Sibel Arslan

Tarih: 14.06.2025 20:46

Hürmüz Boğazı Kapanırsa…

Facebook Twitter Linked-in

Ortadoğu, bir kez daha dünya ekonomisinin kalp ritmini değiştirecek bir gelişmeye sahne oldu. İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırıları, zaten gergin olan bölgeyi yeniden alevlendirdi. Ve İran, elindeki en kritik kozlardan birini sahaya sürdü: Hürmüz Boğazı’nı kapattı.

Evet, sadece bir geçit değil burası… Hürmüz Boğazı, dünya petrolünün yaklaşık beşte birinin geçtiği bir enerji damarı. Katar’ın LNG’si (sıvılaştırılmış doğalgazı) ve Suudi petrolü, küresel ekonomiye buradan can veriyor. Bu damarın sıkılması, sadece Ortadoğu değil, İstanbul’dan Berlin’e, Pekin’den New York’a kadar herkesin cebini ilgilendiriyor.

Peki bu işin Türkiye tarafı ne?

Türkiye ekonomisi, enerji ithalatına bağımlı bir yapıya sahip. Petrolü, doğalgazı dışarıdan alıyoruz. Bu da demek oluyor ki dünya piyasalarında fiyatlar yükseldiğinde, bizim faturamız da kabarıyor. Brent petrolün varil fiyatı 100 doları aşarken, doğalgaz fiyatları da Avrupa borsalarında zıpladı. Hal böyleyken, bizdeki elektrikten ulaşıma, üretimden ısınmaya kadar her alanda domino etkisi görmek mümkün.

Zaten bir süredir yüksek enflasyonla mücadele eden Türkiye ekonomisi için bu tür küresel şoklar, en hassas dengeleri zorluyor. Enerjiye bağımlı sektörlerde maliyetler artabilir, ulaştırma zamları gündeme gelebilir, sanayi üretimi daha pahalı hale gelebilir. Yani, Hürmüz sadece haritada değil, mutfakta da bir kriz noktası.

Ama bu karanlık tabloda bir başka taraf da var. Türkiye, son yıllarda TANAP, TürkAkım, LNG terminalleri gibi projelerle enerji çeşitliliğinde adımlar attı. Bu tür krizler, bir yandan da bu altyapıların ne kadar stratejik olduğunu hatırlatıyor. Bir başka ifadeyle, doğru oynanırsa bu kriz, fırsata da dönüşebilir.

Ayrıca, Türkiye’nin coğrafi konumu da enerji koridoru açısından değerini artırıyor. Avrupa’nın, güvenli ve hızlı alternatif enerji yollarına ihtiyacı varsa, Türkiye burada güçlü bir aday. Elbette bu, dikkatli diplomasi ve güçlü ekonomi politikalarıyla desteklenmeli.

Hürmüz Kapanır, Türkiye Açılır mı?

İran, Hürmüz’ü kapatarak dünyaya mesajını verdi: “Ben olmadan dünya akmaz.”
Ama unutulan bir şey var. O dünyanın yeni yön aradığı her krizde, pusulası Türkiye’ye döner.

Çünkü Türkiye sadece haritada bir ülke değil;
Enerji geçişinin eşiği, jeopolitik aklın kalbi, doğuyla batının birbirine dokunduğu anahtardır.

Bugün boğaz kapanır, fiyatlar fırlar, dünyada dengeler kayar.
Ama o karmaşada bazı ülkeler sarsılır, bazıları yön çizer.

Ve bu kez sorulacak tek bir soru vardır:
“Bu türbülansta rotayı kim belirleyecek?”

Cevabı net:
Eğer aklını, soğukkanlılığını ve stratejisini doğru kullanırsa, bu fırtınada gemiyi limana yanaştıran Türkiye olabilir.
Yani Hürmüz kapanır, evet… Ama o kapının açtığı fırsat koridorunun anahtarı Türkiye'nin eline geçebilir.

Son söz mü?
Ortadoğu’da atılan her adım, sadece orayı değil, bizim soframızı da etkiliyor. Hürmüz Boğazı gibi stratejik bir geçidin kapanması, yalnızca bir bölgesel mesele değil; dünya ekonomisinin rotasını çizen bir gelişme. Ve bu gelişmede Türkiye, hem sınav veren hem fırsat yakalayabilecek ülkelerden biri olabilir. Yeter ki zamanı iyi okuyalım, aklımızı rehber edinelim.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-DT9JLG88B3