İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, terör örgütü PKK'nın kongresini topladığına yönelik açıklamasını değerlendirirken, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, PKK'nın topladığı kongrenin sonuçlarına mahkum edenlere yazıklar olsun" dedi. Terör örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'ın ''Ankara'ya getirilerek göz ameliyatına alındığı yönündeki'' iddialara da değinen Dervişoğlu, "Bu ancak bir kişinin emretmesi bir kaç kişinin de o emre uyması ile gerçekleşebilir. Abdullah Öcalan’ı gözünden ameliyat ettirenlere söylüyorum: Hem Abdullah Öcalan’ın gözü çıksın hem de bunu yaptıranların gözü çıksın diyorum'' dedi.
"TÜRKİYE'NİN ÜNİTER DEVLET YAPISINI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİM"
Dervişoğlu, ''Asıl meselenin 'Terörsüz Türkiye'’ inşa etmek değil, asıl mesele 'Terörsüz Türkiye’yi inşa etmek değil, emperyalizme kulluk ve köleliğe devam etmektir. İYİ Parti'nin ve şahsen Müsavat Dervişoğlu olarak benim görevim; nefes aldığım müddetçe sizlerin talep ve beklentilerine uygun bir biçimde hem şahsi hem siyasi yolculuğumu sürdürmeye muvaffak olabilmektir. Abdullah Öcalan denen caniye hürriyet hep verilmemesini temin etmek için mücadele etmektir. Bu bir vatan görevidir. Bunun karşılığında dualarınızdan başka hiçbir şey istemiyorum. Ben bu ülkenin gerçeklerini anlatmaya devam edeceğim, ben Türkiye'nin vatan bütünlüğünü savunmaya devam edeceğim. Türkiye'nin üniter devlet yapısını savunmaya devam edeceğim. Şehitlerimizin aziz hatıralarını dillendirmeye devam edeceğim" dedi.
İmralı’yla yürütülen sürece TBMM’de karşı çıkan tek partinin İYİ Parti olduğunu kaydeden Dervişoğlu, terör örgütü PKK'nın kongresini topladığı yönündeki haberlere de tepki göstererek, şöyle devam etti:
''Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni PKK’nın topladığı kongrenin sonuçlarına mahkum edenlere yazıklar olsun! Cenabı Allah müstahaklarını versin diyorum. Türkiye bir beladan kurtulacak ve onun reçetesini eğer PKK kongresi belirleyecekse, buna sebep olanların yaşayacağı utanç mahşer gününe kadar onlara yeter.
"HEM ABDULLAH ÖCALAN'IN HEM DE BUNU YAPTIRANLARIN GÖZLERİ ÇIKSIN''
Abdullah Öcalan’a fiziki özgürlük istiyorlar, hatta iktidara yakın bir gazetede de Abdullah Öcalan’ın gizli kapaklı bir şekilde Ankara’ya getirildiği ve gözünden ameliyat ettirildiği söyleniyor. İmralı’dan Abdullah Öcalan’ı alıp, onu Ankara’da gözünden ameliyat ettirmek, hukuki yollarla mümkün olabilecek bir şey değildir. Dolayısıyla bir kişinin emretmesi, birkaç kişinin de o emre uyması, onu Ankara’ya getirmesi ve ameliyat ettirmesiyle ancak bu gerçekleştirilebilir. Abdullah Öcalan’ı gözünden ameliyat ettirenlere söylüyorum: Hem Abdullah Öcalan’ın gözü çıksın hem de bunu yaptıranların gözü çıksın diyorum.
"BİR ADAM ÇIKIYOR ORTAĞIYLA BİRLİKTE TÜRKİYE'Yİ İSTEDİĞİ YÖNE DOĞRU SEVK EDİYOR''
Tek adamın iki dudağının arasından çıkan kelamlara Türkiye teslim edilmiştir. Madem ki bütün muradımız PKK denene örgütün kongresinden çıkacak sonuca göre şekillenecekse ise o zaman kim neyi konuşuyor? Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ne ihtiyaç vardır? Siyasi partilere ne ihtiyaç vardır? Siyasi partilerin sözcülerine ne ihtiyaç vardır? Bir adam çıkıyor ortağıyla birlikte Türkiye’yi istediği yöne doğru sevk ediyor.''
