Fehmi Koru


Endişe telaşa yol açıyor; acaba telaş seçimi yaklaştırır mı?

‘Terörsüz Türkiye’ adıyla pazarlanan, DEM’i yanına çekerek PKK’ya silah bıraktırma girişiminin fikir babası Devlet Bahçeli’nin son bir-iki mesajı, telaşın MHP’ye de sirayet ettiğinin işareti sayılabilir.


Nereye gitsem, kiminle karşılaşsam hep aynı soruya muhatap oluyorum. Herkes ülkenin içinde bulunduğu durumu merak eder görünerek aslında gelecekle ilgili beklentileri öğrenmeye çalışıyor.

Soruların biçiminden, insanların bugünleri kayıp olarak gördükleri, işlerin yakın gelecekte düzelip düzelmeyeceğini merak ettikleri anlaşılıyor.

Muvafık-muhalif fark etmez, hemen herkes endişeli.

Benim ise merakım şu: Acaba ‘Cumhur İttifakı’nı oluşturan partilerin -AK Parti ile MHP’nin- yöneticileri ne durumdalar? Kendilerinden eminler mi, yoksa zeminin altlarından kaydığını mı düşünüyorlar?

Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı MHP, siyasetin liderlerinin belirlediği sınırlar içerisinde yol aldığı kanaatiyle, yakın zamana kadar kendine güvenin tam olduğu görüntüsü veriyordu; buna karşılık büyük ortak -AK Parti- olayların aleyhine geliştiği endişesini dışa vuran davranışlar sergiliyordu.

Günümüzde iki ortak aynı noktada buluşmuş durumdalar: MHP de AK Parti kadar endişeli…

AK Parti, hiçbir iktidar partisinin, seçimlere henüz üç yıl varken sergilemeyeceği türden yanlışlıkları birbiri ardına yapıyor.

Devletin bütün imkanlarını kullanmaktan kaçınmayarak…

Genel seçimde ve cumhurbaşkanı seçiminde karşısında rakip bırakmak istemiyor AK Parti.

CHP’yi kapatmak veya hiç değilse yönetimini yerinden edip başına bir ‘kayyım’ atamak türünden, yetkililer tarafından yalanlanan uçuk-kaçık senaryolar, partiye yakın kalemler ile yorumcular tarafından dillendiriliyor…

AK Parti ile MHP’nin bir sonraki seçimde de cumhurbaşkanı adayı olmasını arzu ettikleri kişi, 2014 yılından beri o konumunu koruyan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan

İki ortak, önceki üç seçimde olduğu gibi, Erdoğan’ın karşısına ‘kazanamayacak’ bir aday çıkması beklentisindeler…

Oysa bu defa muhalefetin ‘kazanabilecek’ adayları var…

Tam üç kez iktidarın adaylarını yenip İstanbul büyükşehir belediye başkanlığını kazanmış Ekrem İmamoğlu, halktan 15,5 milyon imza da toplayarak, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı oldu.

Başına neler geldiğini biliyoruz: 35 yıl önce aldığı diploması iptal ettirilerek aday olamaz hale getirildi İmamoğlu. Ardından, hakkında yolsuzluk ve terörle iltisak iddialı davalar açıldı. Tutuksuz da yargılanabilecekken 1,5 aydır Silivri Cezaevi’nde tutuluyor.

Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı yarışında önü kesilirse CHP’nin aday olarak öne sürebileceği ‘kazanabilecek’ bir başka adayı daha var: Ankara büyükşehir belediye başkanlığını iki kez kazanmış Mansur Yavaş

İki ‘kazanabilecek’ adayın varlığı AK Parti’yi telaşlandırıyor ve o telaşla yaptıkları, yalnız cumhurbaşkanlığı seçiminin değil, bir sonraki genel seçimin sandık başarısını da tehlikeye düşürüyor.

O telaş içerisinde aldıkları her karar, attıkları her adım, iktidar ortaklarının durumunu zorlaştırıyor. [Bakınız: Kamuoyu yoklamaları.]

Geçim sıkıntısı çekenleri seçim öncesinde rahatlatmak amacıyla uygulanan döviz rezervlerini çoğaltma amaçlı ekonomi politikası bir çırpıda çöküverdi. Dolar-TL dengesini korumaya dayalı kur politikası da bozuldu. Dolar yerine TL’ye ilginin artırılmasını sağlamış olan yüksek faizi kademeli olarak indirme işlemi başlamışken, yeniden fahiş faize dönüldü.

Faizi yüksek, TL’sinin değeri düşük, rezervleri asgaride bir ekonomi, siyasi alandan duyulan endişenin ürettiği telaşın sonucu; ancak katmerleşen bu sonuç, telaşı daha da büyütüyor…

Her gün gerçekleştirilen şafak vakti operasyonları bu tavan yapmış telaşın dışa vurumu.

Telaş, iktidar sözcülerinin üsluplarına da yansıyor.

AK Parti içerisinde siyasette var olma sebeplerini sorgulamaya yol açabilecek, tabanına 28 Şubat sürecinde kendilerine yaşatılanları hatırlatabilecek bir gelişme bu.

Yalnız AK Partililerin üslupları bozulmadı, telaş MHP sözcülerini de sarmaya başladı.

Terörsüz Türkiye’ adıyla pazarlanan, DEM’i yanına çekerek PKK’ya silah bıraktırma girişiminin fikir babası Devlet Bahçeli’nin son bir-iki mesajı, telaşın MHP’ye de sirayet ettiğinin işareti sayılabilir.

İşler, belli ki, MHP’nin istediği ve beklediği gibi gitmiyor.

Bahçeli, mesajlarıyla, bir yandan CHP’yi köşeye sıkıştırmaya, DEM’i kendisinin çizdiği sınırlar içerisinde kalmaya zorlarken, bir yandan da ortağını yerine getirmeye direndiği uygulamaları kabule doğru çekmeye çalışıyor.

Ancak bu üç farklı hedefe birden varılması imkansız derecede zor.

En başta belirttiğim, gittiğim her yerde karşı karşıya kaldığım sorular, genellikle bu karmaşalı tablonun eseri. İnsanlar bugünlerin kaybının farkındalar ve geleceklerinin -hatta çocukları ve torunlarının geleceklerinin de- tehlikeye düşebileceği endişesindeler.

Onların endişesi büyüdükçe siyasilerin telaşının artması kaçınılmaz.

Seçim beklenenden de yakın olabilir.

https://www.karar.com/yazarlar/fehmi-koru/endise-telasa-yol-aciyor-acaba-telas-secimi-yaklastirir-mi-1603734