Arslan Bulut


Çözüm süreci mi “Büyük İsrail’e geçiş süreci” mi?

Geçiş sürecinde genel talepler ve haklar değil kapsamdaki kişiler için geçişi sağlayacak teknik ve pratik hukuki koşullar esastır. Geçiş süreci bittiğinde bu kişilerin mevcut hak ve yükümlülük sistemine entegrasyonu gerçekleşir.


Cumhurbaşkanı baş danışmanı Mehmet Uçum, sürecin başarılı olabilmesi için ayrı ve özel bir “geçiş süreci kanunu” çıkarılması gerektiğini savundu.

Uçum, “Türkiye bu konuda 2014 yılında çıkan 6551 sayılı kanunla bir tecrübeye sahip. 6551 sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun terör örgütünün fesih ve silah bırakma koşullarını sağlamak içindi. Bugün örgütün kendini feshettiği ve silahların yakılmasıyla silah bırakma aşamasına geçilen bir durum var. Bu duruma uygun yeni bir düzenleme yapılması çok daha doğru bir yaklaşımdır.

Bu yüzden mevcut duruma uygun ayrı ve özel bir ‘geçiş süreci kanunu’ çıkarılması en isabetli çözüm olur.” diye yazdı.

Uçum, yazısını, “Geçiş sürecinde genel talepler ve haklar değil kapsamdaki kişiler için geçişi sağlayacak teknik ve pratik hukuki koşullar esastır. Geçiş süreci bittiğinde bu kişilerin mevcut hak ve yükümlülük sistemine entegrasyonu gerçekleşir. Devamında ulusal demokrasiyi güçlendirecek, hak ve özgürlükleri geliştirecek çalışmalar gündeme gelir ve sağlanacak mutabakatla hayata geçer.” diye bitirdi.

Bu yazıdan, silah bırakacak teröristlerin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bütün haklarından yararlanabilmesi için özel bir kanun çıkarılacağı anlaşılıyor.

***

PKK terör örgütünün başı Abdullah Öcalan da örgüte yakın bir basın sitesi aracılığıyla, Temmuz ayında videolu açıklama yapmış ve “Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Kısır mantıklı, önce sen-ben kısırlığına düşmeden, adımların atılmasında dikkat ve hassasiyetin gösterilmesi şarttır. Atılan adımların boşa çıkmayacağını biliyorum. Samimiyeti görüyor ve güveniyorum.

Herkesin üzerine düşeni yapması, Barış ve Demokratik Toplum hedefine ulaşılması, pozitif entegrasyonalist bir perspektifle mümkündür.” demişti.

Öcalan, komisyonun kanunla kurulmasını istemişti! Şimdiki haliyle komisyonun hiçbir hukuki dayanağı yok. Dolayısıyla Uçum’un bahsettiği kanun çıkarılarak bu eksiklik giderilmiş olacak ve teröristlere hukuki güvence verilmiş; “teröristlerin toplumla entegrasyonu” sağlanmış olacak!

***

Filistinli siyasetçi ve yazar Nebil Amr ise İndependent Türkçe’de yayınlanan “Netanyahu, ‘Büyük İsrail’ bombasını neden patlattı?” başlıklı yazısında, şu ifadeleri kullandı:

“Netanyahu, yakın zamanda, birçok kişinin bir ses, sis veya seçim bombası olarak gördüğü bir bomba patlattı.

‘Büyük İsrail’i kurmak için babalarından ve dedelerinden miras aldığı ‘ilahi bir yetki’ye sahip olduğunu deklare etti.

Bu, Batı Şeria, Gazze, Lübnan ve Suriye'ye uzanan işgalleriyle mevcut İsrail'in artık ‘ilahi yetkiyi’ somutlaştırmakta yetersiz kaldığı anlamına geliyor.

Bu nedenle, Ürdün ve Mısır gibi bazı komşuların topraklarının bir kısmına ihtiyaç var!

İnsan gücü ve askeri güç dengesi göz önüne alındığında, İsrail'in bu ek yayılmacı emellerini uygulanabilir bir proje haline getirme imkânı yok.

Ancak Netanyahu'nun Büyük İsrail arzusunu dile getirmesinin bile özellikle de bölge hâlâ çözümsüz savaşlarla boğuşurken, Ortadoğu'yu zehirleyecek farklı bir iklim yaratması kaçınılmaz.”

***

George W. Bush da, Körfez Savaşı’nı başlatırken, “Bu bir Haçlı Seferidir, Türkiye bir cephe ülkesidir” demiş ve bunun için Tanrı tarafından görevlendirildiğini söylemişti...

Peki Cumhur İttifakı, bu sürece hizmet eden uygulamalar için kimden yetki aldı? Mesela, Amerikan yörüngesindeki Suriye politikası, hangi yetkinin eseridir? “Ensar-muhacir” edebiyatıyla, Türkiye’nin nüfus yapısını değiştirmek, sonra da değişen nüfusa dayanarak Türk-Arap-Kürt devletinden bahsetmek hangi yetkinin eseridir?

Filistinli yazar, İsrail’in askeri gücünün Mısır ve Ürdün topraklarını işgal etmeye yetmeyeceğini söylüyor! Doğru ama buna gerek yok ki! Suriye, Türkiye sayesinde İsrail kontrolüne nasıl geçtiyse, Mısır ve Ürdün topraklarının bir kısmı da geçebilir! Bu da olmazsa, Öcalan’ın talepleri, Meclis’te adım adım çıkarılacak yasalarla ve nihayet Yeni Anayasa ile kabul edilerek Türkiye bir konfederasyon haline getirilir de Tom Barrack’ın dediği gibi “Türkiye, İsrail, Körfez ülkeleri, Suriye, Lübnan, Irak, Ürdün, Azerbaycan, Ermenistan birleştirilir”se Büyük İsrail kurulmuş olmaz mı?

ABD de Zengezur koridoruna bu hedef uğruna yerleşmiyor mu?

Geçiş süreci, “Büyük İsrail’e geçiş süreci” demektir. Türkler, bunu anlarsa, bütün sorunlar kendiliğinden çözülür!

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/cozum-sureci-mi-buyuk-israile-gecis-sureci-mi-947780h.htm