Merkez Bankası havlu atıyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Türk lirasına geçişi hızlandırmak ve finansal istikrarı desteklemek amacıyla makroihtiyati çerçevede yeni düzenlemelere gitti. Ancak uzmanlara göre, bu adımların etkisi sadece teknik değil; aynı zamanda Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu kırılgan zeminin de bir göstergesi.

PROF. DR. SELVA DEMİRALP: MERKEZ BANKASI HAVLU ATIYOR

Makroekonomi ve para politikaları üzerine çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Selva Demiralp, alınan son kararları değerlendirdiği açıklamasında Merkez Bankası’nın, para politikası üzerindeki baskılara dikkat çekti. Demiralp, “TCMB, 'rasyonel politikalar ancak rasyonel bir zeminde uygulanabilir' deyip havlu atıyor” diyerek kurumun elinin giderek daraldığını ve uyguladığı politikalarda sürdürülebilirliğin zorlaştığını ifade etti.

Demiralp, özellikle bankacılık sektörünün uzun süredir uygulanan sıkı para politikaları nedeniyle kredi büyümesi ve likidite kanallarında daraldığını belirterek, “Bankacılık sektörünün uzunca bir süredir sıktığı kemer iyice daralıyor” uyarısında bulundu.

SİYASİ KRİZLERİN EKONOMİK ETKİSİ KALICI HÂLE Mİ GELİYOR?

Demiralp’in değerlendirmesinde dikkat çeken bir diğer unsur da siyasi istikrarsızlığın ekonomik sonuçlarına yönelik vurgular oldu. “Siyasi krizin ekonomik hasarının kalıcı ve beklenenden çok daha büyük olduğu teyit ediliyor” diyen Demiralp, yapısal reform eksikliği ve kurumsal zemin eksikliğinin makroekonomik dengeyi bozduğunu ifade etti.

İKİNCİ SIKILAŞMA DALGASI VE BÜYÜK SORU İŞARETİ: EKONOMİ BUNU KALDIRABİLECEK Mİ?

Ekonomi yönetimi, 2023’ün ortalarından itibaren “rasyonel zemine dönüş” mottosuyla parasal sıkılaştırma adımlarını birer birer hayata geçirirken, kredi arzı yavaşladı, iç talep daraltıldı ve reel sektör üzerindeki finansman baskısı arttı.

Prof. Dr. Selva Demiralp, bu gelişmelerin ardından şu soruyu gündeme taşıdı:

“Neredeyse iki yıldır kemer sıkmanın ağır maliyetiyle boğuşan, kapsamlı bir programdan yoksun olduğu için fazla ilerleme kaydedemeyen ve tüm yükü para politikasına bindiren Türkiye ekonomisi, bu ikinci sıkılaşma dalgasından nasıl çıkacak?”