Işıner Güngör

Geçmişten Geleceğe Gazetecilik

Koşullar ne olursa olsun kamuoyunu aydınlatmayı kendine görev bilen gazeteciler, mesai kavramının ötesinde kolay veya zor ayrımı yapmadan çalışmaktadırlar.


Işıner Güngör


Geçmişten Geleceğe Gazetecilik

Koşullar ne olursa olsun kamuoyunu aydınlatmayı kendine görev bilen gazeteciler, mesai kavramının ötesinde kolay veya zor ayrımı yapmadan çalışmaktadırlar.


Gazeteler güncel bilgileri halka ulaştırarak insanları aydınlatmayı amaçlamaktadır. İlk Çağ’dan günümüze insanlığın hizmetindedir. Gazetelerin ilk hâlleri toplumu ilgilendirecek olayların ve kararların duvarlara asılmasıyla olmuştur. Şehirlerin farklı yerlerindeki duvarlara asılan yazılar ilk gazeteciler olarak adlandırabileceğimiz vakanüvislerin emeğiyle gerçekleşiyordu. Zamanın olaylarını tespit eden ve yazan vakanüvisler çamurdan yaptıkları tabletlerin üzerine bilgi verecekleri olayları yazıp fırınlıyorlardı. Fırınlama işleminden sonra da bu tabletleri şehrin görünecek yerlerine asıyorlardı.

Babil İmparatorluğu, Antik Mısır, Çin İmparatorluğu, Eski Yunan ve Roma İmparatorluğu’nda ilk dönem gazetelerini görmek mümkündür. İmparatorluklar kendilerinden önceki gazetecilik uygulamalarına katkı sağlayarak gelişmesine neden olmuştur. Tarihsel belgelerde bahsedildiği üzere dünyanın en eski gazetesi Orta Çağ’da Çin’de basılmıştır. Gazete niteliğine haiz King Pao isimli gazete M.S. 911 yılında düzenli haberler yayıyordu. 

Daha sonra Yeni Çağ’da kâğıt ve matbaa alanındaki gelişmeler ve denizaşırı seyahatler Avrupa’daki sosyal kültürel hayattaki hissedilir değişimlere neden olmuştur. İlk başta dini kitaplar şeklinde olan basımları, düşünsel eserler izlemiştir. Yerleşim yerleri arasındaki ulaşım sürelerinin kısalması süreli yayınların daha sık basılmasını sağlamıştır. Çünkü artık basılan eserler kolaylıkla dağıtılabiliyordu. 16. yüzyılda yıllık olarak yayımlanan basın ürünleri zamanla altı aylık arayla yayımlanmıştır. Alman İmparatoru II. Rudolph döneminde ise haber dergileri ayda bir yayımlanmaya başlanmıştı.

Avrupa kıtasında ilk gazeteler 17. yüzyılda yazınsal hayatta yer bulmuştur. 18. yüzyılda dünyada birçok ülkede gazete basılmaya başlanmış, 19. yüzyılda ise gazetelerde kurumsallaşma yaşanmıştır. 

Osmanlı İmparatorluğu’nda sosyal yaşamda ve devlet yönetiminde modernleşme uygulamalarına neden olan Tanzimat Dönemi’nde Türk basın tarihinin ilk gazetesi 1831 yılında Takvim-i Vekayi olmuştur. Özel teşebbüslerin girişimleriyle yeni gazeteler de çıkarılmıştır. Cumhuriyet’in kurulmasından sonra da basına önem gösterilmeye devam edilmiştir. Günümüze kadar geçen sürede Türk basınında birçok gelişme yaşanmıştır.

Bu gelişmelerden bir tanesi basın çalışanlarının haklarına yasal güvence sağlayan 212 sayılı Basın İş Kanunu’dur. 1961 yılında kanunun kabul edilmesinden sonra her yıl 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlanmaktadır. Türkiye’de konuyla ilgili birçok kişi ve kuruluş tarafından tebrik mesajları yayınlanmaktadır.

Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Yılmaz tarafından da günün anlamı çerçevesinde bir kutlama mesajı yayınlandı. İnsan hakları ve özgürlükleri kapsayan bir yönetim biçimi olan demokraside basının önemi ve gelişen teknolojiyle haberleşme süreçlerinde yaşanan değişime yönelik tespitlerde bulundu. 

Basın, insan merkezli müreffeh bir demokrasinin en önemli unsurlarından biridir. Koşullar ne olursa olsun kamuoyunu aydınlatmayı kendine görev bilen gazeteciler, mesai kavramının ötesinde kolay veya zor ayrımı yapmadan çalışmaktadırlar. İlkeli ve tarafsız haberlerle halkı bilgilendirmektedirler. Teknolojik gelişmeler neticesinde yeni medya olarak farklı bir alana evrilen basının gelecekteki teknolojik icatlarla nasıl bir hâl alacağını şu an için kestirebilmemiz mümkün değildir. Ama bildiğimiz tek bir şey var ki gazetecilik geçmişte olduğu gibi gelecekte de topluma ışık tutma misyonunu sürdürecektir.