Farklı siyasi partilerden 209 eski milletvekili ve bakan, Ankara’da, Milli Egemenlik Platformu üyeleriyle bir araya gelerek yeni anayasa tartışmalarına ilişkin bildiri yayınladı.
***
Bildirideki şu hükümler zaten her Türk vatandaşının vatandaşlık görevidir:
* Devletimizin varlığını ve bağımsızlığını, Türk milletinin birliğini tehlikeye düşürecek hiçbir değişiklik teklif dahi edilemez.
* Vatan Türkiye’dir. Türk milleti de anayasamızda ve Büyük Atatürk’ün tarifinde yer alan Türk milletidir. Vatan ve millet bölünmez bir bütündür.
* Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir. Türk milleti egemenliğini anayasanın koyduğu yetkili organları eliyle kullanır. Etnik ve dini gruplar, sınıflar ve zümreler ortak edilemez.
* Türk vatandaşlığını kabul eden ve özümseyen herkes Türk’tür, bireydir ve kanun önünde eşittir.
* Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletidir. Bu niteliklerden vazgeçilemez.
***
Yeniçağ sayfalarında genişçe yayınlanmış olacak bildiride bugüne kadar pek dile getirilmeyen bir konu var.
Bildiride “Son mahalli seçimlerde ortaya çıkan tablo ve kamuoyu araştırmalarının sonuçları TBMM’deki iktidar blokunun sayısal çoğunluğuyla uyumlu değildir. Bu yüzden TBMM’de oy çokluğu hatta şaibeli milletvekili transferleriyle ulaşılacak çoğunluk oylarıyla yapılacak anayasadaki değişiklikler toplumda karşılık bulmayacak, millet iradesini yansıtmayacaktır. Bu kabul edilemez.” denildi.
Gerçekten de bugünkü parlamento yapısı, özellikle CHP listesinden seçilen eski AKP’liler ve transferlerle, ayrıca hukuk dışı olarak vatandaş yapılan yabancılara oy kullandırılmasıyla sakatlanmış bir seçimin sonunda oluşmuştur. Yine, AKP ve MHP halkın dini ve milli duyguları üzerinde propaganda yapmış, muhalefeti PKK ile işbirliği yapmakla suçlamış, sonunda kendileri, Abdullah Öcalan’ın taleplerini Meclis’te görüşmek üzere komisyon kurmuş, içine CHP’yi de katarak, cumhuriyetin temellerini tartışmaya koyulmuştur.
Komisyonun hiçbir hukuki niteliği yoktur ama PKK’nın siyasi temsilcileriyle birlikte milletin, devletin ve ülkenin geleceği üzerinde, tavsiye kararları alacağı ilan edildi.
Oysa kimse kaynağını Anayasa’dan almayan bir yetkiyi kullanamaz.
***
PKK’nın taleplerinin görüşüleceği bir komisyonun adının “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” olarak kabul ve ilan edilmesi de halkı aldatmaktır.
Meclis’te PKK’nın taleplerinin görüşüleceği bir komisyon kurulması Anayasa’ya aykırıdır.
Anayasa’nın başlangıç ilkelerinde;
“Hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;
Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;
Topluca Türk vatandaşlarının milli gurur ve iftiharlarda, milli sevinç ve kederlerde, milli varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve "Yurtta sulh, cihanda sulh" arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;
fikir, inanç ve kararıyla anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere.
Türk milleti tarafından, demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.” denilmektedir.
Yani “kardeşlik” Anayasa’nın ana fikridir zaten! Kardeşlik için PKK’nın vatana ortak olmak isteğini Meclis’te görüşmek ise Türk Milleti’nin egemenlik haklarını çiğnemektir.
***
Aslında bütün bu girişimler, yani PKK’nın taleplerinin Meclis’te görüşülmesi, ABD ve İngiltere dayatmasıdır. Bu ülkelerin asıl hedefi, öncelikle Dicle-Fırat havzasını Türk egemenliğinden çıkarmak, sonra da bütün Türkiye’nin doğal kaynaklarını ve nadir elementlerini paylaşmaktır.
Dolayısıyla, bu komisyon, ölü doğmuştur.
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/komisyon-neden-olu-dogdu-942206h.htm