Demirhan Durmuş Çelen


İkinci daima kaybedenlerin birincisidir

İkinci daima kaybedenlerin birincisidir


'Gözlerde ihanet varsa sözlerde sadakatın ne önemi var ki...!'                                                                                           

İyi Parti artık görülen gerçek üzerine ikinci olmak istemiyor 6'lı masada.                                                                    

Terör hiçbir zaman serseri olmadı arkasında ki güçler sayesinde 'Planlı Hedefsel' güç oldu.

Kısacası muhalefetin diğer üyeleri seçim oryantasyonun da gelecek vizyonun da ki önem arz eden fikirleri iyi irdelemeliler ve yeni strateji belirlemeliler yoksa ‘kaybedenler Kulübü’nün üyeleri olarak kalacaklardır ki biz onların da akıllı yeni strateji üreteceklerini düşünüyoruz.

Çok kıymetli Meral Akşener, devlet tecrübesi ve tecrübeye dayalı siyasi stratejik aklıyla kesinlikle hem ulusal hem de uluslararası dengeyi gözeterek ilmi siyasetle mesajlarını çok kabiliyetli vermektedir.

6'lı masanın kurucu öncüsü sayın Kılıçdaroğlu dahi olsa 6'lı masaya sadakatin olmazsa olmazını defa ten açıklamıştır.

Aşağıda terör, terörist, suç suçlu ve millet ayırımı oldukça geniş izah etmeye çalıştık bu çerçeveye dikkat ederek siyasetçinin iş birliğinde hiçbir sorun yaşanmayacaktır.

Ülkemizde siyasi partilerimiz devlet bekasını ne olduğunu iyi bilir, siyaset ile bekayı ayırır. İkisini birbiri ne karıştırmaya çalışan siyasileri de kabiliyeti ile ayırır.

Şimdi gelelim ülkemiz içinde ki terör konusuna;

Bir ülkede terör varsa arkasında inanız buna, tek yabancı devlet vardır, talimatı tek merkezden alır.     Yani Rusya'nın PKK'sı ayrı, İran'ın PKK'sı ayrı, Suriye'nin PKK'sı ayrı düşünülmemeli.                                                    

Eğer ki bir başka ülke PKK'yı taşeron olarak kullanıyorsa bilin ki 'Merkez Devlet' kimse veya patron ül ke kimse onun istihbaratının bilgisi dahilindedir kesinlikle emin olunuz.

VE biliniz ki, Türk Milleti gerçekler her ne olursa olsun teröre karşı oldukça hassastır affetmez.        

Partiymiş, iktidarmış veya yabancı güçlermiş tanımaz ve ardına bakmaz kısacası sözün bittiği yerdir orası.

Şimdi diyebilirsiniz ki İktidar açılım da oy uğruna hatalar yaptı biz siyaset gereği mecliste olan bir parti ile organik bir bağımız olmasa da insan hak ve öz gürlükleri çerçevesinde dengeli gidiyoruz, bunu diye bilirsiniz.

Ancak bombaların altında ki Türk Milleti bu durum da 'gerçekler senaryosuna' bakmaz affetmez, gerçeği terörün belini kırmak sıfırlamaktır, gerekirse iş başa düşerse gözünü kırpmadan gereğini yapar bu konuda milletimizin iradesi hiç kuşkunuz olmasın fevkindedir.

Hangi parti olursa olsun dağdan beslenirse legal mi değil mi vicdanlarda tartışılmaz, yarından itibaren onlarda iyi düşünmeliler Taksim deki terörist eylemi şerdir buradan ders alarak hayra teslim olmalılar.

Birazdan daha net anlaşılacaktır terörist ayırımında.

Bizler doktrini iyi bilen tecrübeli insanlarız dikkat ederseniz kullandığımız kelimeler spontane dahi olsa ölçülüdür saatlerce düşünerek yazmasak da tecrübemiz gereği düşüncemiz oldukça hızlıdır an itiba riyle yazıyoruz.

Mesele karalamak veya suç istinattı yaratmak asla değildir.

Ancak İktidar açılım da Türkiye'yi strese soksa dahi süreci az kazayla atlatmış ve 15 Temmuz da açılım sürecinde kontrol edemediği illegal güçleri bertaraf etmeyi devletimiz ve milletimiz sayesinde absorve etmeyi başarmıştır.

Kaldı ki sayın Davutoğlu'nun Başbakanlığı dönemin de iktidarın seçim stratejisi 'Milliyetçilik' olmuştur o günden bugüne bu strateji daha radikal devam etmektedir.

Sonuç; İçerde terör söz konusuysa geçmişin 'siyaset stratejisini' eleştirmek çaresizliktir çünkü ateş düştüğü yeri yakar.

Öyle bir gücünüz yoktur. Devletin gücü iktidarla birleşmiş durumda açılım döneminde içindeki illegal güçlere rağmen absorve edebilmiş, ilk seçim de de oy almayı başarıp ciddi çoğunlukla iktidar olmuş tur.

Efendim tamam da demokrasi var iktidara giden yolda iktidar hangi argümanı kullandıysa bizde dikkatlice aynı yoldan gidiyoruz farklı bir düşünce sistematiğimiz yoktur diyebilirsiniz.

İçerde ki terör ile dışarda ki terör hiçbir zaman aynı değildir. Dışardaki terör savaş misali şehitlik mertebesidir vatan müdafaasıdır, milletimiz bunu devletin bekası olarak düşünür 'sabrı yönetir'. İçerde terör artarsa devlet ile bir olur gerekirse bizzat kendi dahi müdahil olur örnekleri geçmişte vardır.

