Arslan Bulut


Hayat kaynağını kesen devlet yaşar mı?

İşte, Anayasa'dan Türklük tanımlarının kaldırılması planlarının ardında yatan gerçek budur. Türk zaferlerine ortak çıkarmanın Türk-Kürt-Arap söylemlerinin sebebi budur. Konunun Türk kamuoyuna kabul ettirilebilmesi için "Orta Doğu’da Amerika'nın yerini Türkiye alıyor" diyorlar.


Hani ABD Büyükelçisi Tom Barrack, “Sadece düşünün, Abraham Anlaşmaları’nı, bölgenin güçlü oyuncularından Türkiye’yi; ki Türkiye her geçen gün bölgedeki önemini artırıyor; birleştirdiğinizi... Ama sadece Türkiye değil; Arap olmayan nüfusu Müslüman ağırlıklı bir ülke olarak Türkiye, İsrail, Körfez, Suriye, Lübnan, Irak, Ürdün, kuzeye çıkın Azerbaycan, Ermenistan... Bunları birleştirdiğinizde dünyanın en güçlü bölgesi ortaya çıkar. Neden olmasın?” demişti ya son zamanlarda “Türk Birleşik Devletleri” diyenler de var ama bağımsız Türk devletlerinin birleşmesini kastetmiyorlar. Türkiye’nin “Osmanlı’dan kalan civar ülkelerle birlikte” ABD gibi eyaletlere bölünerek birleşmesini (!) kastediyorlar.

Hafize Gaye Erkan, 2017 yılında Merkez Bankası Başkanlığı’na atandığında bir gazetecinin sorularını cevaplandırırken, “Amerikan hükûmetinde önceki dönemde görev yapmış karakterlerden birisi, benim de katıldığım bir toplantıda, Orta Doğu’da Türkiye’nin konumunu çok farklı gördüklerini, sadece Türkiye için değil, Osmanlı’dan kalan civar ülkeler için Amerika’daki eyalet sistemi gibi United States of Turkey şeklinde daha geniş kapsamlı bir çözüm düşündüklerini söyledi.” demişti...

Yani Türkiye Birleşik Devletleri...

Yenişafak yazarı Nazif Gürdoğan da 2011 yılında yayınlanan yazısında "Abdülhamit vizyonu"ndan yola çıkarak "Elli yıllık bir süreçte, Avrupalılar ‘Avrupa Birleşik Devletleri'ni kurma başarısını göstermişlerdir. Müslüman dünya da, 'Amerika Birleşik Devletleri' gibi, 'Orta Doğu Birleşik Devletleri'ni gerçekleştirmek zorundadır. Türkiye 'Avrupa Birleşik Devletleri' içindeki yerini güvenceye alarak, 'Orta Doğu Birleşik Devletleri'nin oluşmasına öncülük yapmalıdır" demişti.

Aynı yazar, "Türkiye'nin gelecek vizyonu" başlıklı yazısında da "Orta Doğu'dan Amerika çekilirken, Türkiye ilerleyecektir" ifadesini kullanmıştı.

***

İşte, Anayasa'dan Türklük tanımlarının kaldırılması planlarının ardında yatan gerçek budur. Türk zaferlerine ortak çıkarmanın Türk-Kürt-Arap söylemlerinin sebebi budur. Konunun Türk kamuoyuna kabul ettirilebilmesi için "Orta Doğu’da Amerika'nın yerini Türkiye alıyor" diyorlar. Oysa Türkiye, "İslam'ın Truvası" kitabımda incelediğim gibi Orta Doğu'da Amerika'nın öncü kuvveti rolünü üstlenmiştir.

Amerika'nın Orta Doğu'dan çekildiği de yoktur.

Orta Doğu'da tasarlanan bu yapıyı, Mahir Kaynak da övmüştü! Kaynak, "Kuruluşumuzun ardından savunduğumuz dünya görüşü sadece tercihimiz değil ödediğimiz bir bedeldi. Bizim için devrim sayılan değişim, galip ülkelere artık eski topraklarımızla ilişki kurmaya çalışmayacağımızın teminatı idi. Amacımız şartlar uygun hale geldiğinde yeniden bir dünya gücü olmaktı ve o günlerin başlangıcındayız. CHP'deki değişim, kuruluşumuzdaki dünya görüşünün terk edilmesidir ve bu değişim eğer yeni bir dünya görüşünün inşasının sebebi olursa olumludur" diye yazmıştı.

Yani CHP’nin, Meclis’te kurulan komisyona katılması, Ekrem İmamoğlu’nun cezaevinden mektup yazarak komisyonu ve süreci desteklemesi, Mahir Kaynak’ın bahsettiği değişimin eseridir.

Ruhat Mengi ise "Tayyip Erdoğan'ın 'Çılgın Proje'si İstanbul'u başkent yapmak mı?" diye sormuştu.

Mimarlığını Bernard Lewis'in yaptığı "İstanbul başkentli Orta Doğu Birleşik Devletleri Federasyonu" fikri, Turgut Özal tarafından "Federasyonu tartışalım", "Anadolu federasyonu kuralım" diye ortaya atılmışsa da ilk olarak Talabani tarafından seslendirilmişti.

Talabani, 1996 yılında, "Hayalim İstanbul'un başkent olduğu Orta Doğu Birleşik Devletleri'dir" diyordu. ,

Yani İstanbul’un Türkiye'nin değil Orta Doğu Birleşik Devletleri'nin başkenti olması planlanıyor.

***

ABD'nin askeri ve ekonomik, AB'nin ise siyasi baskıyla, Türkiye'yi federe devletlere bölmeye çalıştığı, artık belgeleriyle ispatlanmıştır. AB çevrelerinin öngörüsüne göre kurulması öngörülen federe devletlerin adları şöyledir: Trakya, Bitinya, Misiya, Lidya, Karya, Likya, Pamfilya, Firikya, Kilikya, Kapadokya, Galatya, Paflagonya, Pont, Ermeniya, Antakya, Mezopotamya!

Aslında proje, “Büyük İsrail”in kamufle edilmiş halidir. Biz bu sebeple, Türk devletinin oyuna getirildiğini ve kendi bindiği dalı kestiğini söylüyoruz.

Devletin hayat kaynağı Türklüktür.

Hayat kaynağını kesen veya vatana ortaklar alan devlet yaşar mı?

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/hayat-kaynagini-kesen-devlet-yasar-mi-946631h.htm