İzmir Adnan Menderes Havalimanı PAT Sahası, açık usul dururken neden davet usulüyle ihale edildi? Bu ihalenin, üç firmadan oluşan bir ortaklığa verilmesi konusunda herhangi bir siyasi baskı söz konusu mudur? Düşük indirim dolayısıyla ortaya çıkan kamu zararından özel fayda görenler olmuş mudur?
Geçen ay bu köşede Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı DHMİ’nin, pazarlık usulüyle yani kamuoyuna duyurmadan yaptığı Bingöl Havalimanı PAT (Pist Apron Taksi yolu) Sahası ihalesini gündeme taşıdım.
Daha önce iki kez açılıp ikisi de iptal edilen bu ihalenin üçüncüsünde, yaklaşık maliyetin 1 milyar 700 milyon TL düzeylerine yükseldiğini aktardım.
Önceki son ihalede, Bingöl Havalimanı PAT Sahası Bakım onarımına dair yaklaşık maliyet 900 milyon TL civarındaydı. Ve önceki iki ihale de açık usulle yapılmıştı.
Havalimanı PAT sahalarının bakım ve onarımı uçuş güvenliği için önem taşıyor elbette. Ancak bu kadar önemli bir nitelik taşıyan ihalenin rekabete açık ve kamuoyunu bilgilendirerek yapılması gerekiyor. Önce açık yapılan bir ihalenin neden sonra pazarlık usulüne çevrildiğine de o yazımda dikkat çektim.
İptal
İşte, 26 Eylül 2025 tarihinde pazarlık usulüyle, yani az sayıdaki firmaya davet gönderilerek yapılacağını duyurduğum bu ihalenin geçtiğimiz günlerde iptal edildiğini öğrendim. İhalenin kendisi saklı tutulduğu için, iptali de saklı tutulmuş. Erişilmesi kolay olmayan bu bilgiyi öğrenmekle birlikte, resmi olarak ikinci kez teyit etme imkânı bulamadım. Ancak bu iptal işleminin, kamuyu olası bir zarardan koruduğunu “şimdilik” kaydıyla belirtebiliriz.
Ancak bitmedi, bitmiyor…
Önce Bingöl sonra İzmir
Havalimanı PAT sahalarının bakım ve onarım ihalelerinin, bazı kesimlerce bir voliyi vurmak, bir vurgun fırsatı olarak görüldüğü, taahhüt sektöründe giderek daha çok konuşuluyor.
Yine pazarlık usulüyle yaptırılmak istenen ve yine yaklaşık maliyeti DHMİ tarafından oldukça yüksek belirlendiğini öğrendiğim bir diğer PAT Sahası ihalesini de “yakıngözlüğü” isimli YouTube kanalım üzerinden geçen hafta paylaştım.
DHMİ tarafından İzmir Adnan Menderes Havalimanı PAT Sahaları onarım ihalesinin de 1 Ekim’de yine pazarlık usulüyle yapıldığını, 2025 yılı Yatırım Programı’nda 1,7 milyar TL olarak resmi kayıtlara geçen bu “iş” için 2,7 milyar TL yaklaşık maliyet belirlendiğini aktardım. Davetli yapılan bu ihalenin de yaklaşık 2,5 milyar TL’ye sonuçlandığını belirttim.
Eğer bu ihale, 21-b, 21-c, yani pazarlık usulü yapılmayıp açık usulle yapılsaydı, açık usulde müteahhitlerin verdiği indirim oranının daha yüksek olması sebebiyle, kamunun 400-500 milyon TL kara geçebileceği değerlendirmesini paylaştım.
İzmir Adnan Menderes Havalimanı PAT Sahası ihalesinde iki türlü kamu zararı doğma olasılığından söz ettim:
- Yaklaşık maliyetin yüksek belirlenmesinden kaynaklanan zarar
- İhalenin davetli olması sebebiyle rekabete kapalı olması “fırsat” bilinerek yapılan düşük indirimden kaynaklanan zarar. Fırsattan kastım şu: İhaleyi nasıl olsa alacağını bilen şirketler, kamu lehine olacak indirimi olabildiğince düşük tutuyor. Bu, yıllardır böyle üstelik…
Üç soru önergesi art arda
Bu yayınım üzerine, önce EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, ardından CHP Sivas Milletvekili Ulaş Karasu soru önergeleri verdi. Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun yanıtlaması istemiyle verilen soru önergelerinde, İzmir Adnan Menderes Havalimanı PAT Sahası için gizli yapılan, bu ihale sonucunda kamunun büyük zarar uğratıldığı iddiasını sordular.
Milletvekilleri, neden bu usulün tercih edildiğini, neden açık ihale yapılmadığını, kamu zararına sebep olanlar için işlem yapılıp yapılmayacağını da Bakan Uraloğlu’na yöneltti.
CHP İzmir Milletvekili Salih Uzun da arayarak, İzmir Milletvekili olarak kendisinin de konuyla ilgileneceğini ve soru önergesi hazırlığı içinde olduğunu iletti.
Siyasi baskı mı var?
Yüzlerce kez yazdığım bir konuyu tekrar paylaşıyorum. Pazarlık usulü, olağanüstü durumlar, acil haller ya da özellikli işlerde başvurulması gereken bir yol. PAT Sahası bakım ve onarımının neden acil iş kapsamına sokulduğu, neden rekabetten kaçırıldığı izah edilmelidir. Halen yürürlükteki yasalara göre kamu görevlileri, işlemleriyle kamu zararının oluşmamasından sorumlu, oluşmasına izin verirlerse de hesap vermek zorundadırlar.
Üç soruyla bitiriyorum:
- İzmir Adnan Menderes Havalimanı PAT Sahası, açık usul dururken neden davet usulüyle ihale edildi?
- Bu ihalenin, üç firmadan oluşan bir ortaklığa verilmesi konusunda herhangi bir siyasi baskı söz konusu mudur?
- Düşük indirim dolayısıyla ortaya çıkan kamu zararından özel fayda görenler olmuş mudur?
Bu soruların cevapları; kendi ülkesinde gelecek göremeyen gençleri, pazardan çürük sebze toplayan emeklileri, MESEM adlı sermaye okul şebekesinde, patronların kar hırsı yüzünden iş cinayetlerinde ölen 14-15 yaşındaki gençleri, okuluna beslenme götüremeyen çocukları ve onların asgari ücrete talim etmesi istenen ailelerini ilgilendiriyor.
https://t24.com.tr/yazarlar/cigdem-toker/pat-sahasi-mi-vurgun-yolu-mu,51999