DEM Partili Ahmet Türk'ün, "En büyük rol Sayın Devlet Bahçeli’nindir. Bu kapının aralanmasında ve Türkiye'ye bir çağrı yapmasında önemli bir riskti ama Türkiye'nin geleceğini düşündüğü için bu riski aldı" açıklamasını da değerlendiren Dervişoğlu, şunları söyledi:
"Biz bu filmin aktörlerini tanıyoruz. Bizim merak ettiğimiz aktörler değil, senaristlerdir. Gerek Devlet Bahçeli’ye gerekse Tayyip Erdoğan'a Türk milletinin ve şehit analarının beklentisinin hilafına bu kararları aldıran kimlerdir? İster okyanusun ötesinden ister başka bir yerden talimat alsınlar, mutlak surette onların da maskelerini indireceğimizi bilmenizi istiyorum. Efendim risk almış! Kim risk almış? Devlet Bahçeli ile Tayyip Erdoğan risk almış. Siz risk falan almadınız, siz bu milletin geleceğini pazarladınız. Asıl riski alan; şehit anaları, şehit eşleri, şehit evlatları, şehit kardeşleri, gazilerimizdir. Asıl riski alanlar: Manisalı İsa Karaaslan, Sivaslı Asım Özden, Mardinli Aydın Acun, Trabzonlu Muhammed Yıldız, Antalyalı Ali Boşgelmez, Ardahanlı Sezgin Yolcu, Çanakkaleli Ramazan Kale ve Aybüke öğretmendir. Asıl risk alan; Şehit Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk’tür. Asıl risk alan; Şehit Fırat Çakıroğlu’dur. Siz neyin riskini aldınız?''
"PKK'YA GELİN YAPTIRMAYACAĞIZ''
Sürece ilişkin DEM Parti’den gelen; "Sayın Devlet Bahçeli'nin çağrısı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın da iradesiyle biz bunu gerçekleştirdik’’ sözlerine ilişkin Dervişoğlu, ''Hani derler ya kız isteme törenlerinde; ‘Allah'ın emri, peygamberin kavliyle’ diye. ‘Devlet Bey’in çağrısı, Tayyip Erdoğan’ın da iradesi’ Doğru, buradan iktidar sahiplerine sesleniyorum: Siz ne yaparsanız yapın; Devlet Bey’in çağrısı, Tayyip Erdoğan'ın iradesiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve Türk milletini PKK’ya gelin yaptırmayacağız” dedi.
"ASIL MESELE SURİYE'DE KURULAN TERÖRİSTAN"
''Asıl mesele Suriye’de kurulan teröristandır'' diyen Dervişoğlu, şöyle devam etti:
"Türkiye'de herhangi bir hakimiyet alanı kalmamış bir örgütün yazıhanesini Suriye'nin kuzeyine taşıması için gerekli adımları atmak üzere batılı emperyalistlere söz verilmiş ve bugün o sözler yerine getirilmek isteniyor. Ayrıca PKK denen cani örgüte ve onun uzantılarına da bugün Türkiye’de sivil toplum kuruluşları muamelesi yapılıyor. Bunun sonunda Türkiye’nin refaha ulaşacağını, ekonomik kaynaklarını doğru bir biçimde kullanmasının önünün açılacağını, terör yüzünden kaybedilen imkânların telafi edileceği de ifade ediliyor. Türkiye’nin imkânlarının doğru alanlarda kullanılmasını temin edeceklermiş. Çünkü güvenlik harcamalarına bütçeden çok fazla pay ayrılıyormuş. Siz bu kafayla giderseniz Kıbrıs’ı da verirsiniz, Ege’deki adaları da verirsiniz, Trakya'yı da verirsiniz. Bir de yeni bütçe yapılırken savunma harcamalarında böyle bir süreç başlattınız, ne tür bir kısıntıya gidilecek onu da göreceğiz ve zaman içerisinde takip edeceğiz.
"ÖCALAN'A VE AVANESİNE AF VERECEKLERSE...''
