Eğitimci, araştırmacı-yazar Mahiye Morgül, gazetecilere hitaben bir not gönderdi:
“İmamoğlu İddianamesinin anahtar kelimesi ahtapot, negatiflik yükler ve korkutucudur.
Basında eleştirilirken bile kitlelere aynı korku veriliyor.
Bu savaşın adını kendileri koydular; Yeniden Kurulum, Küresel Resetleme... Önce TSK, yargı, şimdi siyaset ama eğitimde müfredatı ve ders kitaplarını saran ahtapotu 20 yıldan beri hiç görmediniz.
Bu sene dağıtılan 1.sınıf okuma yazma kitabında, okyanusun dibinde bir sandık kitap ve yılan balıkları, sizinle göz göze gelen bir ahtapot var. Çocuk o ahtapota odaklanır, kilitlenir, diğer resim ve yazılar ikinci planda kalır.
Ülkemizi ahtapot gibi sardılar, büyük saldırı altındayız. Tehlikeyi bertaraf etmenin yolu düşmanı deşifre etmekle başlar.
MEB içindeki işgal kuvvetlerini göstermeyi başaramadım. İşbirlikçilerini yaratmadan bu kadar mevzi kazanamazlardı. Eğitimi ve ders materyallerini özelleştirerek, buradan nemalandırarak işbirlikçilerini yarattılar. Siyasette de aynısıdır.
Allah hepimize direnecek güç versin.”
***
Ahtapotun bir tanesi merkezi, 8 tanesi de sekiz kolun üzerinde olmak üzere toplam 9 beyni vardır. Bu sekiz beyin sekiz kolu kontrol eder ve merkezi beyinden bağımsız olarak hareket edebilir. Ahtapotun kalplerinden biri vücudun her yerine kan pompalarken diğer ikisi solungaçlara kan pompalar.
“Ahtapot gibi” deyimi ise Türk Dil Kurumu’na göre, “sırnaşık, yapışkan ve sömürmek amacıyla birçok işe, konuya el atan kişi”ler için kullanılır.
Yahudiliğin sembollerinden biri olan şamdan da sekiz-dokuz kolludur ama herbiri inanç, umut, şefkat, irade, namus, ihtiyat ve adalet gibi kavramları temsil eder. Şamdanlardan biri merkezde, dördü sağda dördü soldadır... Günümüzde sinagoglarda daha çok yedi kollu şamdan kullanılır.
***
SOCAR şirketinin Türkiye yetkilisi Elchin Ibadov, ahtapota olumlu anlamlar yüklüyor.
Ibadov, 14 Ekim 2025 tarihinde “Ahtapot gibi liderlik” başlıklı ilginç bir yazı yayınladı. Özetle şöyle diyor:
“Bir hocam derste şöyle demişti: ‘Bir lider sürücü gibidir. Bir eli direksiyonda olmalı — bugünü yönetmek için; diğeri ise navigasyonda — geleceği anlamak ve rotayı belirlemek için.’
Uzun yıllar boyunca bu metafor bana ilham kaynağı olmuştu. Fakat zamanla fark ettim ki: Artık iki el yetmiyor. Dijitalleşme, sürdürülebilirlik, regülasyon, yeni kuşakların değerleri - hepsi aynı anda aracı farklı yönlere çekiyor.
Bu yüzden bugünün lideri, bir ahtapot gibi birçok ele sahip olmalı. Ahtapot, doğanın en akıllı canlılarından biridir: Tehlikeyi sezgisel olarak hisseder, ortam değiştiğinde rengini değiştirir, sekiz kolu ile kendisine esneklik oluşturur ve bir elini veya kolunu kaybetse bile yeniden büyütür.
Modern liderlik tam da budur: Sezgisel, esnek, dirençli ve çok yönlü.
Kurumsal çift yönlülük, sadece bir strateji değil, bir bilinç halidir. Ahtapot gibi düşünen ve davranan liderler, hem bugünün dalgalarında yönünü korur, hem de yarının akıntılarına hazır olur.
Modern liderlik artık tek bir kas değil, sekiz farklı refleksin senfonisi. Ve bu senfoniyi yöneten maestro sekiz elin harmonisini sağlayacak ruh, bilgi, birikim, tecrübe ve duyguya sahip olmalı. Bence, geleceğin lideri budur.”
***
Şimdi bu bakış açısı ışığında düşünecek olursak, şirketleri yönetirken gerekli olan özellikler, ülkeleri yönetirken daha fazla lâzım olsa gerek...
Herhangi bir ülkeyi tek merkezden kontrol etmek çok zordur. Bu sebeple, siyasi kurumları, eğitimi, medyayı, orduyu, yargıyı, ekonomiyi, kültürel ortamı ve istihbaratı kontrol etmek için en az sekiz ayrı beyin daha gerekir...
Ayrıca ülkede, ihalelelerin, maden ruhsatlarının kimlere verileceğini, orman alanlarının kime devredileceğini, hazine arazilerinin kimlere tahsis edileceğini, televizyon programlarına kimlerin davet edilip kimlerin edilmeyeceğini, kimin ne konuşacağını, memurlar bir tarafa, gazetelere hangi köşe yazarlarının atanacağını, futbol endüstrisini kimlerin yöneteceğini, kısacası hayatın her alanını belirlemek, düzenlemek için her sekiz kola ayrı ayrı sekizer, onar beyin daha gerekir değil mi? Her alanda ahtapota bağlı ahtapotçuklar olmalı ki işler yürüsün!
“Ahtapot gibi” denilince, böyle bir manzara akla geliyor... Tabii merkezi beyin, bütün kolları tek başına yönetmeye de çalışabilir... Her iki durumda da bu yönetim şekline otokrasi denilir... Dünyada seçimli örnekleri de var seçimsizi de...
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ahtapot-gibi-liderlik-979952h.htm

