Arslan Bulut


Silah bırakma değil Sevr dayatması!

Bildiride “Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı.” denilerek, Sevr şartlarına dönmek arzusu ifade edilmiş oldu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi reddedildi.


Terör örgütü PKK, 12. Kongre sonuç bildirisi açıkladı. Örgüt, silahlı mücadelenin sonlandırması kararlarını alarak, “PKK adıyla yürütülen çalışmaları” sonlandırdı.

Bu ifade, “Çalışmalarımız başka adlarla devam edecektir” anlamına geliyor.

Bildiride, "Kongremizin aldığı PKK’nin fesih ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma kararı kalıcı barışa ve demokratik çözüme güçlü bir zemin sunmaktadır. Söz konusu kararların uygulanması Önder Apo’nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir. Bu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisinin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önemli olmaktadır.” denildi.

Yani kararın uygulanması, Abdullah Öcalan’a siyaset yapma hakkı verilmesiyle ilgili Meclis kararı alınmasın bağlanmış durumda...

***

Bildiride “Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı.” denilerek, Sevr şartlarına dönmek arzusu ifade edilmiş oldu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi reddedildi.

Öyle ki, “PKK katı Kürt inkârının, buna dayalı imha siyasetinin, soykırım ve asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullarda şekillendi.” denilerek Türkiye soykırımla suçlandı!

Bildiride “1990’lı yılların koşullarında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Kürt sorununu siyaset yoluyla çözme arayışı gelişti ama devletin Turgut Özal ve ekibini ortadan kaldırması, Kürt inkâr ve imha siyasetinde ısrar ederek savaşı tırmandırması neticesinde bu yeni süreç sabote oldu.” iddiasına yer verildi!

Bildiride, “Önder Apo Kürt-Türk ilişkilerinin sorunsallaştığı Lozan Antlaşması’nın ve 1924 Anayasasının öncesini referans alarak, Ortak Vatan ve Kürt-Türk halklarının kurucu öğe olduğu Demokratik Türkiye Cumhuriyeti perspektifini ve Demokratik Ulus anlayışını Kürt sorununun çözüm çerçevesi olarak benimsedi.” denilerek Sevr özlemine ikinci defa vurgu yapıldı!

***

Bildiride “Türkiye’nin sol-sosyalist güçleri, devrimci yapı, örgüt ve şahsiyetlerinin Barış ve Demokratik Toplum sürecini sahiplenmeleri ile halkların, kadınların ve ezilenlerin mücadelesi yeni bir düzey kazanacaktır. Bu, son sözleri ‘Yaşasın Türk ve Kürt Halklarının Kardeşliği ve Tam Bağımsız Türkiye!’ olan büyük devrimcilerin amaçlarını başarmak anlamına gelecektir.” denilerek Deniz Gezmiş’e atıfta bulunuldu.

Bildiride “Uluslararası güçleri halkımıza yönelik yürütülen yüzyıllık soykırım politikalarındaki sorumluluklarını görerek demokratik çözüme engel olmamaya ve sürece yapıcı katkılarını sunmaya davet ediyoruz” denilerek Kürt soykırımı iddiasının tanınması istenmiş oldu.

Hürriyet gazetesine göre “Silahlar BM gözetiminde ve Kuzey Irak’ta teslim edilecek.” Yani, PKK, BM güvencesi de istiyor.

***

Emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu, “Türkiye Cumhuriyeti, PKK'nın bildirisini yok hükmünde saymazsa devlet özelliğini kaybetmiş demektir. Bu bildiri Lozan'ı reddediyor, Cumhuriyet'i reddediyor, Sevr'in geçerli olduğunu kabul ediyor!” diye bir durum özeti yaptı.

Aslına PKK ne istediğini, yıllar önce Talabani’ye açıklamıştı. Talabani, “PKK’lılar bana ‘Silahı bırakıp dağdan şehre inmemiz isteniyor. Gideceğimiz yer neresi? Ev mi, yoksa hapis mi? Birinci şartımız genel af ilan edilsin. Hazırlanacak yeni anayasada -Türkiye’nin hepsi Türk değildir. Türkiye birçok ırktan oluşur- ifadesine yer verilsin’ dedi. PKK’yı ikna etme konusunda başarılı olduk sayılır. Türk tarafını ikna etme konusunda yarım başarılı olmuş sayılırız. Bu konuda kardeşim Mesut Barzani ve Berham Salih Türk tarafıyla iyi çalışma yürütüyor” diye konuşmuştu.

Anlaşılan şimdi, Türk tarafını temsil eden İktidar ve muhalefet liderleri ikna edilmiş durumda!

***

Biz “Yeni Anayasa PKK’nın talebi ve Amerikan dayatmasıdır” derken bunu Oslo’da yapılan PKK-MİT konuşmasından çıkarıyorduk! Orada koordinatör ülke temsilcisi, taraflara “Sizi burada biz topladık. Abdullah Öcalan’ın talepleri Meclis’te görüşülecektir” demişti’

Kısacası, ABD ve PKK dayatması ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, dolayısıyla Türk Milleti’nin Türkiye üzerindeki egemenlik hakkı ortadan kaldırılmak isteniyor.

Amerikan dayatması olunca, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını rafa kaldırmak suç olmaktan çıkıyor mu?

Atatürk, Anadolu’da Türkleri Ankara çevresini hapsederek, doğuda Ermenistan ve Kürdistan kurulmasını öngören Wilson prensiplerini ve Sevr Antlaşmasını tarihin çöplüğüne atmıştı ama açılım siyaseti takip eden iktidar ve ana muhalefet, Türkiye’ye bu şartları dayatan PKK’ya ülkenin bütün kapılarını açmış oldu.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/silah-birakma-degil-sevr-dayatmasi-914263h.htm