Eğer ‘Bunlara bir şey verdik’ diyorlarsa neyi verdiklerini açıklamak mecburiyetindedirler. Eğer üniter devlet yapısından vazgeçilmesini temin edecek bir anayasa değişikliği sözü verildiyse ki PKK'nın ve DEM’in beyanlarından onu görüyoruz, buna izin vermemiz asla ve kata mümkün değildir. Abdullah Öcalan’a bir hürriyet bahşedilmek isteniyorsa, buna izin verebilmemiz asla ve kata mümkün değildir. Ne istediler verdiler ve bu pazarlık masasını inşa ettiler onu bilmiyorum. Eğer Abdullah Öcalan’a hürriyet vereceklerse, Abdullah Öcalan’a ve avanesine af vereceklerse; benim gazilerimin kollarını, bacaklarını, gözlerini de geri versinler! Toprağa verdiğimiz evlatlarımızı da ailelerine geri versinler! Bunu yapacak gücü ve iradesi olmayanların, bizler adına karar verebilme hak ve yetkileri yoktur.
Türkiye’de eğer milletimizin beklentisinin hilafına yüreğimizi incitecek birtakım kararlar yaşama geçirilmek istenirse, dün nerede duruyorsak yarınlarda da aynı yerde duracağımızın sözünü ve taahhüdünü veriyorum sizlere. Şehitlerimizin hakkını, hukukunu, şehit analarımızın gözyaşlarını, şehit eşlerinin, çocuklarının istikballerini bunlara pazarlamayacağım. Herkes bilsin ve emin olsun ki dün nasıl dediysem bugün de aynısını söylüyorum. Yarın da aynısını söylemeye ve haykırmaya devam edeceğim. Abdullah Öcalan’ı Meclis’e getirmek isteyenler, cesetlerimizi çiğnemeden getiremezler. Hakkımızı hukukumuzu bize iade etmeden, Abdullah Öcalan denen caniye af ilan edemezler.
"UTANIN! TÜRKİYE'Yİ 6 AYDA NEREYE GETİRDİNİZ BİR BAKIN!''
Utanın! Türkiye’yi 6 ayda nereye getirdiniz bir bakın! Abdullah Öcalan ve çetesinin 40 yıldır yapamadığını; bir çağrı, bir davetle 4 ayda, 5 ayda yaşama geçirdiler. Buna sebep olanları bu millet affetmeyecektir. Milletin affetmediğini Cenabı Allah zaten affetmez. Şehit anasını, gaziyi ağlatan insanı bu millet ve Cenabı Hak zaten güldürmeyecektir. Onun için beddua etmeye gerek yok, Cenab-ı Allah bunların cezasını zaten verecektir.''
"TARİH HAİNLERİ DEĞİL, KAHRAMANLARI YAZACAKTIR''
Süreci ''kalkışma'' olarak değerlendiren İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
''Tarih bu kalkışmaya çanak tutan ve ön ayak olanları asla affetmeyecektir. Tarih bugün Türkiye’yi terör örgütüyle masaya oturtan yöneticileri de asla affetmeyecektir. Tarih her bayram kabir başlarında hüzne boğulan evlatlarımızın ettikleri duayı, çektikleri acıyı kim ne yaparsa yapsın unutturamayacaktır. Şehit babasın cenazesinde yakasına fotoğraf takılırken; 'Toplu iğneyi babama batırmayın, canı acır canı' diyen Alya’yı unutmayacaktır. Tarih ‘Mademki APO’ya istediğinizi veriyorsunuz, o zaman Alya’nın babasını da kahraman şehitlerimizi de gazilerimizi de onlardan ne aldıysanız geri verin’ diyenleri hatırlayacaktır. Tarih hainleri değil, kahramanları yazacaktır.
''İSTEYEN İSTEDİĞİNİN FOTOĞRAFININ ÇERÇEVESİNİ SEVEBİLİR''
İsteyen istediğiyle el sıkışabilir, isteyen istediğinin fotoğrafının çerçevesini sevebilir. Bize onun bunun fotoğrafının çerçevesini sevenler değil, şehit tabutuna sarılarak ağlayanlar gereklidir. Bu mücadelenin sonuna kadar tarafı olacağımı iyi bilmenizi istiyorum. İsteyen istediği yerde saf tutsun. Ben; şehit analarının, şehit eşlerinin, şehit evlatlarının, şehit bacılarının, şehit kardeşlerinin ve gazilerimizin ailelerinin yanında olmayı sürdüreceğim. Bunun size sözünü veriyorum. Allah yukarıda şahit, siz de burada şahit olun.''