Arslan Bulut


“Lawfare” veya siyasi kalleşlik!

Vikipedi’ye göre, Tümgeneral Charles J. Dunlap Jr. tarafından kaleme alınan 2001 tarihli bir makalede “lawfare”, “hukukun askeri bir hedefi gerçekleştirmenin bir aracı olarak kullanıldığı bir savaş yöntemi” olarak tanımlandı.


Son günlerde medya ve siyaset gündemine iki kelimeden üretilmiş bir kavram yerleşiyor: Lawfare!

Kavram, law ve warfare kelimelerinin birleştirilmesinden oluşuyor.

Law hukuk demek, warfare ise savaş durumu... “Hukuk savaşı” olarak tercüme ediliyor ama bu tercüme anlamı karşılamıyor...

“Lawfare”, hukukun iç veya dış politikada haksız bir savaşın aracı olarak kullanılması demek...

Kavramı Türkiye siyasetinin gündemine getiren kişi, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal...

Tanal, “Bugün Türkiye, ‘lawfare’le tanışmaktadır. Lawfare, sandıkta yenemediğiniz rakibi, mahkeme salonunda devre dışı bırakma stratejisidir. Hukuki prosedür perdesi altında siyasi tasfiye yapmaktır. Yargıyı, siyasal alanı yeniden çizmenin görünmez yöntemine dönüştürmektir. Bugün Türkiye’de yaşanan tam da budur ve hedef alınan kişi tüm çıplaklığıyla Ekrem İmamoğlu’dur." dedi.

Tanal, “Türkiye, Brezilya’nın 2018’de geçtiği yerden geçiyor. İktidar, sandığı değil yargıyı kullanarak seçim yarışını şekillendirmek istiyor. Ekrem İmamoğlu bir suçtan değil, siyasi etkisinden cezalandırılıyor. Seçim yapılacak ama kimin aday olacağına halk değil hâkim karar verecektir. Bu demokrasi değildir, hukuk devleti değildir, milli iradenin gaspıdır.” diye konuştu. (ANKA)

***

Vikipedi’ye göre, Tümgeneral Charles J. Dunlap Jr. tarafından kaleme alınan 2001 tarihli bir makalede “lawfare”,hukukun askeri bir hedefi gerçekleştirmenin bir aracı olarak kullanıldığı bir savaş yöntemi” olarak tanımlandı.

Dunlap, lawfare kavramını, “hukukun üstünlüğünün ve temsil ettiği insani değerlerin alaycı bir şekilde manipüle edilmesi” olarak da gördüğünü belirtti.

***

ABD'nin 1980'lerden bu yana İran'a uyguladığı haksız yaptırımlar, bir tür “lawfare” olarak tanımlanıyor.

ABD”nin “kitle imha silahları kullanıyor” yalanlarıyla Irak’ı işgal gerekçesi oluşturması veya bugünlerde, “uyuşturucu trafiğini yönetiyor” iddiasıyla Venezuela’yı kuşatması gibi... Oysa dünyada yakalanan uyuşturucular, ABD’nin kontrolünde olmayanlardır! Kurdun, yemeye karar verdiği kuzuya “suyumu bulandırıyorsun” demesi gibi... Kuzu, akarsuyun alt tarafındaymış, kimin umurunda...

***

Independent Türkçe’de kavramı inceleyen Özgür Uyanık, Brezilya’da Lula’nın uzun süre siyaset dışına atılması örneğini veriyor:

“Lula’yı yargılayan hâkim Sergio Moro'nun Telegram yazışmaları, Lula'ya yönelik komployu ortaya çıkardı. Avukatları, Lula'nın 2016'da ilk savunmasını verirken ‘lawfare’ kavramını kullandı ama yeterli olmadı.

Arjantin eski devlet başkanı Cristina Kirchner'e yönelik kovuşturmalar da lawfare uygulaması sayılıyor.

Kirchner yargılanırken, her suçlama mahkemeden önce gazete ve televizyonlara düşüyordu. Öyle ki medya sadece kanaat oluşturmuyor, ‘delil’ bulup mahkemeye bile sunuyordu.

Cristina Kirchner'e yönelik hemen tüm dava dosyalarının Savcı Claudio Bonadio'nun elinden çıkmış olması da tesadüf değildi.

Düşmanı, suçlamayı, zamanlamayı seçen bir siyasal otorite, uygun mahkeme ve savcıyı da belirlemekte zorluk çekmedi...”

***

Ekşi Sözlük’te “çoban yastığı” imzalı mesajda, “Lula, evinin tadilat masraflarının bir müteahhit tarafından karşılandığı bahanesiyle 2018 seçimi öncesi anketlerde önde giderken hapse atıldı. Lula aday olamadığı için Bolsonaro seçildi.

Lawfare, askerler apoletli üniformalılar tank, tüfek ve muhtıra yerine savcılar, yargıçlar, cübbeliler ceza kanunu maddeleri ve iddianame kullanılan bu yeni tür darbe yöntemine verilen süreç ismidir.” deniliyor.

***

Gazeteci Murat Yetkin de konu ile ilgili makalesinde, “Silva, 2019’da hapis cezasını tamamlayıp çıktı. Mahkeme 2021’de davayı düşürdü, 2023 seçimlerinde ABD Başkanı Donald Trump’ın desteklediği Jair Bolsanaro’yu yenilgiye uğrattı; bugün Brezilya Başkanı... Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde iki kez dil sürçmesi diye algılanan şekilde ‘yargı devleti’ deyiverdi, ‘hukuk devleti’ demek yerine; arada epey fark var. Yargıharp uygulamalarıyla demokratik mücadele için onu tanımak gerekiyor.” diye yazdı.

***

Siyasi bir figürü tasfiye etmek için hukuk sistemini kullanmak yöntemi, Tayyip Erdoğan’a karşı da kullanıldı ama “bir şiir okuduğu için” mahkûm edilen ve siyaset yapması yasaklanan Erdoğan, bu savaşı, dışardan siyasi destek alarak kazandı ve 23 yıldır Türkiye’yi yönetiyor. Ekrem İmamoğlu’na ise dış destek verilmedi hatta tam aksine ABD'li Senatör Chris Murphy, “İmamoğlu, Trump'ın onayıyla tutuklandı” dedi!

Bu vahim iddia, nedense kaynadı gitti...

Bana sorarsanız, kime karşı kullanılırsa kullanılsın; lawfare, tam bir siyasi kalleşliktir!

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/lawfare-veya-siyasi-kalleslik-980702h.htm