halkı çok kızdırmıştır. Tepkilerim hedefinde yeni padişah II. Abdülhamit vardır.

İşte bu karanlık günlerde, Yeni Osmanlıların öncülerinden, eski Galatasaray Lisesi Müdürü ve Ayasofya hatibi Ali Suavi, çoğu Ruslardan kaçmış Filibeli göçmenlerden oluşan bin taraftarıyla Abdülhamit’i devirmek için Çırağan Sarayı’nı basar.

Birinci Meşrutiyet’in ilanından sonra padişah olan ama 93 gün sonra akıl sağlığı yerinde değil denerek tahtını kardeşine bırakan Sultan Murad'ı kurtarıp padişah yapmak için odasına doğru giderken kafasına 7-8 Hasan Paşa adlı okuma yazma bilmeyen bir zabitin sopasını yer ve orada ölür. Böylece darbe de bastırılmış olur.

Ama 46 yaşındaki Padişah II. Abdülhamit, bu darbe girişimin arkasında daha büyük bir komplo olmasından kuşku duymakta ve güvenliğinden endişe etmektedir.

Çareyi yakın dostu olan İngiliz Büyükelçi Henry Layard’dan yardım istemekte bulur.

Eski bakan, Doç. Dr. Hüseyin Çelik’in “Ali Suavi” kitabında İngiliz arşivlerindeki bütün telgraflarını yayınladığı görüşmelerde, Abdülhamit, Büyükelçi Layard’dan güvenlik için İzmit Körfezi’nde bulunan İngiliz Helicon Zırhlı’sının Çırağan önüne demirlemesini, zor bir durumda kalırsa da ailesiyle sığınma hakkı istemiştir.

Layard, bu görüşmelerden Londra’ya çektiği bir telgrafta şöyle der:

“Sultanı gördüm. Onu bu hadisenin tesiriyle çok hasta, gerilimli buldum. Kendisi başvekil Sadık Paşa’ya tamamen benim tavsiyelerim doğrultusunda hareket etmesini emretti. Ümit ediyorum ki taslak yarın imzalanacaktır.”

Peki o taslakta ne vardır?

İngilizler, Yeşilköy’e kadar gelmiş Ruslara karşı Türkiye’ye destek vermek ve içerdeki tehditlerden padişahı korumak için ondan üs olarak kullanmak üzere Kıbrıs adasını istemektedir.

Müzakereler 10 gün sürer, 4 Haziran 1878 günü anlaşma imzalanır ve Kıbrıs  üs olarak kullanılmak üzere İngiltere’ye bırakılır.

Bu büyük başarısı için Büyükelçi Layard Kral George’dan Kıbrıs Fatihi olarak Yüksek Şövalye Nişanı alacaktır.

Abdülhamit korkuyla ve telaşla aldığı bu kararından sonra pişman olur ama artık iş işten geçmiştir.

Kıbrıs,  üzerinde yaşayan Rumlar ve Türklerle birlikte İngilizlerin kontrolündedir.

Bu, Kıbrıslı Türklerin kaderlerinin, kendilerine hiç sorulmadan Anavatan Türkiye’de alınan kararlarla belirlendiği son olay olmayacaktır.

1914’de bu kez yine Kıbrıslıların hiç haberi yokken, İttihatçılar Almanya’nın yanında savaşa girince İngiltere kiracı olduğu Kıbrıs’ı ilhak eder.

1923’de Lozan’da artık Türkiye için Kıbrıs, çok önceden kaybedilmiş diğer topraklardan biridir. Lozan’la Türkiye, İngilizlerin Kıbrıs’taki egemenliğini resmen tanır, Lozan’a eklenen bir maddeyle Kıbrıslı Türklere 1926’ya kadar Türkiye’ye göç edip Türk vatandaşlığına geçme hakkı tanınır.

Bizzat Atatürk Kıbrıslı Türkleri göçe teşvik eden çağrılar yapmıştır. Binlerce Kıbrıslı Türk, Türkiye’ye gelir, Akdeniz kıyısındaki şehirlere yerleştirilir.

Ama 1930’ların sonuna gelindiğinde bunun yanlış bir politika olduğu ortaya çıkar. Adadaki Türk nüfusu azalmaya başlamıştır.

Yine Kıbrıslılara hiç sorulmadan bu kez Kıbrıslı Türklerin adada kalması için baskı yapılmaya başlanır. 1938’de Kıbrıslı Türklerin Türkiye vatandaşlığına geçişi yasaklanır.

Kıbrıs’ı yöneten ve çoğunluk olan bağımsızlık yanlısı Rumlara karşı adada Türkleri denge olarak gören İngilizler de bu siyaseti destekler, Kıbrıs’ta kalan Türklere İngiliz vatandaşlığı vaat eder.

