Işıner Güngör


AB’nin Ukrayna İnisiyatifi

Örneğin Ukrayna’nın AB üyeliğine kabulü, Avrupa bankalarındaki Rusya kökenli mevduatların Ukrayna için kullanılması vs. gibi geliştirilecek çalışmalar Rusya’yı frenletebilir, önlemlerin derecesine göre de savaşı bitirebilir.


Nikolay Gogol, “Dikanka Yakınlarında Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları” isimli eserinde halk öyküleri üzerinden Ukrayna’yı anlatmıştır. Kitabın bir yerinde Ukrayna doğasının özelliklerine yer verir. Anlatımı sırasında “Ukrayna gecesini biliyor musun?” diye sorar. Sonrasında şöyle devam eder “Ona daha yakından bakın. Ay gökyüzünün ortasından dışarı bakıyor. Uçsuz bucaksız gök genişledi, daha da genişledi. Yanıyor ve nefes alıyor. Bütün dünya gümüş ışıkla aydınlandı.”

Bildiğiniz üzere Ukrayna’da üç yıldır geceyi aratmayan bir karanlık devam ediyor. Savaşın getirdiği olumsuz duygular Gogol’un eserindeki gibi bu sefer duyarlı halklar arasında gümüş bir ışık yaktı. Birçok ülkede insanlar barış yanlısı tutum izlediler. Halkın her kademesinden kişiler Ukrayna’daki savaşı kınadılar. 

Başta Avrupa olmak üzere ülkelerde yardım konserleri ve kermesleri düzenlendi. Bu yardım etkinliklerine ek olarak farklı platformdaki yardımlara sadece Ukraynalılar değil yerel halklardan da geniş katılımlar oldu. Duyarlı, yüreği insan sevgisi ile dolu olan halklar o zaman olduğu gibi şu anda da savaşın bir an önce son bulması dileğindeler. 

Dünya’nın ekseninin belirlenmesinde başat rol oynayan Amerikan Başkanlık Seçimleri öncesinde Ukrayna üzerine olası etkiler kapsamında birçok yorum yapılmıştı. Hatta geçmiş yazılarımda ben de ABD Seçimleri sonrasında olabilecek beklentilerimi sizlerle paylaşmıştım. Avrupa Birliği’nin (AB) gücüne ve savaşı bitirebilecek argümanlarına değinmiştim. Bu arada, Trump ve Zelenski’nin Oval Ofis’teki hararetli toplantısı sonrasında Avrupa’nın konuyla alakalı fonksiyonunun daha da artması ihtimali ortaya çıkmıştır.

Ukrayna-Rusya Savaşı’nın başlangıcından günümüze kadar Ukrayna’ya devam eden ABD yardımları ülkeye cephe hattında başarılı mücadele vermesine olanak sağladı. The New York Times köşe yazarı Thomas Friedman, şu ana kadar yapılan ABD askerî, insani ve mali yardımlarının 120 milyar dolar seviyesine ulaştığını iddia etmektedir. Bazı kaynaklarda ise Amerikan yardımlarının 500 milyar dolar olabileceğinden bahsedilmektedir. Kısaca bununla alakalı net bir miktar verilemediği bilinmektedir. 

Bu arada, Trump ve ekibi devlet yönetiminde ekonomiyle ilgili konulara ayrı bir önem verdiği aşikârdır. Hatta ABD’nin bugüne kadar gerçekleştirdiği yardımlarının finansmanını sağlamak amacıyla Ukrayna nadir toprak elementlerinin işletilmesi konusuna odaklandığı birçok yerde dile getirilmektedir. Oval Ofis’teki gerilimin arka planında da nadir elementler konusu olduğu basına yansımıştır.

The Economist tarafından yapılan tahminlere göre Ukrayna’da 111 milyar tonluk maden rezervi bulunmaktadır. Bahse konu maden stokunun piyasa değeri ise 14,8 trilyon dolar olduğuna yönelik iddialar vardır.

Zelenski yönetimi ABD’nin stratejik desteğinin farkında ve bu desteği yitirmemek için elinden geleni yapacağı öngörülmektedir. Yönetim, nadir toprak elementleri konusundaki müzakerelerde orta yol bulmaya hazır ancak öncelikle ABD tarafından bazı garantiler verilmesini beklemektedir. Kesintisiz askerî destek ve NATO üyeliği buna benzer beklentilerdir. ABD’ye koşulsuz verilecek imtiyazlar ise dünya çapında saygın lider Zelenski’nin halk desteğini düşürebilir. Halkın ona duyduğu karşılıksız güveni zedeleyebilir.

Oval Ofis’teki gerilimin kıta Avrupası için olumlu gelişmeleri de beraberinde getirdiğini görmemek de elde değil. Avrupa’nın inisiyatif almada yaşadığı yavaşlığının ve lider politik anlayış eksikliğinin eleştirildiğine sizlerde tanık olmuşsunuzdur. ABD’deki Trump-Zelenski görüşmesinden sonra Londra’da Avrupalı liderlerin katılımıyla Ukrayna Konferansı toplandı. Sonrasında Brüksel’de toplantılar yapıldı. Avrupalı liderler tarafından Ukrayna’ya tam destek mesajı verildi. ABD’nin oyun dışına çıkma ihtimaline karşı yol haritaları üzerinde değerlendirmeler ve planlamalar yapıldı.

Avrupa’nın içinde kendi yapısal sorunları olduğu bilinse de güç birliği yapmış bir Avrupa birçok konuda caydırıcı olabilir. Hâlihazırda Avrupa Birliği ve İngiltere ekonomisinin toplam büyüklüğü aşağı yukarı Rusya’nın 12 katıdır. AB, dünyanın en büyük mamul ürün ve hizmet ihracatçısıdır. Ticari gücü açısından birçok konuda ABD’ye göre daha iyi performanstadır. Sağlam sanayi altyapısına sahip, bilim, istikrar ve özgürlükler bölgesi Avrupa’nın dünyadaki ağırlığı tartışılmaz seviyededir. Diplomasiyi etkin kullanan AB, diğer ülkelerde ABD’ye nazaran daha olumlu bir izlenime sahiptir.

Bundan sonraki süreçte Ukrayna konusunda Avrupa Birliği’nin daha stratejik adımlar atması ve farklı açılardan yardımlar geliştirmesi söz konusu olabilir. Yardımları sadece askerî alana bağlamamak gerektiği kanısındayım. Örneğin Ukrayna’nın AB üyeliğine kabulü, Avrupa bankalarındaki Rusya kökenli mevduatların Ukrayna için kullanılması vs. gibi geliştirilecek çalışmalar Rusya’yı frenletebilir, önlemlerin derecesine göre de savaşı bitirebilir.