TL değer kaybeden dolardan daha çok değer kaybediyor

Ekonomist Mahfi Eğilmez doların son iki günde bütün paralara karşı değer kaybettiğini belirterek TL'ye karşı değer kazandığını söyledi.

TL değer kaybeden dolardan daha çok değer kaybediyor

Ekonomist Mahfi Eğilmez 'Hiperenflasyon' başlıklı yazısında dünyada doların diğer para birimleri karşısında değer kaybetmesine rağmen neden tl karşısında değer kazandığı veya TL'Nin neden daha çok değer kaybettiğini yazdı. “TL karşısında Dolar son iki günde bütün paralara karşı değer kaybederken TL'ye karşı değer kazanıyor. Daha doğrusu TL, Dolardan daha fazla değer kaybediyor. Bunun bizden kaynaklanan ekonomi dışı nedenlerini anlamazsak enflasyonu çözemeyiz” diyen Eğilmez'in kişisel bloğunda yer alan yazısı şöyle:

“Yıllık enflasyonun çok yüksek oranlara ulaştığı duruma hiperenflasyon deniyor. Enflasyon hızına göre farklı kategorilere bölünür: Enflasyon, yüzde 1-3 dolayında ise buna sürünen enflasyon ya da ılımlı enflasyon denir. Bu oranda bir enflasyonun varlığı ekonomiyi canlı tutmak açısından sıfır enflasyona tercih edilir. Gelişmekte olan ülkelerde ılımlı olarak kabul edilen enflasyon oranı yüzde 5’e kadar çıkabilir. Gelişmiş ülkeler açısından yüksek enflasyon yüzde 3’den sonrasını ifade ederken gelişmekte olan ülkeler için yüzde 5’den yukarısı yüksek enflasyon olarak kabul edilir.

'ÇİFT HANELİ ENFLASYON ÇOK YÜKSEK ENFLASYON GÖSTERGESİ'

Çift haneli enflasyon yani yüzde 10 ve yukarısı gelişmiş ülkeler için de gelişmekte olan ülkeler için de çok yüksek enflasyon göstergesidir. Çok yüksek enflasyonun üst sınırı bazı iktisatçılara göre yüzde 200, bazı iktisatçılara göre yüzde 500’de biter ve bu sınırdan sonra artık hiperenflasyon başlar. Günümüzde daha çok kabul gören sınır yüzde 200’dür. Yılbaşında 100 TL’ye satılan bir malın fiyatı yılsonunda 350 TL olmuşsa enflasyon yüzde 250’ye ulaşmış demektir ki bu hiperenflasyondur.

Bu durumda 100 TL ile tanesi 20 TL’ye satılan çikolatalardan yılbaşında 5 tane alınabilirken yılsonunda 2 tane alınabilecek demektir. Eğer hiperenflasyon yüzde 250 değil de yüzde 700 olsaydı o zaman yılsonunda enflasyon yüzde 600'e ulaşmış olacak ve eldeki 100 TL ile fiyatı 120 TL’ye yükselmiş olan çikolatalardan hiç alınamayacaktı.

'İNSANLAR ELLERİNDEKİ PARANIN DEĞERİNİ KAYBETMESİNİ ÖNLEMEK İÇİN...'

Enflasyonun çok yüksek olması haline negatif reel faiz de eşlik ederse insanlar ellerindeki paranın değerini kaybetmesini önlemek için harcamalarını artırırlar. Herkes elindeki paranın büyüklüğüne uygun malları stoklamaya başlar. Çok parası olanlar ikinci, üçüncü konutu almaya veya birkaç yıllık arabasını yenisiyle değiştirmeye, pahalı saatler, kalemler almaya, pahalı restoranlarda pahalı yemekler yemeye yönelirler. Bazıları paralarının değer kaybını önlemek için düşük faizin yarattığı talep artışının sonucunda değerleri artmaya başlayan hisse senetlerine, bazıları da anaparayı korumak için döviz veya altın alımına yönelirler.

Daha az parası olanlar beyaz eşyalarını yenilemeye, daha mütevazı restoranlarda yemek yemeye, çeşitli ihtiyaçlarından daha fazla tüketim malını satın alıp evlerinde stoklamaya yönelirler. Paranın hızla satın alma gücünü kaybetmesinden kaçınmak için sergilenen bu talep artışı, bu artışı karşılayabilecek arz artışı hemen sağlanamadığı için malların fiyatlarının daha da artmasına yol açar. Böylece bir kısır döngü içine girilir: Fiyatlar arttığı için talep artar, talep arttığı için fiyatlar artar ve ekonomi hızla hiperenflasyona doğru sürüklenir (enflasyon – stoklama eğilimi – talep artışı – enflasyon kısır döngüsü.)

'HİPERENFLASYONA GİDİLİRKEN EKONOMİDE KARABORSA DÖNEMİ BAŞLAR'

Hiperenflasyona gidilirken satıcıların davranışı da değişir. Her ay yüzde 10 fiyatlar artıyorsa satıcı elindeki malları tezgâh altına çekerek artışın olmasını bekler. Ya da bu yola gitmeden malı normal fiyatının üzerinde bir fiyatla satmaya başlar. Böylece ekonomide karaborsa dönemi başlar.