Ama Türkiye, adada kalmaya teşvik ettiği Kıbrıslı Türkleri de daha sonra uzun yıllar boyunca kaderleriyle baş başa bırakır.

İkinci Dünya Savaşı yıllarında, Rumlar İngiliz sömürgesine karşı Yunanistan’la birleşmek yani Enosis isterken Türkler kimlikleri ve varlıklarını korumak için tek başına mücadele eder.

Kıbrıslılar destek için Türkiye’nin kapısını aşındırır ama savaş sonrası İngiltere’nin NATO’da sıkı bir müttefiki olan Türkiye, Kıbrıs’a yani müttefikinin içişlerine karışmaya yanaşmaz.

Hatta 1953’te Dışişleri Bakanı Fuad Köprülü ‘Bizim Kıbrıs diye bir meselemiz yoktur’ bile demiştir.

Türkiye’nin Kıbrıs diye bir meselesi olmaya başlamasının başlangıcı da bu açıklamadır.

Yeni kurulan Sedat Simavi’nin Hürriyet gazetesi, bu açıklama için “Gaflet” diye bir başlık atmış ve Kıbrıs’ta Rumlar ve Türkler arasında yaşanan olayları sayfalarına taşımaya başlamıştır. Kıbrıs için, bugünkü Kerkük duyarlılığına benzeyen milliyetçi bir duyarlılık oluşur.

1954 yılında “Kıbrıs Türktür Cemiyeti” kurulur. Patrikhane ve Rum gazetelerine protestolarla başlayan tepkiler, 1955’de bu cemiyetin öncülük ettiği 6-7 Eylül olaylarını tetikler.

Türkiye’de bir anda Kıbrıs’a karşı uyanan duyarlılıkta, tam o yıllarda sömürgesi olan Kıbrıs’ta Rumların çıkardığı bağımsızlık isyanını bastırmaya çalışan İngilizlerin etkisi hala aydınlatılmamış bir meseledir.

Ama 1954’de “Kıbrıs diye bir meselemiz yoktur” diyen Türkiye’nin 1958’de artık resmi politikası adanın taksimidir. Kıbrıs’taki Türklerin lideri Dr. Fazıl Küçük taksim siyasetinin savunucusudur.

İstanbul’dan Erzurum’a belli başlı şehirlerde Fazıl Küçük’ün konuşmacı olduğu “Ya Taksim ya Ölüm” diye mitingler düzenlenmiş, Meclis’ten taksim çözümünü savunan karar çıkarılmıştır.

Ama sadece bir yıl sonra Türkiye, yine Kıbrıslı Türklere sormadan “ya taksim ya ölüm” fikrinden de vazgeçer.  

İngiltere’nin öncülüğünde Türkiye ve Yunanistan arasında varılan anlaşmayla Rumlar ve Türklerin ortaklığına dayanan  Kıbrıs Cumhuriyeti kurulur.  Bir yıl önce “Taksim” edilsin diye meydanların inlediği ada birleştirilmiştir.

1974’e kadar da Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yaşaması resmi politika olur. 1962’de Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios, Türk yardımcısı Dr. Fazıl Küçük’le birlikte Ankara’yı ziyaret eder, resmi törenlerle karşılanır, Anıtkabir’e elleriyle çelenk bile koyar.

1963-64’deki Kanlı Noel olaylarında yüzlerce insanın ölümü bile bu politikayı değiştirmez.1966’da Kıbrıslı Türklerin Türkiye’ye bağlanmak istediği yolunda çıkan haberleri hem Kıbrıs Cumhurbaşkanı Fazıl Küçük hem de Başbakan Demirel yalanlar.

NATO üyesi Türkiye, Sovyet tehdidi altındayken NATO üyesi müttefikleri İngiltere ve Yunanistan’la Kıbrıslı Türkler için karşı karşıya gelmek istemez.

Ama Kıbrıslı Türklerin kendi kendilerini yönetmelerine de müsaade etmez. 1968’de Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı seçimlerinde Türk tarafından Dr. Fazıl Küçük’ün karşısına aday olarak bir AİHM yargıcı olan Mehmet Zeka’nın çıkmasına engel olunur.

1973’de ise göz tedavisi için Türkiye’ye çağrılan Dr. Küçük’e aday olmaması ve böylece Cumhurbaşkanlığı yardımcılığına Rauf Denktaş’ın seçilmesi için baskı yapılır. Dr. Küçük bir süre direnir ama sonunda adaylıktan çekilmek zorunda kalır. Yeni kurulan Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin aday göstermesi de araya giren Türkiye büyükelçisinin uyarıyla engellenir.

1974 müdahalesiyle Kıbrıs’ın yarısında Türk egemenliği kurulur ama bütün dünya adada Türkiye’yi işgalci görürken bununla ne yapılacağına de bir türlü karar verilemez.

