Tarihin, direnişin ve halkın sesiyle yoğrulmuş Beyazıt Meydanı, yine bir adalet çağrısına ev sahipliği yaptı. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in öncülüğünde, Türkiye’nin dört bir yanından gelen yurttaşlar ve özellikle gençler, haksızlık karşısında sessiz kalmamak için bir araya geldi. Bu kez hedefte yalnızca bir kişi değil; hukukun üstünlüğü, demokrasinin onuru ve halkın iradesi vardı.
Meydanı dolduran kalabalık, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı ses yükseltti. Özgür Özel’in kürsüden yükselen sözleri, sadece bir siyasi tutum değil, aynı zamanda toplumsal bir vicdan çağrısıydı:
“Beyazıt’tan Silivri’ye uzanan bu yürüyüş, adaletin, özgürlüğün ve eşitliğin teminatı içindir.”
Meydanı dinlerken yalnızca siyasi bir söylemin değil, tarihsel bir devamlılığın da izini sürdük. Özel’in ifadesiyle, bu meydan geçmişte zulme karşı direnişin sesi oldu. Bugünse o ses, bir kez daha haksızlığa karşı yükseldi.
Mitingin en çarpıcı anlarından biri, Özel’in konuşmasını şu sözlerle sonlandırmasıydı:
“Kurtuluş yok tek başına,
Ya hep beraber, ya hiçbirimiz!”
Bu söz, yalnızca meydanda toplananlara değil, Türkiye’nin dört bir yanındaki vicdanlara seslendi.
Siyasetin gerilimli atmosferi içinde Beyazıt’tan Silivri’ye uzanan bu çağrı, belki de geleceğe yazılan bir direniş manifestosuydu. Çünkü mesele yalnızca bir belediye başkanının özgürlüğü değil; halkın, hukukun ve demokrasinin geleceğidir.
Ve bugün, Beyazıt bir kez daha şunu gösterdi: Bu ülkede hâlâ umut var. Yeter ki o umudu büyütecek sesler susmasın.
