Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde düzenlenen “Kütüphane 5.0 ve İnsan Merkezli Dijital Dönüşüm Uluslararası Konferansı”da konuştu.
“İlk emri ‘ikra’ olan bir inancın mensuplarıyız” diyen Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin bin yıllık kütüphane geleneğine atıf yaparak, “Asırlar boyunca imar ettiğimiz şehirlerde, kurduğumuz devletlerde, inşa ettiğimiz medeniyetlerde kitap ve âlim hep merkezde yer almıştır” ifadelerini kullandı. Erdoğan, Nizamiye Medresesi, Karatay ve Gök Medrese gibi yapıları örnek göstererek, bu merkezlerin “dünya ilim ve irfanına katkı sunduğunu” söyledi.
Geçmişten bugüne Türk kütüphaneciliğine emek veren herkese teşekkür eden Erdoğan, “İlme ne zaman hak ettiği kıymeti vermişsek, kitap ve bilgiye dört elle sarıldığımızda en büyük başarılarımızı o zaman elde etmişizdir” dedi. Türkiye’nin tarih boyunca bilimle olan ilişkisini hatırlatan Cumhurbaşkanı, “Fakat ilimle, irfanla, bilgiyle, kitapla aramız açıldığında ise geriye düşmüş, güç kaybetmiş, takip edilen değil takip eden konuma gelmişiz” sözleriyle uyarıda bulundu.
Erdoğan, Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi dönüşünde yaşanan bir hadiseyi aktararak, “Alimin atının ayağından sıçrayan çamur bizim için üzüntü değil, bir iftihar vesilesidir” şeklindeki tarihi sözü hatırlattı.
Cumhuriyetin ilk yıllarındaki tek parti dönemine eleştirilerde bulunan Erdoğan, “Bu zengin müktesebatı özellikle Cumhuriyetimizi maziden bir kopuş olarak gören tek parti yıllarında ne yazık ki yeterince değerlendiremedik” dedi. “Merhum Cemil Meriç'in benzetmesiyle birer tuğla yığınına dönüştü” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı, genç nesillerin geçmişle bağlarının koparıldığını vurguladı.
Millet Kütüphanesi’nin geldiği noktaya ilişkin de bilgiler paylaşan Erdoğan, “5.100.000’i aşkın matbu, 141.700.000 kaynak ile burayı dünyanın en büyük üç kütüphanesinden biri haline getirdik” dedi. Bu yılın ekim ayı itibarıyla 8,5 milyon ziyaretçiye ulaşıldığını açıklayan Cumhurbaşkanı, “Her sabah pırıl pırıl evlatlarımız kütüphaneye gelmek için birbirleriyle yarışıyor” ifadelerini kullandı.
Öğrencilere ücretsiz çorba, içecek ve kek ikramları yapıldığını belirten Erdoğan, “Bu yılın ilk 8 ayında 5.927.000 adet ücretsiz ikramda bulunduk” dedi. Ayrıca, son 5 yılda düzenlenen 46 büyük sergiye ve on binlerce kişinin katıldığı bilim atölyelerine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, halk kütüphanelerindeki üye sayısının 7,6 milyona, kitap sayısının ise 25,6 milyona ulaştığını belirterek, “Yıl sonunda bu sayıyı 26,4 milyona çıkaracağız” dedi. 2026 itibarıyla toplam kullanım alanının 1 milyon metrekareye ulaşacağını, oturma kapasitesinin ise 200 bin kişiyi aşacağını söyledi.
Rami Kütüphanesi’ndeki yazma eser restorasyon merkeziyle ilgili verileri de paylaşan Erdoğan, “Bu sene 40.000 eserin durum tespitini, 4446 eserin de restorasyonunu yaptık” dedi. İstanbul Üniversitesi’nin nadir eserlerinin geçmişte çöpe atıldığını hatırlatarak, “Sultan II. Abdülhamid Han’ın özel kitaplığı da vardı. Bunların tasnif ve kataloglamasını yaparak yeniden okuyucuların hizmetine sunduk” açıklamasında bulundu.
Haydarpaşa’da yeni bir büyük kütüphane açılacağını duyuran Erdoğan, Türkiye’nin ilk bebek, tarım, müzik ve hastane halk kütüphanelerinin de faaliyete geçtiğini ifade etti.

Konuşmasının sonunda muhalefet lideri Özgür Özel’e sert ifadelerle yüklenen Erdoğan, “Dün ana muhalefet Partisi Genel Başkanının hezeyanlarını hem kendi partisi hem de ülkemiz siyaseti adına inanın hicap duyarak takip ettim” dedi. Özel için, “Konuşan Türkiye'nin ikinci büyük partisinin Genel Başkanı mı yoksa ayarları bozulmuş hakaret otomatı mı, maalesef belli değil. Türkiye böyle bir siyasi üslubu, böyle bir çiğliği asla hak etmiyor. Zihin fukara olunca akıl ukala olur dilinde freni boşalırmış” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Ortada bakın gerçekten üzülerek söylüyorum, zihni ile dili arasındaki bağ tamamen kopmuş, ağzından çıkanı kulağı duymayan zavallı bir şahıs var. Bu zat, günaşırı söylediği yalanlarla, önüne gelene attığı iftiralarla, meydanlarda savurduğu hakaretlerle giderek saldırgan hale geliyor.
Yerel yönetimleri ahtapot misali saran suç örgütünün yolsuzlukları ortaya döküldükçe bu zat da panikliyor, çirkinleşiyor, kontrolü iyice kaybediyor”
Sözlerini, “Biz elbette bu zehirli söylemlere milletimizi mahkûm etmeyiz” diyerek tamamladı.