1983’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet ilan edilir. Ama Azerbaycan dahil bu devleti kimse tanımaz. Bunun için özel bir gayret de gösterilmemiştir.

Zaten Türkiye başka ülkelerden KKTC’nin egemenliğini tanımasını isterken, o egemenliği en başta kendisi bir türlü tanımamış, KKTC’deki bütün seçimlere, ülkedeki iç siyasete sürekli müdahil olmuştur. KKTC’nin yönetimi de seçilmişlere bırakılmamış, KKTC’deki Türk büyükelçisi ve Türk gücünün komutanıyla ada yönetilmeye çalışılmıştır. 

Nihayet bu ne akan ne de kokan statüko AK Parti iktidarıyla değişti. AK Parti iktidarı Kıbrıs’ta Annan Planı’yla iki toplumlu bir devletin kurulmasına destek verdi.

Hatta bunun için içeride askerler ve Bahçeli’nin MHP’sinin de aralarında olduğu milliyetçiler ve ulusalcılarla, Kıbrıs’ta ise ‘Kıbrıs davası’yla bütünleşmiş Cumhurbaşkanı Denktaş’la kavga edildi.

Ama AB üyeliğini cepte göre Rumlar, çözüme “Evet” demeyince Kıbrıs tekrar araftaki konumuna döndü.

İlginçtir.

Bunca kavgadan sonra KKTC Cumhurbaşkanı, Guardian’a Türkiye’nin Kıbrıs’ı, Rusya’nın Kırım’ı yaptığı gibi ilhak etmesi fikrine “Korkunç” dediği ve “İkinci Tayfun Sökmen olmayacağım”  cümlesi için eleştiriliyor.

Bunlar, 1950’lerde taksim fikrinden vazgeçildikten sonra zaten uzun yıllardır Türkiye’nin de tezi değil miydi? 1974 harekatı sonrası bu yüzden adanın yarısı Türkiye’ye bağlanmamış, 1983’de KKTC ilan edilip, başka ülkelerin tanıması için uğraşılmamış mıydı?

AK Parti bu ilhakçı siyasete karşı 2000’lerin başında darbe tehditlerine rağmen Kıbrıs’ta çözümü desteklemekle övünmedi mi?

Yoksa yine mi Kıbrıslı Türklere sormadan Türkiye’nin Kıbrıs politikaları değişti?

1878’den bu yana Türkiye’nin sürekli değişen politikaları yüzünden Kıbrıslı Türkler, bugün kumarhane turizmine mahkum bir adada, maaşları Türkiye’den ödenerek arafta yaşıyor.

Bunu kendileri seçmedi.

Tarihi realite böyleyken Kıbrıslıların seçilmiş cumhurbaşkanına had bildirmek, sürekli 1974’ü hatırlatarak teşekkür beklemek pek haddimize olmasa gerek.

Ayrıca, kendi ayakları üzerinde durabilen bir KKTC Cumhurbaşkanı mı dünyada itibar görür, yoksa “Anavatan Türkiye’ye müteşekkiriz” dışında ağzından bir cümle çıktıkça Ankara tarafından her fırsatta haddi bildirilen bir KKTC cumhurbaşkanı mı?

Gerçekten de yavrusuna bunu yapan, başkasına ne yapmaz...

 

Yorum Yazın

'Devam eden kongre sürecini ilçe seçim kurulları durduramaz'

İstanbul'da toplu ulaşıma yüzde 30 zam!

'Hukuk tanımaz sokak çağrılarına prim vermeyiz'

'İnsanların kafasını şişirmeyin'

Emeklinin feryadı bu sefer Edirne'den yükseldi

Mehmet Uçum, Can Holding iddialara yanıt verdi

Serra Arıtürk dantel elbisesiyle mest etti!

'Allah ömür ve imkan verdikçe İstanbulluların hizmetinde olmaya devam edeceğiz'

CHP’den istifa eden Özlem Vural Gürzel, AK Parti’ye geçiyor

5 milyon memur ve işçiye 5 trilyon faize 3 trilyon

Eski tarihli altınlara satış yasağı

“Hayalet Ağlar” Belgeseli 7. Adalar Kısa Film Yarışması’nda Zirvede

Sucukta sakatat, peynirde mantar ilacı kullanmışlar

Belediye başkanlarının yargılaması ekim ayında başlamalı

Üniversite okumanın aylık maliyeti asgari ücretin iki katı

Enflasyon beklentisi yukarı revize edildi

'Seçme ve seçilme hakkına saygı gösterilmelidir'

'Kılıçdaroğlu CHP'nin kayyumlarla yönetilemeyeceğini açıklamalı'

Tüketici sepetinde gıdanın payı yüzde 83’e ulaştı

'Varlık Barışı Kanunu'nu amacına aykırı kullandı'

Türkiye kuraklığın pençesinde

'Çocuk tetikçi, çocuk katil, çocuk suçlu, çocuk terörist...'

