Taha Akyol


İsrail fizikçileri de öldürdü!

Türkiye’ye gelince… Elbette İsrail’i kınıyor, protesto ediyor. Ama Türkiye İran çizgisinde bir ülke görüntüsü vermekten uzak durmalıdır. Hakan Fidan’ın, İsrail’i kastederek söylediği “Suriye'de herhangi bir devletle çatışma niyetimiz yok” sözü bugün de doğrudur.


İsrail bir haydut devlettir. Sırtını Amerika’ya dayayarak, hiçbir uluslararası hukuk kuralına ve uluslararası tepkilere aldırmadan haydutluğa devam ediyor.

İsrail 1956, 1967, 1973, 1982 savaşlarında Arapları hezimete uğratmıştı. Artık Araplar İsrail’e karşı bırakın savaşı, sert bir tavır koymaktan bile sakınıyorlar. İsrail son İran saldırısında Suriye, Irak ve Ürdün hava sahalarını kullanıyor; Şam, Bağdat ve Amman’dan herhangi bir itiraz yok...

Şii “devrim ihracı” ve Ortadoğu’da “Şii hilal” vasıtasıyla nüfuz kazanma politikası ve nükleer silahlanma hırsı Arapların da tepkisini çekerek İran’ı yalnızlaştırdı.

Fakat İran kolay pes etmeyecektir. Misillemesinin hayli sert olacağını Netanyahu da söyledi. Bu satırlar yazılırken İran 150 balistik füze ile missilleme yapıyor, savaş tırmanıyordu.

Fakat İran’ın askeri bakımdan ve iktisaden İsrail’le başa çıkması beklenmemelidir.

İran’daki rejimin toplumsal kapasitesinin çok yüksel olmadığı, Mahsa Emini’nin karakolda öldürmesi üzerine patlak veren protestolarında da görüldü. Yine de İran’daki rejimin düşebileceği şeklindeki yorumları ben aceleci buluyorum. Hele de Netanyahu gibi bir haydudun çağrısı üzerine, bir ayaklanma olmaz kanaatindeyim.

TEVRAT DEVLETİ

Siyonizm seküler bir Yahudi milliyetçiliği idi. Dini, milli bir unsur olarak alıyordu sadece.

Fakat İşçi Partisi lideri barışçı Başbakan Yitsak Rabin’in 1995’te fanatik Yahudi Yigal Amir tarafından öldürülmesi teokratik faşizmin işaretiydi. Yigal Amir, Başbakan Rabin’i niye öldürdüğünü şu sözlerle ifade etmişti:
“Rabin'i İsrail topraklarını Araplara veren ilk lider olduğu için; Tanrı, Tevrat, İsrail halkı için öldürdüm.”

Katil Yigal Amir’in bu yönü hakkında Michael Karpin ve Ina Friedman’ın “Murder in the Name of God” (Tanrı Adına Cinayet) adlı kitabı çok aydınlatıcıdır.

Hıristiyan Siyonizmi hakkında da Stephan Sizer’In kitabı değerli bir araştırmadır.

Bugün bu fanatik itikat İsrail’de iktidardadır. Netanyahu Tevrat’ı siyasetinin esası kabul eden bir aşırı sağcı olduğu gibi koalisyonu da dinci partilere dayanıyor.

TEVRAT REFERANSLI SALDIRI

İran’a saldırının operasyon adı “Aslan Gibi Halkın Operasyonu”dur. Prof. Nuh Aslantaş’ın belirttiğine göre, bu ad, “Sayılar, 23:24” numaralı Tevrat ayetinden alınmıştır.

Netanyahu da Beyaz Saray’da suç arkadaşı Trump’ı kutladıktan sonra basına yaptığı açıklamada, “İncil, İsrail halkının aslanlar gibi yükseleceğini yazıyor" diye konuşmuştu. (5 Şubat 2025)

İsrailli Führer Netanyahu’nun, Gazze soykırımını “Hamas'a karşı Yeşaya kehaneti" diye nitelediğini de unutmamak lazım. (26 Ekim 2023)

Megaloman ABD Başbakanı Trump’ın Birleşmiş Milletler Büyükelçiliği için aday gösterdiği Elise Stefanik, İsrail’in Batı Şeria’daki topraklar üzerinde “Tevrat hakkı”nın olduğunu söyledi, söyleyebildi! (22 Ocak 2025)

İsrail Güvenlik Bakanı Ben-Gvir’in “Fıravun’un üstesinden geldik…” sözü, siyasi sorunlara hangi gözle baktıklarının ifşasıdır. (10 Haziran)

Zamanımızda siyasal Yahudi dinciliği, Amerika destekli İsrail devletinde iktidardadır ve uluslararası barışa bir numaralı tehdittir. Elbette Netanyahu faşizmini protesto eden insaniyetçi, barışçı Yahudiler bu tanımın dışındadır, saygıya layıktırlar.

BİLİM VE TEKNOLOJİ

Teknolojik üstünlüğün İsrail’in elinde olduğu besbellidir; hele de ABD desteğiyle…

Bu “teknolojik üstünlük” kavramına dikkat çekmek isterim.

İsrail, İran’a 200 savaş uçağı ve sayısı bilinmeyen dronların katıldığı saldırıda sadece askeri hedeflere saldırmadı. Genelkurmay Başkanını da sayılarının 9 olduğu söylenen İranlı nükleer fizikçileri de evlerinde bombalarla, füze ve dronlarla katletti. Bir tek bu bile, Müslümanların çağımızda modern bilimlerin önemini kavramasını gerektirir. Tabii sadece askeri amaçlarla değil, evreni, tarihi ve çağımızı doğru okumak için de…

Türkiye’ye gelince… Elbette İsrail’i kınıyor, protesto ediyor. Ama Türkiye İran çizgisinde bir ülke görüntüsü vermekten uzak durmalıdır. Hakan Fidan’ın, İsrail’i kastederek söylediği “Suriye'de herhangi bir devletle çatışma niyetimiz yok” sözü bugün de doğrudur.

Dünya İsrail’i durdurmalıdır. Savaşın genişlemesi ya da İran’ın Hürmüz boğazını kapatıp küresel bir petrol krizini tetiklemesi dünya için felaket olur.

https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/israil-fizikcileri-de-oldurdu-1604231