Taha Akyol


Hangisi doğru?

“Mali kural uygulayan ülkelerin sayısı önemli ölçüde artarak, 1990 yılında 7 iken 2009 yılı sonunda 90’a yükselmiştir…” Fakat tasarı komisyondan geçtikten sonra Erdoğan’ın emriyle geri çekilmiş, kanunlaşmamıştı! Erdoğan, borçlanma ve bütçe yetkisinin “mali kural”la sınırlanmasına razı olmamıştı.


Millet İttifakı’nın hükümet programı dün açıklandı. Muhakkak Erdoğan da bir program açıklayacak…

Olgunlaşmamış demokrasilerde siyasi refleks şudur: İktidar politikacıları devlet kesesinin ağzını açarak herkese ‘müjdeler’ dağıtırlar, yeri göğü vaad ederler. Bunu dengelemesi gereken Merkez Bankası gibi kurumlar zayıftır... Seçim ekonomisinin faturası seçimlerden sonra zamlar ve vergiler olarak vatandaşa yüklenir…

Muhalefetler de herkese her şeyi vaad ederler…

Bunlara kanmamak lazım.

Peki neye bakmalıyız? Gelirleri artırmak ve ülkede hürriyetleri ve güvenliği geliştirmek için ne gibi “kurallar” getirecekler, “kurumlar”ı nasıl düzenleyecekler? Buna bakmalıyız.

Vatandaşın mükemmel ifadesiyle “kral değil, kural”, ya da “kim?” değil, “nasıl?” diye bakmak!

‘MALİ KURAL’

Millet İttifakı’nın programında yer alan “Mali Kural” özellikle önemlidir. Ekonominin kişisel emirlerle mi, kurumlar ve kurallarla mı yönetileceği konusunda her şeyi özetleyen bir örnektir.

Program’da deniliyor ki:

“Mali disiplin anlayışını kalıcı hale getirmek ve öngörülebilirliği arttırmak amacıyla ‘Mali Kural’ uygulamasını hayata geçireceğiz.”

Mali Kural yani bütçe açıklarının ve kamu borçlarının kanunla sınırlanması…

YAZININ DEVAMI