ABD Başkanı Trump, son Kongre konuşmasında “agresif polislik” diye bir kavram kullandı. Trump, polis memurlarının yargılanmaktan korunması gerektiğini savundu ve polis memurlarına "kovuşturmadan muafiyet" de dahil olmak üzere, daha fazla koruma sağlanacağını söyledi...
Bu konuşmadan, Trump’ın ülke içinde polis devleti uygulamalarını hâkim kılacağı anlaşılıyor.
Türkiye’de ise adına polis devleti denilemese de yargının siyasiler ve medya üzerinde silah olarak kullanıldığı bir düzen hâkim. Takibi şikâyete bağlı suçlar, terör savcıları tarafından soruşturuluyor ve gazeteciler, haksız yere tutuklanıyor veya gözaltına alınıyor. Antalya’da işlendiği iddia olunan suç, İstanbul’da sorgulanıyor, delil bulunamayınca, bir siyasi parti genel başkanı, Kayseri’de, bir yıl önce partisine mensup üç kişinin attığı mesajlardan dolayı tutuklanıyor! O mesajların, Kayseri’de meydana gelen olaylara sebep olduğu iddia ediliyor ama mesajlar, olaylardan önce değil sonra atılmış... Kaldı ki, üç kişi hakkında herhangi bir soruşturma açılmasına gerek bile duyulmamış...
***
İktidar, bu uygulamalarla yetinmiyor, siber güvenlik yasası ile yargı yetkisi ve adli kolluk olarak polisin görev ve yetkileri, Siber Güvenlik Başkanı'na veriliyor! Yasanın 8’nci maddesinde, “Siber Güvenlik Başkanı'nın yazılı emriyle konutta, iş yerinde, kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama, kopya çıkarma ve el koyma işlemleri yapılabilecek” deniliyor.
16’ncı maddede ise “Verilerimiz çalındı diye içerik oluşturanlara veya bu içeriği yayanlara 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilir.” hükmü getiriliyor!
Bunlar, hukuk devletinde akla gelmesi bile mümkün olmayan uygulamalar...
***
Trump’ın doğru bir uygulaması ise sınır güvenliği le ilgili. Trump, Kongre’ye üniforması ile gelen sınır güvenliği komutanına teşekkür etti ve "Sonuç olarak, geçen ay yasa dışı sınır geçişleri şimdiye kadar kaydedilen en düşük seviyedeydi" dedi. Bu tespit, yabancı gözlemciler tarafından doğrulanıyor.
Trump, yasa dışı göç konusunda, "Son dört yılda 21 milyon kişi ABD'ye aktı" dedi ve Biden'ı suçladı ama bu rakam biraz abartılı bulundu...
Her neyse Trump, Meksika sınırına duvar örerek, ülkesine yasa dışı geçişleri durdurmaya çalışıyor...
***
Türkiye ise tam tersini yapmaya hazırlanıyor.
Edirne Valisi Yunus Sezer, "Bu sene batı sınırımızda ilk kez fiziki sınır tedbiri gerçekleştireceğiz. Sınır hattına duvar ve çitler yapılacak. Malumunuz sadece devriye yolları vardı. Devriye yolları tamamlandı artık doğu sınırında olduğu gibi fiziki çit ve duvar yapımı için ihale yapıldı. Başlangıç olarak bu yıl 8,5 kilometre duvar yapılması düşünülüyor. Tüm sınır hattı ileriki dönemlerde yapılacak. İçişleri Bakanlığı ve Sınır Yönetimi Genel Müdürlüğü destekleriyle devam eden bir çalışma. Yunanistan sınırından başlandı, inşallah ileriki dönemde duruma göre devam edecek gibiyiz." diye açıklama yaptı.
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ise bu haberlere karşılık, "Allah akıl fikir versin! Edirne Valisi, sığınmacılar kaçmasın diye 8,5 kilometresi bu yıl tamamlanmak üzere Yunanistan sınırının tamamına duvar yapılacağını açıklamış. Sayın Vali, başka ülkeler duvarı sığınmacılar ülkeye girmesin diye yapıyor, biz de bu mantıkla sığınmacılar Türkiye’den kaçmasın diye yapıyoruz. Bırakın duvar yapmayı, isteyen sığınmacı Yunanistan’a kaçsın hatta bence görmemezlikten bile gelin." diye mesaj yayınladı.
***
Tanju Özcan, sınırlara duvar örmek gibi bir kararı tek başına Edirne valisinin alamayacağını bilir elbette.
Herhalde Almanya'ya bu defa kesin söz verildi. Sınırlardan sığınmacıların kuşu bile uçurulmayacak!
Bu arada Çayırhan kömür madenleri de zarar ediyor gibi uydurma gerekçelerle ve ısrarla yandaşlara satılmak isteniyor...
Bu anlatılanlar, hukuka ve Anayasa'ya aykırı. Hukuk ve Anayasa kurallarından bağımsız yönetim biçimine ise tiranlık deniliyor...
Tiranlık yöntemleri uygulayanların "demokrasi ve barış getireceğiz" sözlerine inanan var mı?
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/agresif-polislik-pervasiz-savcilik-ve-sonuc-tiranlik-893231h.htm