Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan’dan “kurucu önder” diye bahsettiği konuşmasında “yeni anayasa” çağrısı yaptı ve bayramdan sonra konuyla ilgili olarak Meclis'in “önemli bir görev” üstlenmesini istedi.
Bahçeli, “Darbeler anayasası yok edilmeli, milli iradeye dayalı, siyasi partilerin hepsinin düşüncesi alınarak bir kurucu anayasa anlayışı içerisinde yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu kabullenilmelidir.” dedi.
Bahçeli, daha önce de “Gerçekten her şeyin bir vakti vardır. O vakit hızla yaklaşmaktadır. O vakit Türkiye Yüzyılıyla simgelenmekte, yeni bir milli kimlik ve kardeşlik asrıyla tebarüz etmektedir” demişti.
Kısacası, Bahçeli artık Türkiye Cumhuriyeti devletinin temellerinin değiştirilme vaktinin geldiğini söylemektedir.
***
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk’tür, kurucu anayasası, Cumhuriyetin ilanından sonra kabul edilen 1924 Anayasası’dır. Milli kimlik ise Türk kimliğidir.
Kurucu anayasadan sonra 27 Mayıs 1960’dan ve 12 Eylül 1980’den sonra da kurucu meclisler kurulmuş ve yeni anayasalar yapılmış ama bu meclislerde yeni bir milli kimlik arayan olmamıştır. Bu iki anayasada da kurucu iradeye dokunulmamıştır.
***
Şimdi Bahçeli’nin “yeni bir milli kimlik” ve yeni bir “kurucu önder” ile istediği, yeni bir devlettir.
Bu isteğin, “PKK’nın 1924 Anayasası ve Lozan öncesine dönülmeli” açıklamasından hemen sonra gelmesi, birbirine paralel süreçlerdir. Dem Partililerin “Türkiye’nin 100 yılık tekçi siyasetini bir kanara bırakması”nın zamanının geldiğini tekrarlamaya başlaması da aynı cümledendir... Adalet Bakanı iken Abdülhamit Gül de "Bugün 1921 Anayasası'nın ruhuyla, cumhuriyetimiz yeni anayasayla taçlanacaktır" diyordu.
Zaten, CHP Genel Başkanı Özgür Özel de PKK açıklaması sorulunca, “Biz tapu senedi kabul ediyoruz Lozan'ı. 45 yıl boyunca Türkiye Cumhuriyeti'nin karşısında terör eylemleri yapmış olan, askerini hedef almış olan, anayasal düzenini hedef almış olan bir terör örgütünün bildirisine muhatap olarak ben kendimi kılacak değilim. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu partisi, bir terör örgütünün bildirisini kendisine muhatap kabul etmez. Bu bildirinin iki tane muhatabı var. Sayın Bahçeli, Sayın Erdoğan. O bildiri MİT'in onayı olmaksızın açıklanabilecek bir bildiri değil. Cumadan itibaren, kongrenin bittiğinden itibaren kelimeleri müzakere ediyorlar. Neredeyse iki yıllık bir geçmişi var." demişti.
***
Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Kemal Gözler’e göre “Türkiye’de TBMM’nin veya bir başka organın yeni bir anayasa yapabileceğini düşünenlerin, öncelikle, yürürlükte olan 1982 Anayasasının nasıl yürürlükten kaldırılacağını açıklamaları gerekir. Zira yeni bir anayasa yapmak için, öncelikle yürürlükteki anayasayı ilga etmek gerekmektedir.
Şu an itibarıyla, Türkiye’de yeni anayasa yapabilecek aslî kurucu iktidarı ortaya çıkaracak bir durum yoktur.
1982 Anayasasını ilga eden veya anayasasızlaştıran her işlem suç teşkil eder ve böyle bir durumda bu suçu teşebbüs edenler hakkında savcıların dava açması gerekir.
Şunu açıkça söyleyelim: 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980 hükûmet darbeleri gibi bir hükûmet darbesi olmadıkça, Türkiye’de aslî kurucu iktidarın ortaya çıkması mümkün değildir. Aslî kurucu iktidar ortaya çıkmadıkça da, mevcut Anayasa ilga edilemez. Mevcut Anayasa ilga edilemez ise, yeni bir anayasa da yapılamaz.
Yürürlükteki Anayasaya göre seçilmiş ve yürürlükteki Anayasaya göre çalışmakta olan TBMM, nasıl olacak da, kendisinin varlık sebebi olan, kendisini kuran Anayasayı yürürlükten kaldıracaktır? TBMM’nin kendisini kuran Anayasayı ilga etmesi, bizzat kendisini de ortadan kaldırması anlamına gelir. TBMM, nasıl olacak da kendini ve keza diğer anayasal organların varlığına son verecektir?”
***
Görüldüğü gibi yeni anayasa yapmak için hükümet darbesi gerekir. Cumhur İttifakı, 15 Temmuz 2016 darbe girişimini, yönetim sistemini değiştirebilmek için kullandı. Şimdi yeni anayasa yapmak için bir darbe girişimi daha mı söz konusu yoksa oylamayla yeni anayasa yapabileceklerini mi zannediyorlar?
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/kurucu-anayasa-ne-zaman-yapilir-924219h.htm