Çiğdem Toker


Melen Barajı 2033’te mi bitecek?

İmamoğlu da İstanbul’un son 65 yılın en kurak haziranını geçirdiğini söyleyerek “Melen Barajı’nın temeli 10 yıl önce atıldı ama barajdan haber yok. ‘2 yılda açıyoruz’ dediniz, açıkça milleti kandırmaya çalıştınız” dedi.


Melen Barajı’nın, 2020 yılındaki ihalenin ardından başlayan inşaat ile de bitmeyeceği anlaşılınca, iş 2022 yılında tasfiye edildi. Tasfiyenin ardından da “danışmanlık”, “müşavirlik” adları ile ihaleler yapıldı. Uzmanlar, DSİ ile yüklenici firmalar arasında yapılan son sözleşmelerin, 10 yıla yakın süre içerdiğini paylaşıyor. Bu da barajın 2033’e kadar tamamlanamayacağı anlamına geliyor

Melen Barajı

Bitmek bilmeyen ve bitmek bilmedikçe sorumlularının sessizliğe gömüldüğü Melen Barajı başarısızlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) dört aydır tutuklu Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı son değerlendirmelerden biriydi.

Bugün İstanbul’un en sıcak günlerinden biri olacak. Okumakta olduğunuz yazının yazıldığı Ankara’da da durum pek farklı değil. Hava sıcaklığı yükselince kaçınılmaz olarak, barajların doluluk oranları, susuzluk ve kuraklık tartışılıyor ki, bundan tabii bir şey olamaz. Çünkü DSİ’nin sayfalarında yazıldığı gibi “Su vatandır…”

***

İmamoğlu da İstanbul’un son 65 yılın en kurak haziranını geçirdiğini söyleyerek “Melen Barajı’nın temeli 10 yıl önce atıldı ama barajdan haber yok. ‘2 yılda açıyoruz’ dediniz, açıkça milleti kandırmaya çalıştınız” dedi.

Daha önce de belirttim. Melen Barajı’na, daha doğrusu onun sorunlu ihaleleri ile zarara uğratıldığı halde hesabı verilmeyen kamu kaynaklarına dair, -çalıştığım gazetelerde- yazdığım yazı/haber sayısını hatırlamıyorum. Ama bugün de İstanbul’un su sorunu gündemdeki yerini korur ve aciliyeti sürerken; Melen Barajı sorununu hatırlamakta ve soru sormakta yarar var.

İstanbul’un 100 yıllık su ihtiyacını karşılamak üzere takdim edilmişti. Ama birbirini izleyen yanlış seçim, yanlış kararlar ve tümünün üstünün örtülmesi yüzünden 2025’in yarısını geçmemize karşın koca projeden ses seda yok.

DSİ’nin ilk kez 2012 yılında yaptığı, 2016’da da ikmal ihalesi adıyla ikincisini yaptığı ihaleler, Melen Barajı’nın hayata geçirilmesine yetmedi.

DSİ’nin bunun üzerin 2020 yılında yaptığı ve ihale bedeli o günkü ABD doları kuru üzerinden yaklaşık 66,5 milyon dolar (412 milyon 151 bin 148 TL) olan güçlendirme ihalesinden bir iki yıl sonra Baraj gövdesinde çatlaklar oluştuğu ortaya çıkmıştı.

Bu olaydan sonra bu defa 2023 yılında, “müşavirlik” adıyla yapılan ihalenin ardından işlerin nasıl ilerlediği ve Melen Barajı için belirlenen takvimin ne olacağı konusunda ise kamuoyu aydınlatılmıyor.

Dört aşamaydı

Hatırlatmaya devam….

Melen Projesi, dört aşamadan oluşuyor.  Halihazırda suyun alındığı Melen Regülatörü, bu Projesi’nin ilk aşaması. Ancak o bile, yani Melen Regülatörü de planlanan takvimden dokuz yıl sonra tamamlanabilmişti. (Müteahhit şirketlerle imzalanan sözleşmelere göre 2004 yılında bitecekti.)

Gecikmeler birbirini izledi. Tıpkı Melen Regülatörü gibi Melen Barajı da yıllar sonra ihale edilebildi. Melen Barajı’nın temel sorunu, daha önce yapılan bütün teknik uyarılara rağmen, bulunduğu coğrafyanın zemin koşullarına uygun olmayan bir model ile inşa edilmesi oldu.

