 
    Türkiye hâlâ dünya tekstil tedarikçileri arasında yer alsa da, son 30 yılda küresel pazar payı yüzde 3’ün altına geriledi. 2025’in ilk yarısında Bangladeş ve Vietnam çift haneli ihracat artışı kaydederken, Türkiye’nin tekstil ihracatı yüzde 6,9 düşüş gösterdi.
2022’de 22 milyar dolara ulaşan tekstil ihracatı, bu yıl 17 milyar dolara düşebilir. Yaklaşık 310 bin işçi işten çıkarıldı, 6 bin işletme kapandı ve bazı üreticiler tesislerini Mısır’a taşıdı.
Dolar bazında asgari ücretin 2022’den bu yana yüzde 60 artması ve liranın değerli kalması, ihracatçıların rekabet gücünü zayıflattı. TİM Başkanı Mustafa Gültepe, “Avrupalı müşteriler, Çin’den yüzde 15-20 pahalı olsak da bizi tercih ederdi. Ancak fark yüzde 50’ye çıkınca artık tercih etmiyorlar,” diyerek durumu özetliyor.
Avrupa pazarında Çin yeniden lider konuma gelirken, ABD’nin ticaret tarifelerindeki değişiklikler de siparişlerin Çin’e kaymasına yol açtı.
Türkiye’de tekstil atölyelerinde çalışan Suriyeli mültecilerin yaklaşık yüzde 20’si ülkelerine döndü. Bu durum iş gücü açığı yaratırken, gençlerin masa başı işlere yönelmesi de sektörün karşılaştığı bir diğer problem olarak öne çıkıyor.
The Economist, yaşanan durumu geçici bir kriz olarak değil, sektörün yapısal olarak yeniden şekillendiğinin işareti olarak değerlendiriyor. Ucuz iş gücü avantajı sona eren Türkiye, markalaşma, tasarım, hızlı teslimat ve niş üretime odaklanmak zorunda. Bazı büyük markalar şimdiden üretimlerini kısmen Mısır’a taşıdı ve dergi, “Türkiye’nin Avrupa’nın Çin’i olma hedefini bırakıp kendi yolunu bulması gerekiyor” yorumunu yaptı.
