Filiz Has

Mağduriyet

Bu ülkenin insanının kaderi midir kardeşim doğar doğmaz siyasete maruz bırakılmak…


Filiz Has


Mağduriyet

Bu ülkenin insanının kaderi midir kardeşim doğar doğmaz siyasete maruz bırakılmak…


Ülkenin gündemi keşke başka şeyler olsaydı diye uyandım bu sabah… Mesela dünyanın en iyi bilim insanı, sanatçısı, ressamı, yazarı ülkemizden çıkmış vay be! Dünya bize biz de ona hayranız! Kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi? Ya da ne bileyim; ülkede o kadar güzel şeyler olmuş ki dünyanın dört bir yanından kaliteli ve kalifiye bilim insanları gelip burada kendilerini ifade etmek için birbirleriyle yarışıyormuş. Herkes Almanya’yı Almanya’da bizi kıskanıyormuş mesela…

Maalesef… Böyle demek ve gün boyu yüzümde büyük bir sırıtma ile mutlu mutlu etrafta dolaşmak isterdim ama diyemiyorum. Neden? Çünkü hiç istemesem de her gün, her an ve her yerde siyasete maruz bırakılıyorum hepimiz gibi… Televizyon seyretmekten pek hazzetmem oldum olası ama arada bir haberlere gözüm kayacak olsa sadece ve sadece siyasetteki gelişmeler, tepeden tepeden bize bağıran siyasetçiler, yolsuzluklar, yoksulluklar, çaresiz bırakılanlar, çaresizlikler, haksızlıklar, hukuksuzluklar ve daha nicesi çarpıyor gözüme… Gel de dışında kal bakalım siyasetin nasıl kalıyorsun? 

Yahu bir ülkede, siyasetten başka hiçbir şeyin konuşulamayacağı bir düzende insanlar nasıl yaşayabilir? Dünyanın farklı ülkelerine baktım. Mesela, Çekoslovakya’nın artık Çekya olarak değiştiğini sokaktaki birçok insan hala bilmiyor. Bilmiyor; çünkü ilgilenmiyor… Adamların gündemi ne siyaset, ne politik gündemler… Herkes bir şekilde tek sefer geldiği dünyada var olmaya çalışıyor çünkü… Başka dertleri var. 

Bizde öyle bir şansın yok. Her gün ülkenin sınırlarını kevgire çevirmiş ve artık adı bile göçmenlikten çıkmış ve kaçak mülteciye dönüşmüş, sayısı miktarı bilinmeyen bir dış akın var. Ülkeni seviyorsan, bu ülkenin bugünü ve geleceği için endişe ediyorsan gel de dert etme bunu haydi!! 

Sosyal medyaya girip şöyle bir kafa dağıtayım iki dakika diye eline aldığın telefonda ise yine topyekün haklı ve mağdur olana saldırılan, maaşlı trollerin cirit attığı bir dünyaya giriş yapıyorsun. Siyaset konuşmak hatta siyaset düşünmek istemesen de gelip paçana yapışıyor işte orada da bir şeyler…

Bu ülkenin insanının kaderi midir kardeşim doğar doğmaz siyasete maruz bırakılmak… Sokak röportajlarına bakın; daha 6-7 yaşında el kadar çocuklar bile siyaset gündemini takip ediyor bu ülkede… Neden çocukların derdi bizim de çocukluğumuzda olduğu gibi yiyecekleri şeker, çikolata, dondurma, sokakta top koşturmak değil de siyaset peki şimdilerde? Bıraksanız da zaten büyüyünce kaçışı olmayan şu ortamdan büyümeden kaçsalar ya kendi dünyalarına?

Ben diyorum ki, ülkeyi şöyle en az 3 ay kendi haline bıraksanız bakalım ne oluyor? Örneğin, hiçbir siyasetçi televizyona, sosyal medyaya çıkıp da bas bas bağırıp halka bir şeyler anlatmasa… Acaba o 3 ay sonunda halkın durumu ne olurdu? Daha iyi, daha sakin, aydınlanmış bireyler olarak mı çıkardı bu millet ortaya yoksa siyasilerin eksikliği yüzünden yoksunluk psikolojisine mi girerdi? Bence birinci seçenek… İnanın, şu toplumu siyasetten 3 ay uzak tutabilsek halk kendine gelir, her şey düzelir, denizler kendi kendini temizler, ağaçlar yeniden yeşerir, tarım gelişir, teknoloji, sanayii hepsi düzelir. Yeter ki düşün milletin yakasından. 

Diyeceğim odur ki;

Çok fazla siyaset konuşuyoruz, bu işten anlasak da anlamasak da…. Sevsek de şu politika denen zıkkımı sevmesek de… Ama bence bırakabiliriz bu mereti az biraz çaba ile…