Merkez Bankası eylül ayı faiz kararını açıkladı

Mahkemeden CHP İstanbul Kongresi iptaline ret

'Çok partili siyaset tehlike altında'

AB İsrail'e kapıyı kapattı

8 ayda en az 1359 işçi hayatını kaybetti

'Partilerle ilgili kararı YSK verir, asliye hukuk veremez'

Parayla profesörlük, rüşvetle karot raporu verdiler

Motosiklet satışları rekor kırdı

Yükleniyor

AB İsrail'e kapıyı kapattı

Fransa'da Macron karşıtları sokağa indi

İsrail, bu kez de Sana'yı vurdu

Trump, Fed Guvernörü Lisa Cook'u görevden alamadı

Manifest'in konser görüntülerine erişim engeli

İsrail Katar’daki Hamas yöneticilerini vurdu

8. ayında ABD’de halkın yüzde 56’sı Trump’tan memnun değil

'Rusya’ya yeni yaptırımlar uygulamaya hazırım'

Gazze'deki felaket hemen durdurulmalı

'Zelenskiy Moskova'ya gelirse görüşürüm'

'İnsanların kafasını şişirmeyin'

Serra Arıtürk dantel elbisesiyle mest etti!

Salma Hayek, 59. yaşını kutladı!

Bikinili pozlarıyla mankenlere meydan okudu

Deren Talu, Ibiza'yı salladı

Ünlü mankenlerin ağzı açık kaldı

Nesrin Cavadzade fiziğiyle meydan okudu

Burcu Özberk tarzıyla tam not aldı

Aslı Sümen pozlarıyla sosyal medyayı salladı

'Evli oyuncunun tacizine uğradım'

Motosiklet satışları rekor kırdı

Hyundai’nin fabrikasına şok baskın: 475 gözaltı

'Eğitim, ülkemizin geleceğine yapılacak en değerli yatırımdır'

Elektrikli otomobillerin pazar payı yüzde 18,5'e ulaştı

Renault, Ağustos ayında en çok satan marka oldu

Volkswagen, Brezilya'da 30 milyon dolar ceza yedi

Tesla Avrupa pazarında çakıldı

Milyonlarca sürücüyü etkileyecek kararlar

Şarj şirketlerine büyük ceza

Sıfır km olarak aldığı araç kabusu oldu

Sağlık Parkı’nda Farkındalık Rüzgarı: 2025’in Başarılı Hekimleri Ödüllendirildi

14 bin 905 hekimin görev yeri belirlendi

Bakanlığın son listesi gündem oldu

Lahmacunda kanatlı ve sakatat çıktı

Kimse yorgun bir pilotun uçağına binmek istemez

Pestisitlerde reçete uygulaması başlıyor

SGK'dan malullük aylığı almak için dört şart

Kadına Değer Atölyesi İstanbul’da

Ücretsiz kanser taramasında 'SMS' dönemi

'Her 10 üründen 6'sında pestisit kalıntısı var'

'O tek parti rejimi 4 yıl dayanmıştı, bu tek parti rejimi kaç yıl dayanır?'

Yılmaz Özdil sinirden deliye döndü

Tolga Şardan'a sessiz sedasız gözaltı!

Gazeteci Erkin Erk ve Berna Akkaya Dünyaevine Girdi

Gazeteci Güngör Arslan cinayetinde yeni gelişme

‘Haraç listesi’ haberini yapan gazeteci tutuklandı

RTÜK Başkanı Şahin'den TELE1 eleştirilerine cevap

İflaslar ve konkordatolar bitmiyor

30 Ağustos, Cumhuriyetimizin Temelidir

Gazeteciye Saldırıda Bir Tutuklama Daha

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 4 4 0 0 12 12
2.Trabzonspor 4 3 0 1 3 10
3.Göztepe 4 2 0 2 5 8
4.Konyaspor 3 2 0 1 6 7
5.Fenerbahçe 3 2 0 1 4 7
6.Samsunspor 3 2 0 1 2 7
7.Antalyaspor 4 2 2 0 0 6
8.Gazişehir Gaziantep 4 2 2 0 -4 6
9.Alanyaspor 3 1 1 1 1 4
10.Eyüpspor 4 1 2 1 -3 4
11.Beşiktaş 2 1 1 0 -1 3
12.Fatih Karagümrük 3 1 2 0 -4 3
13.İstanbul Başakşehir 2 0 0 2 0 2
14.Kayserispor 3 0 1 2 -4 2
15.Kocaelispor 4 0 3 1 -4 1
16.Rizespor 3 0 2 1 -5 1
17.Kasımpaşa 3 0 3 0 -3 0
18.Gençlerbirliği 4 0 4 0 -5 0