Çiğdem Toker


Sanayi şirketleri talep etti, iktidar listeye koydu

“34 alan ve 184 meslek dalında 9, 10 ve 11. sınıf öğrencilerine asgari ücretin en az yüzde 30'u, 12. sınıftaki kalfalara asgari ücretin en az yüzde 50'si kadar maaş, iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı sigorta.”


2025 Yılı Eylem Planı'na göre Meslek Yüksek Okulu programları, il ve ilçelerdeki oda ve borsalar ile ilişkilendirilecek. Birlikte çalışmaları için mekanizma kurulacak. YÖK ile Sanayi Teknoloji Bakanlığı sorumlu kurum; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile YOİKK üyesi STK’lar da ilgili, kurumlar olarak belirlendi

mesem

“MESEM’i kim icat etti? 2016’da başlayan MESEM programı 2021’de çağ atladı. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ‘Mesleki eğitimde yeni bir dönem başlayacak’’ diye bunu duyurmuştu. Önceden işçinin maaşının üçte birini çalıştığı işyeri öderken, Bakan Özer’in anlattığı bu yeni çağda, artık onu da devlet ödeyecekti.

 Yani işçi işyerine bedava iş gücü olacaktı. Bakan’ın deyimiyle MESEM’ler cazip bir eğitim türü olacaktı.  Ekonomik kriz ve işsizlik kaygıları, gençleri bu düzenin içine itti. Bugün geldiğimiz noktadaysa her yerde işçinin iki kuruş ücrete el koyan patronları, işçinin 6 bin lirasından yemek ücreti kesen ustaları ve yasal sınırların saatlerce üzerinde çalışmaya mecbur edilen çocuk işçileri görüyoruz.

 Peki soruyoruz: Bu eğitim türü kimin için cazip? Biz 500 bin MESEM’li için mi yoksa bir avuç patron için mi?”

* * *

Biraz uzunca ama sistemin “ruhunu” iyi yansıtan bu alıntı, “MESEM’li Gençler Haberleşme ve Dayanışma Ağı” isimli sosyal medya hesabından. Girip baksanız daha neler göreceksiniz:

“14 Şubat’ta sevgilin yok diye üzülme. 19 Mayıs’ta da gençliğin yoktu.”

“Sömestr tatili sona erdi ama MESEM’li öğrencilerin mesaisi zaten hiç bitmemişti.”

440 bin öğrenci patronlar

Sistem içinde hak ettikleri küçük ücretleri bile kesilerek çalışan öğrencilerin, nasıl bir sömürü düzenine maruz kaldıklarını anlattıkları mesajların aksine, Milli Eğitim Bakanlığı’nın aynı konudaki internet sayfası şen şakrak: Mesleki Eğitim Merkezleri “seni” bekliyor diye renkli çağrıda bulunuyor. İşte o sayfadaki veriye göre, halihazırdaki MESEM’li yani Mesleki Eğitim Merkez’li öğrenci sayısı 440 bin 353. Aynı sayfada şu bilgiler de yer alıyor:

“34 alan ve 184 meslek dalında 9, 10 ve 11. sınıf öğrencilerine asgari ücretin en az yüzde 30'u, 12. sınıftaki kalfalara asgari ücretin en az yüzde 50'si kadar maaş, iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı sigorta.”

Eski adı Çıraklık Eğitim Merkezi olan MESEM, 2016’da örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınıyor. Peki neden? Bu açıklıkta ifade edilmiyor elbette ama herkes biliyor: Patronlar ucuz emek talep ettiği için. Ancak bu sistem çocukların hayatına mal oluyor. İSİG (İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği) Meclisi tarafından yayımlanan Çocuk İş Cinayetleri Raporu’na göre 2013-2024 döneminde en az 742 çocuk içi hayatını kaybetti. Sadece 2024’te yaşamını yitiren çocuk işçi sayısı 71'e ulaşırken, bu sayı son 12 yılın en yüksek çocuk işçi ölümü olarak kayda geçti.

Hâl böyleyken işyeri denetimlerinin düzgün yapılmadığı, etkili yaptırımların uygulanmadığı mevcut ortamda iktidar, çocuk işçiliği patronların taleplerine uygun biçimde şekillendirmeyi sürdürüyor.

Sıra meslek yüksek okullarında

Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu’nun (YOİKK) son toplantısında tamamlanan 2025 Yılı Eylem Planı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından da açıklandı. Yılmaz, ulusal ve uluslararası yatırımcıların karşılaştığı yasal, idari ve bürokratik sorunlara çözüm üretilmesi, özel sektör yatırımlarının desteklenmesi, sürdürülebilir iş ve istihdam imkânlarının güçlendirilmesi ve ihracat odaklı üretimin teşvik edilmesi amaçlarını hatırlattı.

Yeni Eylem Planı’nın; ekonomik büyümeye ve istihdama katkı sağlayacak 39 eylemden oluştuğunu söyledi. Eylem Planı, kamu ihale yasasının uluslararası uyumundan, yapay zekâ stratejisine, ihracatın finansmanının güçlendirilmesine kadar birçok maddeden oluşuyor.

İşte bu listenin en sonunda 39. sırada yer alan madde, yukarıda aktardığımız çocuk işçiliğinin MESEM modeliyle adeta armağan edildiği patronlara, bu defa akademik olarak yüksek okullara taşıyacak mekanizmayı tanımlıyor:

“Sanayinin ihtiyaç duyacağı mesleklere yönelik Meslek Yüksek Okulu Programları Geliştirilmesi” olarak adlandırılan eylemin açıklama bölümü ise şöyle:

“İşgücü piyasasının değişen ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikli insan kaynağı yetiştirmek amacıyla MYO programlarının, sanayi ile eşgüdüm içinde yeniden yapılandırılması.”

Eylem Planı’na göre Meslek Yüksek Okulu programları, il ve ilçelerdeki oda ve borsalar ile ilişkilendirilecek. Birlikte çalışmaları için mekanizma kurulacak. YÖK ile Sanayi Teknoloji Bakanlığı sorumlu kurum; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile YOİKK üyesi STK’lar da ilgili, kurumlar olarak belirlendi.

Görünen o ki, yasal sınırların saatlerce üzerinde çalıştırılan, küçük ücretleri bile kesintilere uğratılan MESEM’li gençlerden sonra, patronların talep ettiği ucuz işgücü sistemi, şimdi de meslek yüksek okullarına genişletilecek.

https://t24.com.tr/yazarlar/cigdem-toker/sanayi-sirketleri-talep-etti-iktidar-listeye-koydu,50674