Kil çekirdekli kaya dolgu yerine Silindirle Sıkıştırılmış Beton gövde ile yapılan Melen Barajı’nın gövdesinde çatlaklar meydana gelince hizmete açılması hayal oldu.

Tasfiye ve yeni ihaleler

Melen Barajı’nın, 2020 yılındaki ihalenin ardından başlayan inşaat ile de bitmeyeceği anlaşılınca, iş 2022 yılında tasfiye edildi.

Tasfiyenin ardından da “danışmanlık”, “müşavirlik” adları ile ihaleler yapıldı. Sözleşmeler imzalandı.

Uzmanlar, Melen Barajı için DSİ ile yüklenici firmalar arasında yapılan son sözleşmelerin, 10 yıla yakın süre içerdiğini paylaşıyor. Bu da Melen Barajı’nın 2033’e kadar tamamlanamayacağı anlamına geliyor.

Ancak ne DSİ, ne de DSİ’nin bağlı olduğu Tarım Orman Bakanlığı konuyla ilgili bir açıklama yapıyor. Dahası, kurumun faaliyet raporlarında ve Sayıştay’ın DSİ’ye ilişkin son denetim raporlarında da Melen Barajı ile ilgili hiçbir bilgi ve anlatım yer almıyor.

Milyonlarca vatandaşın ortak sorunu ve ihtiyacı olan su gibi bir konuda sergilenen suskunluk ve havaya saçılan milyarlık kamu kaynakları daha fazla sorgulanmayı hak ediyor.

 ***


Fotoğraf: Can Öztürk/T24

Altan Abi’nin ardından

İlkokul öğrencisiyim. Gazete haberlerine ilgi duymaya başladığım yıllar. Manşetlerde “hayali ihracat.”

O zamanki adıyla, Türkiye Radyoları’nda da ilk haber bu.  Pürdikkat anlamaya çalışıyorum. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’in yeğeni Yahya Demirel’in mobilya diye beyan ederek sunta ihracatı yaptığı ve karşılığında milyonlarca liralık vergi iadesi aldığı o olay, evet.

Uğur Mumcu ile Altan Öymen’in halka duyurduğu “hayali ihracat” dosyası, bugün Türkiye’de araştırmacı gazeteciliğin başlangıcı olarak kabul ediliyor. Ne hoş bir rastlantı ki, 80’lerin sonunda, adliye ve yüksek yargı muhabiri olarak başladığım AA’a bu dosyanın yıllar süren Yargıtay macerasına dair “flaş” haberler geçmek de bana kısmet oluyor.

Altan Abi ile birlikte çalışma olanağımız olmadı. Ne var ki son yıllarda, zaman zaman telefonla arayıp o gün çıkan yazımla ilgili bir ayrıntı sormasından büyük mutluluk ve kıvanç duydum. Hep meraklı, hep nezaketliydi.

O’nu en son geçen 7 Mart’ta gördüm.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlediği etkinlikte, kadın meslektaşlarımla birlikte konuşacaktık. Uçak küçük bir rötar yaptı. Cağaloğlu’ndaki Genel Merkez’e ucu ucuna yetiştim. TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş’in odasına çıktığımda Altan Abi, bir sevgi saygı halesiyle kuşatılmış, sohbetteydi.

Merhaba diye içeriye girdiğimde olanca nezaketiyle ayağa kalkınca, telaşla engellemeye çalıştım ama geç kalmıştım. Nedensiz bir mahcubiyet duydum ama sonra onun hasletinin bu olduğunu hatırlayıp kendimi rahatlattım.

Altan Abi, Burhan Felek Konferans Salonu’ndaki o paneli başından sonuna kadar izledi. İşini özenli yapmanın, küçüğüne de saygı duymanın, gerçekten dinlemenin, nezaketin seyrekleştiği bu çağda, Altan Öymen’in kaybı ile ortaya çıkan boşluk, hayli büyüktür. Mekânı cennet olsun.

https://t24.com.tr/yazarlar/cigdem-toker/melen-baraji-2033-te-mi-bitecek,50839