Taha Akyol


Muhalefetin boğazını sıkmak

Parti lideri Cumhurbaşkanı’nın her büyük operasyondan önce yaptığı “turpun büyüğü” ve “ahtapotun kolları” gibi konuşmalar… Ayrıca Cumhurbaşkanı’nın yargı üzerindeki son derece güçlü etkisi hem atamalar mekanizmasından bellidir hem AİHM kararlarına geçmiş bir durumdur.


İktidar bütün devlet gücüyle CHP’yi “silkeliyor”, en başta da yargı eliyle…

Bizde yargı öteden beri siyaset karşısında zayıftır. Güçlü iktidarların yargıyı araçsallaştırmasının son örneğini İBB soruşturmalarında yaşıyoruz.

Toplum olarak da aklımız hep bu kavgalara odaklandığı için, olanı biteni sorgulamak pek aklımıza gelmiyor.

Merhum hocamız Şerif Mardin elli sekiz yıl önce bunu faturasını yazmıştı:

“Türkiye’de sürekli muhalefetin boğazının sıkılmasının yol açtığı en önemli kayıp sosyal ve iktisadi yaratıcılığın engellenmesi olmuştur…” (Türk Modernleşmesi, Sf. 190)

Hem fikir hayatının çoraklaşması hem ekonominin popülizme gömülmesi…

SİYASİ SORUŞTURMA

CHP hakkında açılan soruşturmaları toptan savunamam, toptan suçlayamam. “Masumiyet karinesi”ni görmezden gelemem.

Fakat şu belli ki CHP hakkındaki soruşturmaların tarzı, CB sistemiyle hızlanan genel otoriterleşmenin yeni bir aşamasıdır.

Parti lideri Cumhurbaşkanı’nın her büyük operasyondan önce yaptığı “turpun büyüğü” ve “ahtapotun kolları” gibi konuşmalar… Ayrıca Cumhurbaşkanı’nın yargı üzerindeki son derece güçlü etkisi hem atamalar mekanizmasından bellidir hem AİHM kararlarına geçmiş bir durumdur.

Uygulamaya baktığımızda, askeri dönemlerde silahlı terör örgütlerine uygulanan şafak vakti ev baskınları, kolluk güçlerinin askeri manga gibi kişileri yakalayıp sıralar halinde emniyete götürmesi ve bunun sergilenmesi, klişe gerekçeli tutuklamalar, “bizden” medyaya enformasyon akıtılarak yürütülen propaganda kampanyası… Savcı’nın hiçbir idari yetkisi olmadığı halde posterleri toplattırması, afişleri indirtmesi…

Bunlara bazı eski AK Partili bakanlar ve milletvekilleri de yüksek sesle tepki gösterdiler.

Belli ki, amaç sadece adli soruşturma değil, daha önemlisi, kamuoyu yaratmak ve muhalefete gözdağı vermek.

Asıl sorun bu. Normal bir soruşturmaya kim ne diyebilirdi ki…

NİYE BÖYLE YAPIYOR

Erdoğan’ın böylesine CHP’nin “boğazını sıkması”nın sebebi, CHP’nin ana muhalefet partisi olmasıdır. Erdoğan’ın “Rabbim bunların eline bizi düşürmesin” sözü, tekrar seçilmek için kararlılık ifadesidir. Meclis’te DEM’in destek oylarıyla seçimleri biraz öne alarak dördüncü defa kolaylıkla aday olur. DEM bu desteğin işaretini, Numan Kurtulmuş’a verdiği oylarda gösterdi.

Aday olur da kazanır mı? DEM desteği önemlidir ama ekonomi o kadar sıkıntılı ki, sandıktan çıkmak için DEM desteği yetmeyebilir.

Şehirli sağ seçmen nezdinde CHP’nin “oy verilebilir bir parti” olmaktan çıkarılması ve güçlü rakip adayların tasfiyesi Erdoğan’ın seçim hesabında stratejik bir öneme sahiptir.

Onun içindir ki, Erdoğan’ın CHP’ye yönelttiği suçlamalar artık İngiliz Muhipler Cemiyeti’ne benzetmeye kadar ölçüyü, endazeyi aştı.

Soruşturmalar da hukukun ölçüsünü, endazesini aştı.

Olan memlekete oluyor…

‘HUKUK DIŞINA…’

Ceza Kanunu’muzun 2004’teki mimarlarından Prof. İzzet Özgenç 5 yıl önce, Cumhurbaşkanlığı YİK üyelerine bir şeyler yapmaları için kaleme aldığı çağrıda, savcıların ölçüsüz soruşturmalar açmasını eleştirerek şöyle demişti:

“Ülkemizde, hukukun dışına çıkılma yönünde hızlı bir süreç yaşanmaktadır…” (18 Nisan 2020)

Bugünkü tabloya bakarak “hukukun dışına çıkma süreci”nin hızını görmek mümkün. Dünyada da bu soruşturmalar siyasi uygulamalar olarak görüldü. İktidarın hukuk puanı dünyaca belli olduğu gibi AB’nin yıllardan beri talep ettiği “Yolsuzlukla Mücadele Kanunu”nu iktidarın çıkarmadığı da dünyaca biliniyor.

ÜLKEYE MALİYETİ

Siyasi güç kavgasının bu boyutlara tırmanmasından ülke büyük zarar görüyor. Soruşturmanın ekonomide 60 milyar dolarlık “türbülans” yaratması bunun örneklerinden sadece biri.

Asıl zarar, siyasi kavganın zihinlerimizi işgal ederek bilimi, teknolojiyi, eğitimi, kültür ve sanatı düşünmemize yer bırakmamasıdır.

Dünkü Vietnam bugün 136 milyar dolar teknoloji ihraç ederken bizimkinin 5 milyar dolarcık olmasını konuşuyor muyuz?!

Dünyanın hızında yürüyemediğimiz içindir ki, Türkiye’de “kişi başı gelir 1960 yılında ABD’deki gelirin yüzde 20’si kadardı, 2013’ten sonra ciddi bir ivme kaybederek, 1960’ın altına düştü!” (Prof. Ufuk Aktçiğit, BlooombergHT, 3 Mayıs 2023)

Ve, dört gencimizden biri ne herhangi okula gidiyor, ne de bir işi var!

Böyle “Türkiye Yüzyılı” olur mu?

Taziye: Genç yaşta hayatını kaybeden Maniye Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’e Allah’ta rahmet diliyorum. Ailesinin ve dostlarının acısını paylaşıyorum.

https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/muhalefetin-bogazini-sikmak-1604174