Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen Kabine toplantısının ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Toplantıda güvenlikten dış politikaya, ekonomiden sosyal hizmetlere kadar birçok başlık ele alınırken, Erdoğan konuşmasında hem iç siyasetteki gelişmelere hem de muhalefetin tutumuna dikkat çekti.
Konuşmasına bu sabah yaşanan saldırıda şehit olan emniyet mensuplarına rahmet dileyerek başlayan Erdoğan, ASELSAN ziyaretinden nükleer enerji yatırımlarına kadar hükümetin yürüttüğü çalışmaları anlattı. CHP’nin İstanbul İl Başkanlığı kararı ve sonrasında yaşanan tartışmalara da değinen Erdoğan, “Türkiye’de hiç kimse hukukun kapsama alanı dışında değildir. Yanlış bulduğunuz kararları eleştirebilirsiniz ama mahkeme kararlarını tanımıyorum demek hukuk devletine kafa tutmaktır” dedi.
CHP içindeki tartışmalara da gönderme yapan Erdoğan, “Ana muhalefetin eski ve yeni kadrolarının arasında kızışan koltuk kavgasına eyvallah demeyeceğiz. Sokakların karıştırılmasına, milletimizin huzurunun bozulmasına asla izin vermeyiz” ifadelerini kullandı.
İşte Erdoğan'ın açıklamasından satır başları:
Toplantının temel gündem maddesi, 'Terörsüz Türkiye' süreci oldu. TBMM çatısı altında faaliyet gösteren Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun yürüttüğü çalışmalar ele alındı.
Dış politika ve bölgede yaşanan gelişmeler de Kabine toplantısında masaya yatırıldı. YPG'nin silah bırakmaması, bölgede zaman zaman yükselen tansiyon ve sahadaki son durum ayrıntılı biçimde ele alındı. Ekonomi başlığı kapsamında ise enflasyonla mücadelede gelinen nokta, fiyat istikrarı için alınacak ek tedbirler de görüşüldü.
Kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Ekranları başında, radyo kanallarında ve sosyal medya platformlarında şu anda bizleri takip eden vatandaşlarıma buradan saygılarımı sunuyorum. Konuşmamın başında bu sabahki kalleş saldırıda şehit olan kahraman emniyet mensuplarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Milletimizin ve emniyet teşkilatımızın başı sağolsun. Önemli konu başlıklarının müteala ettiğimiz bir kabine toplantımızı daha tamamlamış bulunuyoruz.
Yüksek öğretim, ekonomi, sosyal hizmetler ve dış politika başta olmak üzere geniş bir yelpazede yaptığımız değerlendirmelerin ve aldığımız kararların ülkemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Toplantının mahiyetine geçmeden evvel Ahlat'ta gerçekleştirdiğimiz son kabine toplantımızdan bu yana yurt içinde ve yurt dışında neler yaptığımızı şöyle kısaca bir hatırlatmak istiyorum.
Aziz milletim basınımızın kıymetli mensupları 25-30 Ağustos tarihleri arasında idrak ettiğimiz zafer haftamızı önemine uygun şekilde bu senede dolu dolu geçirdik. Ahlat ve Malazgirt'teki törenlerde milletimizin ezeli ve ebedi kardeşliğini tüm dünyaya bir kez daha ilan ettik. 27 Ağustos'ta iki önemli programımız vardı. Önce bu sene 50. yaşını kutlayan Türk savunma sanayinin lider kuruluşlarından ASELSAN'ın gölbaşı yerleşkesini ziyaret ettik.
Nasıl hükümetimizin açtığı yollardan, havalimanlarından, okullardan vatandaşlarımızın tamamı faydalanıyorsa Çelik Kubbe de 86 milyona hizmet edecektir.
ASELSAN'daki savunma sanayii şölenimizin ülkemize karşı husumet besleyenlerde endişeye sebep olması elbette anlaşılabilir bir durumdur. Ama burada asıl tuhaf olan ülkemiz içindeki kimi çevrelerin hazımsızlığıdır.
Çelik kubbe vatandaşı değil yandaşı koruyacak diyecek kadar gözünü nefret bürümüş bir güruhun varlığı üzülerek söylüyorum ülkemizin güvenliği noktasında kaygı duyulması gereken bir ruh halidir.
Neymiş balıklar ve turistler füze denemelerinden rahatsız oluyormuş. Şu ciddiyetsizliğe bakar mısınız? Doğru desen doğru değil, komik desen komik değil. Aslında biraz araştırsa söylediklerinin absürtlüğünü kendisi de görecek. Fakat beyefendi yalnızca komutla hareket ettiği için bu basit gerçekliği bile araştırma gereği duymuyor.
Nükleer enerjiyi üretim porföyümüze dahil etmek zorundayız. Toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip Akkuyu Nükleer Santralinin devreye girmesiyle tabiri caizse şeytanın bacağını kıracağız. Nükleer santrale karşı çıkmak cehalet ürünü değilse ancak art niyetle açıklanabilir. Böyle sığ bir zihniyetin ülkeye ve Sinoplu kardeşlerimize faydası olmaz.
Bağırsalar da çağırsalar da adaletin tecellisine mâni olamayacaklar. Türkiye'de hiç kimse hukukun hapsama alanı dışında değildir. Mahkeme kararlarını eleştirmek ayrı şeydir, tanımamak ayrı şeydir. Yanlış bulduğunuz kararlarla ilgili başvuru yolları açıktır, gider mahkemelere gözden geçirilmesi için müracaat edersiniz. Ama ben mahkeme kararlarını tanımıyorum demek açıkça hukuk devletine kafa tutmaktır. Hele hele sokaklarımızın karşıştırılmasına, İstanbullu kardeşlerimiz başta olmak üzere milletimizin huzurunun bozulmasına asla müsaade etmeyiz. Ana muhalefetin eski ve yeni kadrolarının arasında kızışan koltuk kavgasına eyvallah demeyeceğiz.