Terörü, teröristi, suçu ve suçluyu bu milletten ayırmalı ayrımcılık bu konuda yapılmalı.

Ve bu millet içerde ki terör de 'Suriyeli Kürt' terörist.                                                                                                                           

PKK'lı terörist diye ayırım yapmaz ancak vatandaşımızla teröristi iyi biliniz ki ayırır.

Demek istediğim her ne kadar PKK terör örgütü bu saldırıyı üstlenmemiştir, kaldı sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu teröristin kimliğini stratejik bir dille 'Suriyeli Kürt Terörist’’ diye ifade etmişlerdir

Şunu özellikle belirtmeliyim ki, milletimiz bir bütündür her vatandaşı kadimdir birinci sınıftır. Yeni vatandaşlıklar devletlerarası statü gereği şartları uygunsa verilen oturum belgesidir milleti anayasal bağlar kadim birlik tarihi sürecin birliğidir millet olmanın gereğidir biz birlikte Türk Milletiyiz ayrı gayrı yoktur ne kitabımızda ne de vicdanımız da bu böyle biline.

Türkiye dışındaki ırkçı düşünceler ve ırklar terörle iktisaplı ise ezer geçeriz. Kim ki, yurdumuzda ki birinci sınıf vatandaşlarımızı onlarla bir tutuyor politika geliştiriyorsa bedelini ağır ödetir bu millet.

Kısacası 'Suriyeli Kürt Terörist' ile PKK'lı teröristi kadim tecrübe ile ayırırken devlet terörist ile yabancı güçlerin Asya da stratejik güç oluşturma stratejisini de iyi ayırır.

Birde içerde mülteci olan sonradan 'yeni vatandaş' statüsü kazanan masumiyeti devletçe karin olan Suriyeli vatandaşla Suriye de terörden beslenen orijini Suriyeli olan teröristi de ayırma kabiliyetine kadim devlet, millet geleneği gereğince vakıftır.

Kısacası taş taş üstünde, baş baş üstünde kalmayacak şekilde harekete geçtiğinde terörist kimden diye ayırmazken ona destek veren devleti unutmaz içer de de gerekli temizliği yapar bunu bilesiniz.

Sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu 'Suriyeli Kürt Terörist' derken 'Kürt' kelimesini özellikle bu  stratejik bakış ile kullandığını düşünüyoruz.

Aksini düşünmek devlet aklımıza yakışmaz.                                                                                                                

Devlet rastgele söz söylemeyeceğine göre stratejik analiz etmek bize yakışanıdır.

Devlet bu konularda sadece siyasetçiye işi bırakmaz strateji üretir sayın bakanımız herhalde danışmanları ile istişare sonucu kendi siyasi üslubu ile bu gerçeğin ilk ipucunu vermiştir.

'ASA' dediğimiz bize ait kısaltma olan düşünce sis temimiz ile yani 'Algoritmik Stratejik Analitik' dü şünce yetimiz ile ortaya koymak istediğimiz tespittir.

Yoksa ne iktidarın ne de siyasetin eyyamcısı olmadık olamayız. Bunlar naçizane tespitlerimizdir.

Eleştirilebilir muhakkak ama eleştirirken partizan düşüncesizlikle eleştirenlere deriz ki sen yaranmak için veya her ne olursa önce ikbalim diye hata yaparken dikkat et yaptığın hata ihanetini örtmesin veya ihanete gitmesin.

Devlet Türk Milletinindir.                                                                                                                                                                     

Irksal değildir, ırksal düşüncesi yoktur, hiç olmamıştır

Ve 'Devlet Ebedî Müddettir.'

Birde içerde mülteci olan sonradan 'yeni vatandaş' statüsü kazanan masumiyeti devletçe karin olan Suriyeli vatandaşla Suriye de terörden beslenen orijini Suriyeli olan teröristi de ayıracaktır.

Çünkü devlet vicdandır, teröristi temizlerken masumu ayırır milletimizin bu önemli konuda bilgisi olursa yorumcular dikkatli olursa milletimiz bilgilendirilirse aynı vicdana gelir ki devletimiz bu vicdana sahiptir, milletimize bu vicdanı öğütleyecektir.

Külliyen de port hem gidenleri kinlendirir o kadar emeğimiz var milletçe, devletçe hem de Suriye de terörist sayısının artmasına sebebiyet verecektir keza buradan zorla göçe tabi olan Suriyeliler ülkele rine dönünce teröriste sempati besleyeceklerdir. Hiç kimse ne dostluğu unutur ne de zulmü, devleti miz zulüm etmez ancak ülkesini illegal güçlerden ne pahasına olursa olsun korur.

Burada önem arz eden Suriye devletinin geçmişte teröristlerin taşeronluğunu yaptığını hiç unutmadık binlerce şehitlerimiz var unutamayız ama masum halk ile teröristi de ayıracak kadar 'vicdani tecrübemiz' de vardır onu hassasiyetle belirtmek istedik.

Oldukça detaylı arz etmeye çalıştık çünkü bu tarz konular hassasiyeti olan konulardır, cımbızla kötü niyet ile farklı amaç ile kullanılmaması için uzun tutmak durumunda kalıyoruz. Yoksa çok kısa izah etme yeteneğimiz var ancak bu yazıları sadece danışmanlara ve diplomatlara yazmıyoruz, milletimize yazıyoruz.