Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Altay tankının teslimi töreninde konuşurken "20-25 yıl önce" diye başladığı cümlesine “Ülkemizde bir toplu iğne üretemiyorduk” diye devam ediyor. 71. yaşının içinde olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Kardemir, Erdemir ve İsdemir’e dair temel bilgileri bilmemesine imkân ve de ihtimal yok

Karabük Demir-Çelik (Kardemir) Fabrikaları
Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ağır sanayi tesisi olan ve kuruluş fikri 1925’e uzanan Karabük Demir-Çelik (Kardemir) Fabrikaları’nın temeli, Başvekil İsmet İnönü tarafından 1937 yılında atıldı.
Kardemir’in kuruluş talimatını bugün 102. yılını kutladığımız Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk vermişti.
Türkiye’nin yassı çelik üreten ilk tesisi olan Ereğli Demir Çelik (Erdemir) 1960’ta, İskenderun Demir Çelik (İsdemir) ise 1970’te kuruldu.
28 Ekim 2025 Salı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, seri üretim hattından yeni çıkan Altay tankının teslimi töreninde konuşurken "20-25 yıl önce" diye başladığı cümlesine “Ülkemizde bir toplu iğne üretemiyorduk” diye devam ediyor.
Referans gösterdiği 2000 yılında; otomobil, buzdolabı, gemi, inşaat sanayilerinde kullanılan demir çeliği üreten fabrikalardan; Kardemir 63, Erdemir 40, İsdemir ise 30. yaşını kutluyordu.
Erdoğan toplu iğne örneğini savunma sanayi karşıtlığı üzerinden kurmasının anlamı savunma sanayi alanındaki gelişmeleri öne çıkararak, gücü sergilemek olmalı.
Ancak 71. yaşının içinde olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Kardemir, Erdemir ve İsdemir’e dair temel bilgileri bilmemesine imkân ve de ihtimal yok.
Dahası şöyle: Erdemir, Erdoğan’ın “toplu iğne bile üretilmiyordu” dediği zaman kesitinde 2005’te kendisinin başbakanlığı ve imzası ile özelleştirildi.
Erdoğan’ın bunu da hatırlamıyor olmasına imkân ve ihtimal yok. Ama söylüyor, çünkü söyleyebiliyor. Üç yıl önce de söylemişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2022’de de Gebze Bilişim Vadisi’nde katıldığı ödül töreninde dönemin bakanı Mustafa Varank’ın konuşmasına atfen, “Az önce sayın bakanımız tüfeklerden bahsetti. Bırak tüfeği Sayın Varank, ne tüfeği, bu ülke toplu iğne üretemiyordu” demiş, bu sözün ertesinde, Türkiye’nin 1951’de kurulmuş toplu iğne üreten ilk fabrikası ile ilgili haberler yayımlanmıştı.
Peki yayımlandı da ne oldu? Hiç.
Aynı hatanın tekrarını engelleyebilecek bir toplumsal atmosfer ve medya ortamı yoksa, düzetici yayınların da hükmü bulunmuyor. Erdoğan’ın çevresindeki kimsenin de temel bir tarihsel yanılgıya düşmemesini sağlamaya yönelik önceliğinin olmadığı (ya da kalmadığı da) ortada.
Belki de gerçekliğin, paralı algoritmik çarkların içine atılıp yeniden kurgulandığı bir çağda ve rejimde, böylesi bir beklenti safdillilik bile olabilir.
Bu gömleğe razı gelmemek
Öte yandan bugün Atatürk’ün ifadesiyle “en büyük bayram” olarak 102. yılını kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihini, 2001 yılında kurulan AKP ile başlatmaya yeltenme adeti de yeni değil. Aksine uzun bir müddet yinelenmeye doyulamayan, çoğumuzu da güldüren bir adet olarak sıklıkla karşımıza çıktı. Yakın tarihte birçok iktidar mensubunun benzer konuşmaları yaparak; AKP öncesinde traktör, yol, buzdolabı olmadığını söylemişlikleri var bildiğiniz üzere. Ne var ki, iktidar mensupları açısından bu mübalağa sanatını sergileyebilecekleri bir ortam artık mevcut değil.
Eğitim ve toplumsal hayat başta olmak üzere Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet ile sürekli hesaplaşarak erozyona uğratma çabası içinde bir siyasal iktidarın varlığına karşın; Türkiye’de laiklik başta olmak üzere Cumhuriyet değerlerine gönülden bağlı milyonlarca yurttaş da giydirilmek istenen bu gömleğe razı gelmiyor. Şaibeli 2017 referandumuyla geçilen mevcut rejimin bütün zorlamasına, toplumsal hayat normlarının geriye düşmesine rağmen direnç gösteriyor üstelik. Umut, bu direncin özünde.
Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Cumhuriyetimizi kuranları saygı ve teşekkür duygularıyla anıyorum. En büyük bayramımız kutlu olsun.
https://t24.com.tr/yazarlar/cigdem-toker/cumhuriyet-in-102-yilinda-toplu-igne-meselesi,52167

