Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ni İstanbul İl Kongresi’nin iptaline ilişkin açılan bir başka davayı esastan reddetmesi, CHP Genel Merkezi’nin elini güçlendirdiği gibi 15 Eylül’deki duruşmaya ilişkin öngörüleri de değiştirdi. Hukukçuların birçoğu, 'çağrı heyeti' adıyla da bilinen kayyım tedbirini veren İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının geçersiz hale geleceği görüşünde
CHP İstanbul İl Başkanlığı'nın arka girişinde milletvekillerine gaz sıkıldı, 8 Eylül (Fotoğraf: Can Öztürk)
Siyasi partilerin kapatıldığı, TBMM’nin lağvedildiği 12 Eylül darbesinin 45. yılı, siyasete bu defa “yargı darbesi”nin tartışıldığı, ana muhalefet partisi CHP’nin iktidar tarafından bağlı medyası desteğiyle boğulmaya çalışıldığı bir çalkantılı döneme rastlıyor.
Yaklaşık bir yıla uzanan, yerel yönetimlerde (Esenyurt Belediyesi’ne yönelik Ekim 2024’teki operasyon) peş peşe gerçekleştirilen ve sayıları yüzlerle ifade edilen gözaltı, tutuklama dalgalarıyla süreklilik arz eden yargısal kıskacın, ana muhalefet partisini güçsüzleştirme hedefli olduğu yüksek sesle zaten konuşulmaktaydı.
Dezenflasyonu merkeze koyan Mehmet Şimşek programının, iki yıl içinde sadece yoksulluğu değil, iktidara yönelik hoşnutsuzluğu da derinleştirmesi, devlet aygıtlarının CHP’ye yönelik baskıyı arttırmasına yol açtı.
Bu kıskaç sürerken, asliye hukuk mahkemesinin görev gaspı yaparak karar alması, meseleyi farklı bir eşiğe getirdi.
CHP İstanbul İl Yönetimi’nin, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla görevden uzaklaştırılması ve kayyım atanması üzerinden 10 gün geçti. Neredeyse adli tatilin bitip yeni adli yılın başlaması özellikle bekleniyormuş gibi bir zamanlamada gelen karar, siyasette her gün yeni bir denge kurulmasına yol açacak bir süreci tetikledi.
İşi haber yazıp dinlemek, okuyup yorumlamak olan herkes, bugünlerde içinde asliye hukuk mahkemesi geçen cümle kurmadan konuşamaz halde… Hâl böyle olunca da haber metinlerinde, her birinin görevi farklı olan asliye hukuklar, asliye cezalar, sulh hukuklar biraz birbirinin içine girmekte. Onu da yaşanan dönemin olağanüstülüğüne verelim.
* * *
Eğer Türkiye’de yaşamıyor olsaydık, 2 Eylül’deki, kararı bu pazartesi (15 Eylül) günü görülecek CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nın iptali istemiyle açılmış davanın iki hafta öncesine rastlamasını tesadüf olarak niteleyebilirdik. Ne var ki, siyasetin yargı kararları üzerinden şekillendirildiği dönemlere fazlasıyla aşinayız. Ve AKP’nin ciddi zemin kaybettiği bu dönemde zaman ayarlı bir takvime yayılmış dava ve duruşmalarla bir süre daha meşgul olmamız kaçınılmaz görünüyor.
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği kararın hukuka aykırılığı tartışılırken Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ni İstanbul İl Kongresi’nin iptaline ilişkin açılan bir başka davayı esastan reddetmesi, CHP Genel Merkezi’nin elini güçlendirdiği gibi 15 Eylül’deki duruşmaya ilişkin öngörüleri de değiştirdi. Hukukçuların birçoğu, 'çağrı heyeti' adıyla da bilinen kayyım tedbirini veren İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının geçersiz hale geleceği görüşünde.
Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin gündemi hareketlendiren bu kararı henüz kesin olmasa bile tedbirin kaldırılması gerektiği savunuluyor. Bu kararın İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının etkilemeyeceğini savunanlar ise asliye hukuk mahkemeleri arasında bir hiyerarşi olmadığı gerekçesini sunuyor. Bu yaklaşım doğru bile olsa, kararın esastan verilmiş olması, onu hukuksal olarak ve nitelik itibariyle bir tedbir kararının önüne geçiriyor.
Bu konuda okumayanlar için Gökçer Tahincioğlu’nun analizinin okunması önerilir.
Normal bir ülkede bu tedbir kararının hemen kaldırılması gerekiyor. Ancak biz normal bir ülkede yaşamıyoruz ve bu nedenle yine bir asliye hukuk mahkemesi tarafından, bu defa genel merkez yönetimini etkileyecek ve siyasette tayin edici yeni bir eşik niteliği taşıyacak 15 Eylül’deki duruşmanın ne kadar vereceğini bekleyeceğiz. Anayasal bir kurum olan YSK mevcutken, siyasi partiler alanında adli mahkemelerin kendilerini görevli saymayacağı, sayamayacağı bir demokrasi iklimine erişebilmek dileğiyle.
https://t24.com.tr/yazarlar/cigdem-toker/12-eylul-un-yil-donumunde,51526