Uzun yıllar önce borsada yapılan yolsuzluk, usulsüzlük gibi durumları yazardım. Sonra bir gün “İbrahim seni susturacaklar” uyarısı geldi.
Ve çok geçmeden 15 günde 11 lot zararına işlemi manipülasyon olarak gören SPK’nın suç duyurusu elime ulaştı.
Önce borsadaki lisans sınavlarım iptal edildi; yani borsa piyasasında çalışma hayatım iptal edildi. Sonra yargılama başladı ve ikinci duruşmaya geçmeden mahkeme hakimi değişerek çok acil kapsamında haftada bir duruşmaya geçildi.
Sonuç: Tavandan 3 yıl hapis.
Gazetecilik serüvenim böyle başladı da diyebilirim. Susturulmak istenirken medyaya geçmiş oldum.
***
Klasik Yöntem - Manipülasyon: Klasik borsa vurgunu dediğimiz olay manipülasyon olarak halka sunuluyor. Bir veya birkaç borsa oyuncusu bir hisse fiyatını düşükten alıp yükseltirler. Sonra da yüksek fiyattan bu hisseleri satmaya çalışırlar.
Bu vurgun yöntemi çok ama çok risklidir. Hatta birçok borsa spekülatörü bu yöntem yüzünden servetlerini kaybetmiştir. Hem riski büyüktür hem de en gözde ceza içeren işlemlerdir.
Mesela hisse fiyatı çok çıkan şirketin patronu pat diye elindeki hisseleri satabilir… Ya da bedelli sermaye artırımlarını peşpeşe yapabilir.
Ayrıca SPK size maddi ceza kesebilir ve borsa yönetimi işlemleri kısıtlayabilir. Mesela kredili işlemi yasaklayabileceği gibi takas işlemini de geciktirebilir. Yani bugün aldığınız hisseyi ertesi gün satabilmek gibi.
Manipülasyon bir miktar sübjektif değerlendirmeler içerdiği için günlük oyuncular açısından çok risklidir. Hatta ekonomi basınında da en tatlı ve basit konu manipülasyon olduğundan kendinizi sayfalarda da bulabilirsiniz.
Ben şahsen bugüne kadar manipülasyon konularına hiç girmedim.
Benim için ikinci vurgun yöntemi daha önemliydi:
Patron Operasyonları: Geçmişte en fazla konuşulması gereken ama en az konuşulan vurgun yöntemi buydu. Patronlar kiralık katil misali bir veya bir kısım oyuncu ile işbirliğine giderek planlı-programlı operasyon çekerler.
Burada asıl hakim olan patrondur. Mesela bedelli sermaye artımı öncesi hisse yukarı çekilir; sonra patron büyük bir bedelli artırımına gider. Hatta bir de bakmışsınız ki, “şirketim yabancılara satılıyor” açıklaması yapan patron borsada son hisselerini de satmıştır…
Ve şirket iflas eder.
Bu ve benzeri öyle operasyonlar oldu ki, SPK geçmişte bunların çoğunu ya çözemedi ya da basit manipülasyon cezaları verdi.
Oysa ortada örgütsel bir dolandırıcılık vardır ama ya görülmedi ya da görülmek istenmedi. Yıllarca bu tür oyunları yazdım… Nerede ise tek başıma kaldım ama bu oyunları hep yazdım.
YENİ YÖNTEMLER
Size şimdi yeni yeni yöntemleri anlatayım.
4 adet halka açık değeri düşük küçük küçük şirketleriniz var. Diyelim ki bu şirketlerin ederi 5’er milyon liradan toplamı 20 milyon liradır.
Bu şirketlerin sahibi olan bir V-Holding kuruyorsunuz. Ama sonra gidip borsada bu 4 şirketin hisselerini (hepsi sizde olduğundan) aşırı yükseltiyorsunuz. Artık her bir şirketinizin borsa değeri 10’ar milyar liraya ulaşmıştır ve 4 şirketin toplam piyasa fiyatı da 40 milyar liradır.
İşte tam bu sırada V-Holdinginizi 40 milyar değer üzerinden makul bir iskontolu fiyat ile halka açıyorsunuz. Diyelim ki, V-Holdingi 33 milyar TL iskontolu fiyattan yüzde 40 oranında halka satıyorsunuz (13,2 milyar lira nakit para toplamak demektir).
Ne oldu şimdi?
20 milyon liralık dandik 4 şirket üzerinden bir anda 13,2 milyar lira nakit para kazanmış oldunuz. İşte büyük vurgun budur.
20 milyon lira ile 13,2 milyar lira vurabilen oyuncu devamında neyi nasıl vurmaz ki… Bana ilk 1 milyonumun hesabını sormayın sonrasının hesabını tek tek veririm misali…
MODA FONLARDA
Yukarıda anlattığım modeli fon olarak düşünün. Borsadan düşük değerde bir şirket hissesi alıyorsunuz ve hisseyi sürekli yukarı çekiyorsunuz.
Fondaki hissenin fiyatı yükseldikçe fonun değeri de yükseliyor. Bir anda fonunuz 2-3 milyar TL kar edebiliyor veya değeri bu derece artabiliyor.
Bir veya birkaç hisse ile yapılan bu zincirleme değer arışı üzerinden kazan-kazan formülü deli gibi çalışıyor.
Hisse kazanıyor-fon kazanıyor; fon kazanıyor-siz kazanıyorsunuz.
Bütün mesele bu dönemde fonu yüksek fiyattan satabilmenize bağlı. Zincirin işlemesi için fona giren para ile hissenin tavan tavan gitmesini sağlayacak alışların yazılabilmesi çok önemli.
Seçil Erzan’ın saadet zincirinden pek farkı olmayan bir zincir sistemi. Ya da Kenan Şeranoğlu’nun TİTAN saadet zinciri…
Değişen ne ki?
Vuran belli vurulan belli… Dilan-Engin Polat Sistemi nasıl acaba? Ödenen veya ödenmeyen vergilerden anlarmıyız? Maliye gerçekten incelerse tabii
https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/borsada-vurgun-nasil-yapilir-1605483