Geçmişte yaşanmış hiperenflasyonların en bilinen örneği Weimar Cumhuriyeti döneminde Almanya’da (1918 – 1933.) Almanya, birinci dünya savaşının getirdiği büyük maliyeti para basarak finanse etmeyi tercih etti. Bütün hesap, savaşı kazanıp mağlup devletlerden alınacak tazminatla ekonomiyi düzeltmek üzerine yapılmıştı. Ne var ki Almanya savaşı kaybetti ve Versay Antlaşmasıyla galip devletlere çok büyük bir tazminat ödemeye mahkûm edildi. Gerek savaş sırasında basılan paralar, gerekse ödenen tazminat Almanya’yı hiperenflasyona soktu.

1 ABD Doları 1922’de 7.400 Alman Mark’ına eşit hale geldi. İnsanlar bir mal almaya bavul dolusu parayla gider oldu. Fiyatlar o kadar hızlı değişiyordu ki mal satın almak için oluşturulan kuyruğun başındaki, ortasındaki ve sonundaki kişiler aynı malı farklı fiyatlarla almak durumunda kalıyordu. İşte böyle bir ortamda satıcılar da malları satmamayı tercih ediyorlar. Çünkü sattığı maldan aldığı para onun yerine aynı maldan getirmek için ödeyeceği paradan düşük kalıyordu. Satıcılar malları tezgâhtan kaldırınca bu kez fiyatlar daha da artar oluyordu.

'TÜRKİYE YÜKSEK ENFLASYON KATEGORİSİNDE'

Türkiye, uzun yıllar yüksek enflasyonla yaşadı. 1980 – 2000 arasındaki yılların enflasyon ortalaması yüzde 63’tür. Bu, hiperenflasyon olmasa da çok yüksek enflasyon demektir. Ardından gelen 2001 – 2023 döneminin enflasyonu da yüzde 19’dur. Önceki döneme göre düşük görünse de bu da çok yüksek enflasyon kategorisindedir.

Dolayısıyla Türk toplumu yüksek enflasyonla yaşamaya alışıktır. Şimdiye kadar bu topraklarda hiç hiperenflasyon yaşanmamış olması siyasetçide ve toplumda, enflasyonun hiperenflasyona gitmeden, denetim altında tutulabileceği, enflasyonun değil asıl olarak büyümenin önemli olacağı yönünde bir izlenim yaratmıştır.

'DURUMU DÜZELTMEK FAİZİ ARTIRMAKTAN ÇIKTI'

Ne yazık ki bu izlenim doğru değildir. İşin daha da sıkıntılı yanı yaşanan son yargı krizi gibi krizlerin insanların gelecek beklentisini bozması ve stoklama eğilimini artırmasıdır. Dolayısıyla bu gidişin düzeltilebilmesi artık yalnızca faiz artırmak veya büyümeden fedakârlık ederek ulaşılabilecek bir sonuç olmaktan çıkmıştır.

Yapısal reformlar bugün artık ertelenemez aşamaya gelmiştir. Atılması gereken ilk adım Anayasa’nın gereklerinin yerine getirilmesi ve hukukun üstünlüğünün yaşama geçirilmesidir. Yapısal reformları vurgulamakla birlikte geçmiş deneyimlere dayanarak bu adımların mevcut siyasal iktidar tarafından atılmasının mümkün olmadığını, o nedenle gidişin daha yüksek enflasyon oranlarına doğru olduğunu söyleyebiliriz.”

 

Merkez işsizlik oranlarının gerçeği yansıtmadığını kabul etti

Türkiye, İsrail’e en çok mal satan 5. ülke oldu

Hayat pahalılığı ile mücadele önceliğimiz

Merkez'in brüt rezervi en yüksek seviyede

Emin Agalarov’un Turizm Vizyonunda Kıbrıs İlhamı

Glütensiz Yaşamın Geleceği İstanbul'da Ele Alındı

RTÜK'e 3 yeni üye seçildi

Erdoğan'dan Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi'nde 'KKTC' mesajı

'Beş yıldır hiç arama yapmayan bir telefon!'

Hazine arazileri satışa çıkarıldı

Eli silah tutanları affedip, eli kalem tutanları içeride tutamazsınız

Tapu hatasından devlet sorumlu

Ertan Yıldız ikinci kez 'etkin pişmanlık'tan ifade verdi

Eski vekilin eski eşi kaçacakken yakalandı

Adile Naşit'in hayatı beyaz perdede!

