CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kapatılarak Sağlık Bakanlığı'na devredilen GATA'nın, askeri hastane statüsünde yeniden MSB'ye devredileceği yönündeki iddialarla ilgili açıklama yaptı. Askeri sağlık sisteminin milli güvenlik meselesi olduğunu vurgulayan Bağcıoğlu, "Bu sadece bir hastanenin açılmasıyla çözülecek bir mesele değildir; ivedilikle tüm askeri sağlık yapısının, eğitim kurumlarından sahra hastanelerine kadar yeniden tesis edilmesi gerekmektedir" dedi.
Askeri Hastaneler, 15 Temmuz 2026 darbe girişiminden sonra kapatılmış, 26 şehirdeki 32 askeri hastane Sağlık Bakanlığı’na devredilerek sivilleşmişti. Savaş cerrahisi uzmanı 2 bin 43 askeri doktordan büyük bölümü ya emekli olmuş ya da özel hastanelere geçmişti. Askeri hastanelerin kapatılması, zaman zaman tartışma konusu olmuş, Milli Savunma Bakanı Yardımcısı Şuay Alpay, askeri cerrah sayısının azalması üzerine TBMM Milli Savunma Komisyonunda yaptığı açıklamada “Vahim durumdayız’’ demişti. Özel ihtisas isteyen "savaş cerrahisi uzmanı" sayısı azaldığı için Pençe-Kilit, Barış Pınarı, Zeytin Dalı, Pençe-Kaplan, Fırat Kalkanı gibi sınır ötesi operasyonlarda yaralanan askerlere müdahalede de sıkıntılar yaşandığı öne sürülmüştü.
Bugün Sözcü'de yer alan haberde ise 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kapatılan askeri hastanelerin yeniden açılmaya başlanacağı ve bu kapsamda, 1898’de kurulan ve 2016’da kapatılan Ankara’daki Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nin (GATA) askeri hastane statüsünde yeniden açılması için çalışma başlatıldığı aktarılmıştı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, kapatılması tartışma yaratan askeri hastanelerle ilgili son gelişmeye dair değerlendirmede bulundu.
Bağcıoğlu, yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Son dönemde iktidar çevrelerinden, askeri sağlık sistemiyle ilgili bazı tasarruflarda bulunma niyetinin ortaya çıktığı, bir hastanenin yeniden açılması yönünde adımların atıldığı görülmektedir. Ancak bu yaklaşım, yıllardır dile getirdiğimiz ve her fırsatta uyardığımız gibi, askeri sağlık sisteminin yeniden tesis edilmesi için yeterli değildir.
Bu mesele, yalnızca bir hastane açmakla çözülecek bir konu değil; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin harp, görev ve kriz şartlarında ihtiyaç duyduğu bütüncül bir sağlık yapılanmasının yeniden kurulmasını gerektiren bir milli güvenlik meselesidir. Yapılacak düzenlemeler, sadece sembolik değil, tüm askeri hastaneleri kapsayan; eğitim, personel, altyapı ve kurumsal kültürü birlikte ele alan kapsamlı bir dönüşüm anlayışıyla ele alınmalıdır.
Askeri sağlık sistemi; kıtalar, birlikler veya gemilerdeki sağlık hizmetleriyle başlayıp, değişik bölgelerdeki asker hastaneleri ile devam eden ve en üst noktada adeta bir mükemmeliyet merkezi olarak görev yapan Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) ile tamamlanan kademeli bir yapıdır. Bu sistem, savaşta olduğu kadar barışta da TSK’nın görev etkinliğini, personel sağlığını ve kurumsal dayanıklılığını garanti eden yaşamsal bir mekanizmadır.
Askeri sağlık sisteminin kaldırılmasının üzerinden dokuz yıl geçmiştir. Bu süreçte yapılan tüm uyarılara rağmen yanlıştan dönülmemiş, adeta bir oyalama taktiği uygulanmıştır.
Bugün gelinen noktada, yalnızca bir veya birkaç hastanenin yeniden açılmasıyla sanki sistem geri dönüyormuş gibi bir algı yaratılmaya çalışılmaktadır. Oysa bu yaklaşım, sistemin ruhunu, işlevini ve stratejik gerekliliğini yok saymaktadır.
Askeri sağlık sistemi, yalnızca asker hastanelerinden veya GATA’dan ibaret değildir. Etkin biçimde yeniden tesis edilmesi, ancak aşağıdaki bütüncül adımların hayata geçirilmesiyle mümkündür:
1. Harp cerrahisi, travmatoloji, acil müdahale, yanık tedavisi, uçuş ve dalış tabipliği gibi kritik uzmanlık alanlarında kurumsal bilgi ve kültürün yeniden tesisi,
2. Askerî sağlık eğitimi veren kurumların yeniden yapılandırılması; TSK’da görev alacak, kurum kültürüne sahip, askeri faaliyetlere aşina sağlık personelinin yetiştirilmesi,
3. Yetiştirilen personelin birlik, kıta ve gemilerde aktif görevlendirilmesi,
4. Gazilerimize hizmet sunan Ankara’daki Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezinin askeri sağlık sistemine yeniden dahil edilmesi,
5. Değişik bölgelerdeki asker hastanelerinin ivedilikle yeniden açılması,
6. Bölgesel asker hastanelerine, gazilerimizin ortez–protez işlemlerini Ankara’ya gelmeden yapabilmeleri için yetki verilmesi.
Bu adımların hiçbiri geciktirilemez; eksik uygulanmaları halinde sistem bütünlüğü sağlanamaz.
Askeri sağlık sisteminin yeniden tesisi, yalnızca harp veya kriz dönemlerinde değil, barış zamanında yaşanabilecek afet, salgın ve büyük felaketlerde de kurumsal tecrübesiyle milletimize hizmet verebilme kabiliyeti kazandıracaktır. Bu yönüyle mesele, yalnızca bir askerî yapı değil, toplumsal dayanıklılık ve ulusal güvenlik meselesidir.
TSK askeri sağlık sistemi; saha, görev ve harekât ihtiyaçlarına, modern tıbbi gerekliliklere ve geçmişten gelen tecrübelere uygun şekilde, tüm kademeleriyle acilen yeniden kurulmalıdır. Artık kısmi düzenlemelerle zaman kazanma dönemi bitmiştir.
Biz yıllardır bu konuda uyarıyoruz. Bu sistemin kaldırılmasıyla birlikte doğan boşluk, hem askerimizin hem de gazilerimizin sağlığını olumsuz etkilemiştir. Şimdi atılan sınırlı adımları olumlu bulmakla birlikte, ‘muş gibi’ yapılan göstermelik düzenlemelerle yetinilemez.
Bu sadece bir hastanenin açılmasıyla çözülecek bir mesele değildir; ivedilikle tüm askeri sağlık yapısının, eğitim kurumlarından sahra hastanelerine kadar yeniden tesis edilmesi gerekmektedir.
Bu bir tercihten ziyade, insan sağlığını doğrudan etkileyen bir milli güvenlik meselesidir.”