Organize bir şekilde emeğimiz, alın terimiz sahipleniliyor

'Muhalefetle kavga edecek zaman değil, yeni kahramanlar yaratılmamalı'

Ülkenin terörden büyük sorunu var, o da yolsuzluk

Tarihi geçmiş peynirler yeniden paketlendi

Arızalı otomobil yenisiyle değiştirilecek

Araç muayene hizmetleri yeniden özelleştirildi

Hakimler ve Savcılar Kurulu'na 5 yeni üye seçildi

Ülkedeki hukuksuzluklar sürece gölge düşürüyor

PKK'nın İran kolu: Silah Bırakmıyoruz

Suriye de yeni yönetim haftalar içinde çökebilir

Bu mu turbun büyüğü; terbiyesizliğin büyüğü bu!

Kadına şiddet kırmızı çizgimizdir

Keremcem konserleri belgesel projesine dönüşüyor

Vivaldi’den Neşet Ertaş’a, duygudan duyguya bir yolculuk

Maestro dizisi sete çıktı!

Yükleniyor

PKK'nın İran kolu: Silah Bırakmıyoruz

Suriye de yeni yönetim haftalar içinde çökebilir

ABD’nin kredi notu düşürüldü, görünüm durağana çekildi

Kalın kafalı bir başkana karşı demokrasi mücadelesi veriyoruz

ABD'li yeni Papa teknolojiye savaş açtı!

Ateşkes olmadan müzakere olmaz

Yeni Papa Robert Prevost oldu

Jerome Powell hiçbir fikri olmayan bir aptal

Macron ve Şara'nın görüşmesi muhalefeti kızdırdı

Filistinliler başka ülkelere sürülecek...

Büşra Develi aşk orucunu bozdu

Pelin Akil New York pozlarıyla sosyal medyayı salladı

Rabia Soytürk'ten en kötü partner itirafı

Ezgi Eyüboğlu göğüs dekoltesiyle dikkat çekti

Derin Talu'dan yatak pozu

Irina Shayk'ın paylaşımı sosyal medyayı salladı!

Ölmek istemiyoruz, duyan var mı?

Hepsi Türkiye’nin iyiliğini istiyor

Gönül Dağı'nın Asuman'ı son pozlarıyla olay oldu!

Beren Saat’ten gözaltılara tepki

Arızalı otomobil yenisiyle değiştirilecek

Otomotiv sektörü ihracatta rekor tazeledi

Kur hareketlendi, zam gecikmedi

Otomotiv üretimi yüzde 9 azaldı

Taşıtlara yeni vergi gündemde

Yabancı şirketler Türkiye'den çıkış hazırlığında

Türkiye elektrikli otomobil üssü oluyor

Avrupa'da Tesla satışları sert düştü

Araç kiralarken dolabdırılmayın!

Otomotiv üretimi şubat ayında yüzde 13,3 azaldı

Glütensiz Yaşamın Geleceği İstanbul'da Ele Alındı

Aydın'da hastanede rüşvet operasyonu

Meydanlarda 'kilo kontrolü' uygulaması başladı

İstanbul'daki sebzelerde yasaklı pestisit kalıntısı tespit edildi

LÖSEV Aile Buluşması ile Aileleri Bir Araya Geldi

Bal ve kaşar peyniri markalarında hile

BTP Kongresi'nde 'Yukarıdan talimat var' krizi

Hastaneler ticarethane, yöneticiler rant aracı değil

Planlı sezaryenlere yasak getirildi

Doktorların Whatsapp grubu ifşa oldu

YGD’DEN 19 MAYIS COŞKUSU: Özgürlük ve gençliğe adanan bir gün

RTÜK Başkanı'ndan medyaya PKK uyarısı!

Terör bitecek ama demokrasi beklemeyin

19 Mart darbesinden sonra Erdoğan için en düşündürücü sonuç; yüzde 67

TRT'den 'Cumhurbaşkanı ayrı AK Parti genel başkanı ayrı' savunması

RTÜK Başkanı Enver Aysever'i hedef aldı!

YGD, Gazetecilere 12 Kategoride Ödüller Verecek

Basın Özgürlüğünü Savunmak Hepimizin Görevi

Türkiye, basın özgürlüğünde 159. sıraya geriledi

Candaş, YGD Yerel Medya ve Temsilciler Komisyonu Başkanı Oldu!

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 34 28 1 5 56 89
2.Fenerbahçe 34 25 3 6 52 81
3.Samsunspor 34 18 10 6 13 60
4.Beşiktaş 34 16 7 11 20 59
5.İstanbul Başakşehir 34 16 12 6 7 54
6.Eyüpspor 35 14 13 8 4 50
7.Göztepe 34 12 11 11 10 47
8.Trabzonspor 34 12 11 11 11 47
9.Konyaspor 34 13 14 7 -3 46
10.Kasımpaşa 34 11 10 13 0 46
11.Kayserispor 34 11 12 11 -11 44
12.Antalyaspor 34 12 14 8 -22 44
13.Rizespor 34 13 17 4 -10 43
14.Gazişehir Gaziantep 34 12 15 7 -5 43
15.Alanyaspor 34 10 15 9 -10 39
16.Bodrum FK 34 9 16 9 -13 36
17.Sivasspor 35 9 18 8 -14 35
18.Hatayspor 34 5 21 8 -26 23
19.Adana Demirspor 34 2 28 4 -59